Dilek Kara'nin Kalemiyle.
Suavi'nin yaşı konuşuldu baba olduğunda... Oysa bu hikaye içinde başka bir hikaye daha var: Eşi Gönül Hanım'ın kanseri yenip bebek sahibi olması...
Kanser! Hem çağın hastalığı, hem de herkesin korkusu…
Tanıdığım, bildiğim insanları ‘
kanser’ denilen illete teslim ettikçe anladım bu işin şaka olmadığını…
Gözümüz yaşlı ama yüzümüzde gülümseme ile moral vermeye çalıştık bazılarına…
Allah herkesin yardımcısı olsun. Ve hiç kimse “
Benim başıma gelmez” diye rahat hareket etmesin.
Yakın arkadaşlarımdan ikisi, tedavileriyle birlikte morallerini hep en üst seviyede tuttular ve kazandılar.
Erken teşhis yapılamayan, çünkü doktorun semtinden bile köşe bucak kaçan bir diğeri ise “
Keşke daha erken bulunsaydı. Keşke ben de sigara içmeseydim. Keşke yüzümü güldürebilseydim. Keşke… Keşke…” diyerek vedalaşmıştı bizlerle. Allah Rahmet eylesin…
Moralinizi bozmak değil amacım.
Bir elde ‘
Kanser’ diye bir gerçek var, diğerinde de yaşanmayı bekleyen bir hayat.
Haber ilk duyulduğunda, herkes babanın yaşıyla ilgilendi. Oysa başka bir kazanmışlık hikayesi daha vardı haberin içinde.
Suavi’den, değerli eşi Gönül Hanım’dan ve minik kızları Suada’dan bahsedelim biraz. Hem de ‘
kanser’ diye başladığım bir yazıda.
Hoş geldin güzel bebek…
Çok şükür anne de bebek de iyi. 62 yaşında baba olunca herkesi şaşırtan Suavi de çok iyi.
Suavi’nin sözleri açıklayacak her şeyi…
“
Evet, ben 62 yaşında baba oldum ama benim yaşımın bir önemi yok. Asıl önemli olan, eşim Gönül’ün annelik heyecanını yaşaması. Gönül, meme kanseriydi. 14 yıl boyunca bu illeti yenmek için mücadele verdik. Ve sonunda galip geldik. Dr. Süheyla Serdengeçti, eşimin doğal yollardan anne olabilmesi için elinden geleni yaptı. Gönül, kemoterapi ve ilaç tedavilerinden sonra anne oldu. Şimdi de memesinden çocuğuna süt emziriyor. Benim ilk evliliğimden bir oğlum var. Gönül’le 15 yıl önce evlendiğimizde de çocuğum olmasını istemiştim ama mücadelemiz bizi bu tarihe getirdi.”
Suavi’nin eşi Gönül Hanım gibi Filiz Akın, Defne Samyeli, Oya Başar, Arzum Onan ve niceleri de bu savaşı kazandı.
Hiçbir hastalık tek kişinin değildir aslında.
Hastalık tanısı konan kişi ile birlikte ailesi, iş arkadaşları, komşuları, çevresindeki herkes bir şekilde etkilenir bu durumdan.
Hastalıkların tedavisi için doktorun sözünden çıkmamak, galip geleceğine inanmak ve ne olursa olsun, kim ne derse desin morali yüksek tutmak önemli.
İnanç, düzenli kontrol, moral, doktorunuzun tavsiyelerine uymak…
Hepinize sağlıklı günler dilerim…
Kaynak: Dilek Kara / Haber365 Özel