Giriş yapmadınız.

1

Wednesday, 22.10.2008, 11:21

KIYAMET GUNU --1

Kuran'da bu zorlu gün, "din günü", "hesap ve ceza günü", "ahiret günü" gibi isimlerle tanımlanmaktadır. Bu gün yeniden yaratılan gök ve yer artık ebedi hayata ait olan mekanlardır. İnsanların tümü yeni bir yaratılışla tekrar diriltilecektir. O gün inkar edenler ile iman edenlerin kesin bir ayrılışla ayrılacakları, ebedi yurtlarına sevk edilecekleri gündür. İnkar edenler de dahil olmak üzere kimse bu güne yabancı değildir.
İman eden ve dünyadaki hayatları boyunca ahiret hayatına hazırlanan müminler, bugün yaşanacak olanları daha önce Kuran'da kendilerine açıklandığı şekilde bulurlar. Allah'ın kendilerine vaat ettiğine kavuşmanın rahatlığı içindedirler. İnkar edenler ise tarifsiz bir korku, pişmanlık ve endişe içindedirler. Dünya hayatları boyunca bir yandan büyük bir hırsla Allah'ın getirdiği sisteme karşı savaşırken, bir yandan da belli etmemeye çalışsalar da yaptıkları yanlışın farkında olmuşlardır. Unuttukları bu gerçek artık karşılarındadır. Dünyada durmaksızın "ya bu söylenenler doğruysa" diye düşünerek büyük bir tereddüt ve korku yaşadıkları, kuşkuya kapıldıkları gerçekle yüzyüzedirler. Sonsuz hayatları boyunca yaşayacakları, asla önüne geçemeyecekleri ve kendilerinden çeviremeyecekleri büyük azabın ilk dakikalarını yaşamaya başlamışlardır. Bakara Suresi'nin 28. ayeti şöyledir:
Nasıl oluyor da Allah'ı inkar ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi O diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O'na döndürüleceksiniz. (Bakara Suresi, 28)
Sur'a İkinci Üfürülüş ve Din (Diriliş) Günü
Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: "Andolsun, siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz." Artık o gün, zulmedenlerin ne mazeretleri bir yarar sağlayacak, ne (Allah'tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecektir. (Rum Suresi, 56-57)
Tarih boyunca yaşamış olan insanlar Allah'ın ve ahiretin varlığına karşı uyarılmış, Allah'ın kendilerine gönderdiği elçiler aracılığıyla hak olan dine davet edilmişlerdir. Ancak Kuran'da da bildirildiği gibi az bir topluluk dışında insanların çoğu iman etmemiş, Allah'a ve elçisine karşı koymuşlardır. Bu insanlar öldükten sonra yeniden dirilecekleri gerçeğini de ısrarla inkar etmişlerdir. Kuran'da bu insanların inkarları şu ayetlerle haber verilmiştir:
Olanca yeminleriyle: "Öleni Allah diriltmez" diye yemin ettiler. Hayır; bu, O'nun üzerinde hak olan bir vaidtir, ancak insanların çoğu bilmezler. Hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara açıklaması ve inkar edenlerin kendilerinin yalancı olduklarını bilmesi için (diriltecektir). (Nahl Suresi, 38-39)
Eğer sizin benzeriniz olan bir beşere boyun eğecek olursanız, andolsun, siz gerçekten hüsrana uğrayanlar olursunuz. O, öldüğünüz, toprak ve kemik haline geldiğiniz zaman, sizin mutlaka (yeniden diriltilip) çıkarılacağınızı mı va'dediyor? Heyhat, size va'dedilen şeye heyhat.. O (bütün gerçek), yalnızca bizim (yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz ve yaşarız, biz diriltilecekler değiliz. (Mü'minun Suresi, 34-37)
İnkar etmelerinin en temel nedeni, dünya hayatını yaşanacak yegane hayat olarak görmeleridir. Bu çarpık mantığın kendilerine ölüm ile yok olma fikrini makul göstermesi çok ilginçtir. Yeniden dirilişi de bu yüzden kabul etmez, Allah'ın Kuran'da haber vermiş olduğu olayları ve hesap gününü redderler. Oysa tüm canlıların ve dünyanın bir sonu vardır, yaşam ölümle birlikte son bulmaktadır. Tekrar dirilişi inkar eden kullara karşı Allah'ın dünyadayken verdiği örneklerden bir kısmı Kuran'da şu şekilde geçmektedir:
Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi; dedi ki: "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?" De ki: "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir. Ki O, size yeşil ağaçtan bir ateş kılandır; siz de ondan yakıyorsunuz. Gökleri ve yeri yaratan, onların bir benzerini yaratmaya kadir değil mi? Elbette (öyledir); O, yaratandır, bilendir. Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir. Her şeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne yücedir. Siz O'na döndürüleceksiniz. (Yasin Suresi, 78-83)
O'nun ayetlerinden biri de, senin gerçekten yeryüzünü huşu içinde (solmuş, boynu bükülmüş ve kupkuru) görmendir. Ama Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, deprenir ve kabarır. Şüphesiz onu dirilten, ölüleri de elbette dirilticidir. Çünkü O, her şeye güç yetirendir. (Fussilet Suresi, 39

*Deniz*

Bilge

  • "*Deniz*" bir kadın

Mesajlar: 5,865

Kayıt tarihi: Feb 27th 2007

Konum: Kocaeli

  • Özel mesaj gönder

2

Wednesday, 22.10.2008, 11:32

ceza06, güzel paylaşımınız için teşekkürler

3

Friday, 23.12.2011, 00:18

Emeğinize sağlık, paylaşımınız için teşekkür ederim ... Allah razı olsun...