Susmali insan sirasi ona gelince... Bazen bir anlik susmanin anlatabilecegi seyleri saatler süren konusmalar anlatmakta yeterli olamiyor.
Bazen sususlara saklaniyor sevgiler... bazen de nefretler... Her susus beraberinde bir birlikteligi getiriyor yada ayriligin soguk duvarlarini örüyor araya. Söyleyecek, söylenmesi gereken çok seyler oldugunda da susuyoruz çogu zaman. Kendimize anlatiyoruz nedense karsida ki dinlesin diye hazirladigimiz hep 'ben' le baslayan uzun cümleleri.. Ve bitislerde hep acabalar kaliyor aklimizda...
Her seyi bitiriyoruz kimi zaman tek bir söz söylemeden, açiklama yapmadan. Sususlara saklaniyoruz yine...Birakalim da onlar anlasin diye...
Hersey bittigi zaman baslayan seyler bazen güzel de olabiliyor ama hiçbiri sonsuza kadar sürmüyor. Sonsuz olacak bu defa diyerek baslanan her sey yarim kaliyor. Yarim hayatlarimiza bir de yarim insanlar ekliyoruz sonra. Ve her her seferinde savunmamiz onlari sonsuz sanmamiz oluyor.
Tükeniyoruz yavasça... Tüketiyoruz hayati. Sususlardan siyrilip yol oluslara siginiyoruz sonra. Gidiyoruz...uzaniyoruz sonsuza. Yolcular gelip geçiyor üzerimizden adlarini bile ögrenemiyoruz acelelerinden... acelemizden.
Her yolun vardir bir sonu deyip kendi sonumuzu kesfe çikiyoruz. Vardigimiz diger yol ayrimlari da ayni bizim gibi; hepsinin üzerinde izler var geçenlerden ve hiçbirini silebilecek kadar kuvvetli bir rüzgar yok ortalikta.
Terk edilisler basliyor sonra yapayalniz kaliyoruz... Kendi yarattigimiz sessizlige çakiliyoruz.