Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

ela

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "ela"

Mesajlar: 161

Kayıt tarihi: Nov 23rd 2006

  • Özel mesaj gönder

1

Wednesday, 23.05.2007, 20:28

Erhan Güleryüz siirleri..

AŞK ACISI

Kim derse "geçer" diye.
Ona geçsin bu acı.


KARMA!

Karma diye bir şey varsa Allah'ım,
ne olur artık beni karma.



Aşk Of The One Night Stand

Omuzumda diş izlerin var,
acısını şimdi hissetmek istediğim.
Bir anıt,
bir kanıt,
bir yanıt.
Ben de sevmiştim.
Düz ve pahalı bir yalandı bizimkisi.



Acındırma Şiiri

Sağda, solda izlerin var.
Zor oluyor bazen uyanmak.
'Zaman en iyi ilaç' derdi babam.
Toparlanmaya çalışıyorum.
Kendime yeni uğraşlar buldum;
şiir,
resim,
tiyatro,
sinema.
Seni yazıp,
seni boyuyorum.
Seni oynayıp,
seninle uyuyorum.


Ara Sıcak

Ateş gibi bir öğle vakti.
denize üç kilometre.
ensemden döküldü aşk.
önümden, dizlerime...
oradan sandaletlere
ve toprağa...


Ah Bir Çocuk Kalsam

Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Üç taş, üç cam olmalıydı hayat.
En büyük kavgamız gazoz kapağından çıkmalıydı
ve en büyük acımız
öğretmenimizin başka şehre tayini olmalıydı.
Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Büyümeğe özenmeliydik büyümeden...
İnsan dediğin,
yürüdükçe yorulan, yoruldukça ağlayan bir taş değil mi?
Çözmesi zor değil.
Sen ansın, yaşanan zaman...


Son Şiir

Yazılar bitince
denizi seyret biraz.
Sözler bitince
anlatamadıklarına üzülme.
Yorgunsan konuşma istersen.
Saat kaç olursa olsun,
ben gözlerini dinliyor olacağım...


Sana Birikiyorum

Artık çıkmıyorum İstiklal'e.
Sabah Fatma Hanım uyandırıyor.
Helva, ekmek, çay...
Bana onlar bakıyor.

Odanın hali perişan,
ben perişan.
Kimse yok işime karışan.

Ara sıra balkona çıkıyorum.
Fesleğenler kuruduğunda Ocaktı.
Ben baharı bekliyorum.

Ne olduğunu bilmediğim
bir umudum var hala
Gözüm şişelere takılıyor,
becerebilseydim ne ala.

Bu günlerde böyleyim ben,
yas denen şiirdeyim.
Bir köşede gülüşün var,
sırtımda kanlı bıçağın.

Hiçbir zaman duymayacağın,
duysan da anlayamayacağın
bir çığlıkta
sana birikiyorum...


Cankuş

Efendi soğuklar geldi!
Kuşlar da gittiler.
Yar kalır mı
bu kış kıyamette?

Bu kar kokusu İstanbul sokaklarında,
alır götürür beni eski şarkılara...

Sen de bilirsin Cankuş!
Yaşamak
güzel ve zor.

İş,
para,
aşk
vb., vb. şikayetler...
Birikir sıkıntılar yüreğinde.
sorular cevap bekler.
Elbet bir gün farkedip,
yardım eder melekler.

Bu kar kokusu
İstanbul sokaklarında...


Gitarımın Sırrı

Gitarımın içinde bi cin var,
Onundur hep o duyduğunuz şarkılar.
Gitarımın içinde bi cin var,
gözleri çekirdek kadar...


Gadın

Benim istediğim
ölümsüzlük iksiri değil ki.
Ölümden korkanın canı çıksın.
Ben,
yıllardır durmaksızın
beyaz kağıtlara döktüğüm
lacivert gözyaşlarımı
bir bahar valsiyle kurutacak rüzgarı istiyorum.
Bir dakika benim gibi sevecek.
Beklentisi yalnız aşk, sadakati yürekte,
insanı insan edecek bir GADIN istiyorum.


Yavru Köpek

Yuvasından ayrılan
yavru köpekti ruhum.
Meraklı bir bebektim.
''Neden? '' diye çok sordum.

Kirpinin dikenleri
acıtınca burnumu,
korkmadım, devam ettim
ben seçmiştim yolumu!

Hiçbir şey yıldırmadı,
dünyayı dolaşırken.
Tek bir yerde yoruldum,
aşk incitti ruhumu.



Optalidon


Soğuktu hava, her taraf kardı.
Gazyaşının karaborsaya düştüğü yıllardı.
Sarılıktım, halim yoktu.
Evin yolunda anamın elinden tuttum.
Tek sadık yardı.
Yol kıyısı kalabalık, Jandarma gelmiş.
Kamyonlar durup bakıyor.
Bir olay vardı.
Beyaz karın ortasında, izinlik yeşilleriyle
iki büklüm bir asker...
Her yanı kardı.
Sonradan anlattılar işin aslını.
İki kutu Optalidon...
Zamansız bir ayrılık...
Bir kasaba gelin olmuş bir aşkı vardı.



Naaber?

Hiçbir kadeh,
hiçbir antidepresan,
hiçbir hediye,
hiçbir psikiyatr,
hiçbir oyun,
hiçbir kadın,
hiçbir şarkı,
hiçbir çek ve hiçbir memleket,
beni, senin 'NAABER'in kadar
mutlu etmedi.



SUSKUNLAR

Al yalnızlığını gel, sıkılmayız.
Senin yalnızlığın,
benim yalnızlığımla konuşur...
Biz, ikimiz susarız.


TÜKÜRDÜ DÜNYA’ YA
Kerim Çaplı'ya


Çiroz mu çiroz,tartsan otuz kilo gelmez
Kemik yığını küçücük bir adam
Uzaktan kesiyorum,gitarı çalmıyor,
gitar onu köle etmiş,ağladıkça ağlıyor.

Gözlerinde bir korku,bir paranoya,
Bass gitarı Yavuz almış hep utangaç,hep sıkılgan,
davulda Tanju abi,klavyede tanımadığım biri var
Bodrum’un Bodrum olduğu yıllar.

Çakı gibi çalıyorlar,Jimmy Hendrix'ler,Deep Purple'lar
Havada uçuyor rakılar,biralar,
(içkiden korkmadığım zamanlar.)
Değiştiler çalgıları,bizimki geçti davula,
rahmetli Yavuz stratocaster'a
Çiroz dünyayı döndürüyor çaldığı davulla
Stormbringer neden yazıldığını anlıyor,
şaşkınım,tartsan otuz kilo gelmez
bu adamın içinde nasıl bir ruh var?

Ara verdiler tanıştık biraz lafladık,
elbet normal değildi,belli kızgın dünyaya
korkuyla bakıyordu delirmiş insanlara,
“Baba,” dedim, “büyüksün.” “Evet,” dedi, “uzatma.”

Darülaceze’ de geçen hafta,hüzün olmuş son defa
haberi bugün geldi,utandım yaşadığıma.
Mekanın blues olsun,neyse ki yalnız değilsin,
Yavuz da oralarda.....



ZARGANA

Zargana bu,
yani törpünün yüzeni.
İpek böceği nereden bilsin,
Zargana'yı öldüreceğini.



ÜÇ KURUŞA

Acılarımı satıyorum üç kuruşa.
Neyim varsa sattım,odam artık bomboş.
Nefesimi dinledim,garip bir ölüm huzuru,
bir sırat türküsü söylüyordu...
Korkmadım.

Şimdi anlıyorum ki,
küf ve kederden çıkılıyor
en güzel şarkılara.
Acılarımı satıyorum üç kuruşa.



SATICI

Seçimlik yap-boz acılarım var.
Seç seç al,aklına tak.
Minik hayat parçacıkları,yaşanmış öyküler...
Bildik bilmedik,
pul hüzünler satıyorum.



YOSUNLARIMI TEMİZLİYORUM

Çok uzak denizlerdeydim.
Dağ gibi dalgalara,
acımasız fırtınalara,bilmediğim bir maviye...
Tek küreğim kırık,
ğöğüs gerdim.

Sabahtan beri buradayım.
Herkesi gördüm neredeyse.
Seni bekliyordum aslında,
Gördüğün gibi buradayım,
yosunlarımı temizliyorum.



SEVECEKSEN

Sahiplenmeden,
Beklentisiz.
Kıskanmadan,
acı vermeden,
acı çekmeden
SEV.



SUYUN ÖLÜMÜ

SUYUN ÖLÜMÜ,
AKTIĞI YOLUN KENDİSİDİR.
YOLUN ÖLÜMÜ,
BİTTİĞİ ŞEHRİN ÖYKÜSÜ..
ŞEHİR, SADECE SUYU HATIRLAMAK İSTER,
HERŞEY BİTTİĞİNDE.



SELA

Sela mı okundu?
Yeşil bir masa uykusu güneşleniyor
yaşlılar kahvesinde.
Burası Çatalca nahiyesi,yıllardan 70'ler.
Kahvenin ihtiyarları her gün
ölen yaşıtlarının arkasından atıp duruyor.
"Yazık" diyeiç çekiyorlar,sıranın kendilerine yaklaşmasına...
Kıskanıp çaycı çocuğun genç gözlerini,
"zamanında" ile başlayan hikayeler anlatıyorlar.
Cemal'in anıları akıyor hüzünle.
Kahvenin köşesinde gizlice,
konuşulanları dinliyor Cemal'in bastonu.



TOPHANE' DEN SELAMLAR

TOPHANE’ DE OTURDUM GECENİN KÖRÜ.
KAHVEDE SÜKUT VARDI.
SOKAK LAMBASI, AY, YARASALAR, YAPRAKLAR...
TAM ŞİİRLİK BİR ANDI.
PENCERELERDE TEK TÜK IŞIKLAR,
GÖZÜM UZAĞA DALDI.
SENLİ BENLİ BİR YALNIZLIK,
NEFESİMDE BUĞULANDI.
ANLATSAM DELİ DERLER,
GÖZLERİMLE GÖRDÜM, DÜŞERKEN AHENGİNİ.
GALATA’ DAN BİR ŞİİR ATLADI.
YAKALAMAYA KALKSAM,
BENİ DE YAKARDI.
ÇIT ÇIKMADI, TOZ KALKMADI.
GALATA’DAN BİR ŞİİR ATLADI.




YAŞIYORUM İNSANLARI AĞLATARAK

ÖYLE VAZGEÇMİŞ,
ÖYLE BEZGİN, KIRGINIM.
ÇÜRÜMÜŞ SANDALLAR GİBİYİM.
DENİZ UZAK, ÇOK UZAK.


ÖYLE SİTEMKAR,
VE BİR O KADAR DA SUSKUN.
BOZULMUŞ YEMEK GİBİYİM,
KÜFLENMİŞİM YEMYEŞİL.


ÖYLE TÖVBEKAR,
ONUN YÜZ MİSLİ GÜNAHKAR...
HİÇ SAHİBİ OLMAYAN KÖPEKLER GİBİYİM,
TÜYÜMDEN GEÇMEZ TARAK.


ÖYLE SENSİZİM.
AŞK MECZUBU DENSİZİM.
ÖLÜMDEN SIKILDIM ARTIK.
YAŞIYORUM,
İNSANLARI AĞLATARAK...



MİSAFİRİZ BU DÜNYADA

BEKLEDİĞİM BİR HABER YOK.
DERT ARASAN KUMDAN ÇOK.
DÖRT DUVARDAN VAZGEÇTİM,
YATACAK BİR DÖŞEK YOK.
AAAAHHHH YALAN DÜNYA.


MALDA GÖZÜM YOK.
ÇOK SEVDİM HERKESTEN ÇOK.
BU SEVDADAN ÖLÜRSEM.
YATACAKBİR YERİM YOK.
AAAAHHHH YALAN DÜNYA.


MİSAFİRİZ BU DÜNYADA.
MİSAFİR.

ela

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "ela"

Mesajlar: 161

Kayıt tarihi: Nov 23rd 2006

  • Özel mesaj gönder

2

Wednesday, 23.05.2007, 20:30

ABANT DÖNÜŞÜ


Kara kaptırdım ruhumu.
Tozmuşum, çamur oldum.
Görüşüm bulandı.
Kısıp gözlerimi bekledim.
“Yani...”diye söze başlayan güvensiz kahve arkadaşları gibi...
yüzüme baktım, kapalı gözlerle.
Ne çok çizik var, hayatı eskiz defteri gibi harcamışız.
“Keşke...” ditemem,kendimi sevmeye ihtiyacım var çünkü.
Hem “keşke” kaybedenlerin kelimesidir.
Ben kaybetmedim ki daha.
Sadece mağlup durumdayım kendime.
Oysa çocukluktan ne güzel pişirildim,
Ne güzel ezildim.
Hazırlıklıydım bütün kavgalara.
Çok güçlü hayallerim vardı,
Çok güçlü bir açlığım.
Lakin...
Ritmi bozuk bir şarkı gibi
Eşlik edememiştim hayata.
Ya bir önce ya bir sonra...
Hep bir şeylerin vakti şaşmış,
Açlıktan Anarşist olmuş ruh.
Anarşist büyümüş, Anarşist kalmış.
Hâlâ ters,beceriksiz,aptalım
Nefsimin karşısında.
Şimdi sen varsın diye daha bir durgun.
Saatlerce yol gittik dağlarda.
Sadece bembeyaz kar ve başıboş köpekler vardı
Buruk gözlerle arabaya bakan.
Hatırlamadığım bir müzik çalıyordu.
Şizofrenlerimden biriyle konuştun oradan buradan.
İçimde başka bir ben sonrasını düşünüyordum
Ölümü bilmek gibi.
Terazinin bir kefesinde aşkım,
Diğerinde senin sevme yeteneğin.
Bir mancınık oluverdi terazi,
Fırlatıp atıyordu gülüşünü.
Azdı, hafifti, geçiciydi gözlerindeki mutluluk.
Ölümü bilmek gibi...
Sevgimi görmeyesin diye,üzülmeyesin diye,
Bıraktım şizofrenlerimden birini.
Konuştunuz yol boyu oradan buradan...
Kar’ım olmanı istiyordum, dağım,
Taşım, etim, ruhum olmanı...
Beni öldürüp yeniden doğurmanı istiyordum.
Beni sevmeni istiyordum.


A BENİM RUHUMUN TERİ MEMLEKETİM

Yaz henüz gelmişti ben ayrıldığımda,
Kaç vakit oldu?
Kaç ay?
Kaç yıl?
Kaç asır? Evimden ayrı.
A benim ruhumun teri memleketim,
Dünyayı verseler değişmem,
Çayırındaki bir çiğ tanesine.
Meğer gurbet dediğin,
Mahpuslukmuş güneşli avlularda,
Yaşanırmış öylesine.
Dönüşümde ne bulurum bilemem,
Bildiğim döneceğim, ey verilmiş sözüm, edilmiş yeminim,
Elbet bir gün döneceğim.
Yıl kaç olur hangi mevsim bilemem.
Elimde takvim yapraklarından güller,
Gözümde bir çocuk,
Saçlarımda kar.
Bunca acıyı boşa çekmez hiç kimse,
Ve bunca ölümden kolay dönülmez,
Bu kadar sevmeyince.


ACININ ŞARKISI

Acının
Ritmi yok,
Notası yok.
Bir çığlıktır, atarsın...
Gözyaşıdır, dökersin.
Boş yere yorma gitarı,
Şarkısı olmaz onun!..


AK GİT,ELLEMİYCEM YÜZÜMÜ

Ya bir kazak
Ya bir saat
Ya da bir ayakkabı...
Hatta bazen aldığın çorap.
Hiçbiri olmazsa,
Sevdiğin bir şarkı...

Senden bir şey olmayınca
Çıkmıyorum sokağa.
Sen ne zaman girdin gözlerimden?
Ne zaman kuruldun zihnimin en güzel yerine?
Ne zaman gideceksin?
Ak!Git!...Elimi sürmem.
Git artık haksızlık etme.
Gözlerim tıkandı,
Göremiyorum hayatı.
Ak git ellemeyeceğim yüzümü,
Dokunmayacağım sana.
Git artık...
Haksızlık etme...


BABACIK

Hava sıcak, göl sakin...
İyi ki gelmişim:)
Babacık çiçek olmuş,
Gelincik olmuş,
Söğüt olmuş.
Oturdum yanına,
Tek tek anlattım.
Aşktı, işti...
Tek tek.
O biliyor ama ben yine de anlattım bir saat.
Tam o sırada, kocaman bir kelebek
Gelip konmasın mı duvarın üstüne.
Yıl gibi baktı gözlerimin içine.
“Üzülme,” dedi.
“Hiçbir şeye üzülme.
Her şey sevgiyle...
Çiçek olana kadar böyle.”


BALIK KOKUSU

Balık kokusunu gölden öğrendim.
Öyle kalmış aklımda.
Okyanus kıyısında gölü arıyor çocuk.
Çocuk kötü rüyalar gördüğünde,
Anne babasının koynunda uyanıyor.
Yaş isterse bin olsun.
Karabasanı nasıl tarif edeyim ki?
Kötü bir şey, zor bir şey...
Gözlerini açamazsın, duyarsın, bilirsin,
Konuşamazsın.
Şimdi yaşadığım benzer bir şey.
Her patlayan havai fişeğinin altında sen varsın.
Eminim kalabalık, eminim en pırlanta sensin.
Eminim gülüyorsun, eminim beni sevmedin.
Öyle bir yanıyor ki içim.
Öyle bir ağlamak istiyorum ki...
Çocukken bu kadar çocuk olmamıştım.
Bütün masallarımı çaldın,
Bütün kahramanlarım yalancı çıktı.
Ben göle dönüyorum.
Balık kokusunu gölden öğrenmiştim.
Öyle kalmış aklımda.
Sil baştan masallar duymalıyım.
Ben gölüme dönüyorum.

ela

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "ela"

Mesajlar: 161

Kayıt tarihi: Nov 23rd 2006

  • Özel mesaj gönder

3

Wednesday, 23.05.2007, 20:32

BEŞ PARASIZ

Beş parasız okul yılları.
Toy bir sıcak İzmir sokakları.
Otogarda
Çaresiz,
Gururlu bir sefalet.
Baştan kaybedilmiş fakülte aşkları.
Gözümde bir çocuk, ruhum bin yaşında.
Yıl sonu okuldan kovulma telaşları.

Yıllar yılları kovaladı,
Dostlar kalbimi yaraladı.
Ya gittiklerinden ya vakitsizlikten...
Bir çarem olmadı sevdiklerimden.
Ayrılmış yollarda, hayattan geçerken,
Bir çarem olmadı sevdiklerimden.

Buldum bulmasına parayı.
Ne yazık ki kapatamadım ben bu arayı.
Ne çocuk ne yaşlıyım ama
Gençliğimde olmadı.

Aaahhh nerdeler?
Çok acayip günlerdi,
Öyle esip geçtiler.

Aaahhh nerdeler?
“Gitti gelmez” diyorlar ama
BENİ TERK ETMEDİLER.


ÇOCUĞUM ÜZÜLME

Dur vakit geçsin biraz,
Otur acını anlatan bir şiir yaz.
Kıs gözlerini, bakma ihanete,
Bu mevsim soğuksa bir sonrası yaz.
Çocuğum üzülme tüm bunlar geçer,
Geçer bu kahırdan günler.
Çocuğum aslında birazcık yalan,
Aşk için söylenen sözler.

Bir sabah uyanırsın farklı olur tüm dünya.
Bir insan suretinde tanıdık biz sevdayı.
Aşk tanrının armağanı geri çevrilmez,
Bu acı hep asildir kolay kolay silinmez.

Şarkılar biten aşkların cenaze törenleridir,
Bir şarkı söyle, göm gitsin.
Göm gitsin ihaneti,
Göm gitsin acıları,
Göm gitsin yalanları.
Sonrada otur yüreğin yeşerene kadar ağla.
Bırak başka bir yerde büyüsün o bebek,
Belki böylesi daha iyi.


ÇÖPTEN ADAM

Çöpten adamım ben,
Odamın her tarafı zihnim gibi.
Gereksiz vazgeçilmezlerle dolu.
Hafızam yetiştirme yurdu.
Koridorlarında kalabalık, yalnızlıklar bağırıyor.
‘hard disc’i gereksiz dolmuş, antika bir makineyim.
Sadece bebekliğime gidersem parlıyor ruhum,
titan beyazı...
‘Bireyciyim’ lan ben!
Bana ne kalabalıktan.
Alın! Sizin olsun koskoca dünya.
Bulun oturacak bir yer, sizde takılın.
Bana ne...
Hem ne zararım var ki kalabalığınıza?
Kendim kadar işgalim var
Bu kara parçasında.
Çöpten adamım ben,
Günün birinde işe yarayacak acılarım var.

4

Wednesday, 23.05.2007, 20:48

Ablam simdilik sadece Beş Parasız ' ı okudum ama diğerlerini de okuyacam. PAylaşımın için çok Teşekkür ederim...

Dj.Sehzade

Stajyer

Mesajlar: 141

Kayıt tarihi: Jan 30th 2007

Konum: Bulutlarýn ötesi

  • Özel mesaj gönder

5

Wednesday, 23.05.2007, 23:44

Alıntı sahibi ""ela""



Son Şiir


Yazılar bitince
denizi seyret biraz.
Sözler bitince
anlatamadıklarına üzülme.
Yorgunsan konuşma istersen.
Saat kaç olursa olsun,
ben gözlerini dinliyor olacağım...
paylasımın icin tesekkürler ela ablam bir cogunu okudum ve okumaya devam edeceğim..

ela

Orta Düzey

  • Konuyu başlatan "ela"

Mesajlar: 161

Kayıt tarihi: Nov 23rd 2006

  • Özel mesaj gönder

6

Thursday, 24.05.2007, 10:54

Beyenmenize cok sevindim Arkadaslar sagolun

  • "MELTEML" bir kadın

Mesajlar: 3,510

Kayıt tarihi: Feb 8th 2009

Konum: istanbul

  • Özel mesaj gönder

7

Friday, 20.06.2014, 17:54

harika paylaşım için tskler