Giriş yapmadınız.

  • "sahra-cantanem" bir kadın
  • Konuyu başlatan "sahra-cantanem"

Mesajlar: 7,470

Kayıt tarihi: Mar 9th 2010

Konum: izmir

  • Özel mesaj gönder

1

Tuesday, 19.02.2013, 23:21

Halil İbrahim Bereketi..

Vaktiyle Birbirini Çok Seven İki Kardeş Varmış.
Büyüğü Halil.
Küçüğü ise İbrahim.
Halil evli çocuklu.
İbrahim ise bekârmış.
Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin.
Ne mahsul çıkarsa iki pay ederlermiş.
Bununla geçinip giderlermiş.

Bir yıl yine harman yapmışlar buğdayı.
İkiye ayırmışlar.
İş kalmış taşımaya.

Halil bir teklif yapmış :
İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.
Peki abi demiş İbrahim.
Ve Halil gitmiş çuval getirmeye.

O gidince düşünmüş İbrahim:
Abim evli çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine
Kendi payından bir miktar atmış onunkine.

Az sonra Halil çıkagelmiş.
Haydi İbrahim demiş önce sen doldur da taşı ambara.

Peki abi.
İbrahim kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola.
O gidince Halil düşünür bu defa:

Der ki:
Çok şükür ben evliyim kurulu bir düzenim de var. Ama kardeşim bekâr.
O daha çalışıp para biriktirecek. Ev kurup evlenecek.

Böyle düşünerek
Kendi payından atar onunkine birkaç kürek.
Velhasıl biri gittiğinde öbürü kendi payından atar onunkine.
Bu böyle sürüp gider.
Ama birbirlerinden habersizdirler.
Nihayet akşam olur.
Karanlık basar.
Görürler ki bitmiyor buğdaylar.
Hatta azalmıyor bile.
Hak teala bu hali çok beğenir.
Buğdaylarına bir bereket verir bir bereket verir ki.
Günlerce taşır iki kardeş bitiremezler.
Şaşarlar bu işe.
Aksine çoğalır buğdayları.
Dolar taşar ambarları.

Bugün "Bereket" denilince bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir..

Benzer konular