AŞK ACISI
Kim derse "geçer" diye.
Ona geçsin bu acı.
KARMA!
Karma diye bir şey varsa Allah'ım,
ne olur artık beni karma.
Aşk Of The One Night Stand
Omuzumda diş izlerin var,
acısını şimdi hissetmek istediğim.
Bir anıt,
bir kanıt,
bir yanıt.
Ben de sevmiştim.
Düz ve pahalı bir yalandı bizimkisi.
Acındırma Şiiri
Sağda, solda izlerin var.
Zor oluyor bazen uyanmak.
'Zaman en iyi ilaç' derdi babam.
Toparlanmaya çalışıyorum.
Kendime yeni uğraşlar buldum;
şiir,
resim,
tiyatro,
sinema.
Seni yazıp,
seni boyuyorum.
Seni oynayıp,
seninle uyuyorum.
Ara Sıcak
Ateş gibi bir öğle vakti.
denize üç kilometre.
ensemden döküldü aşk.
önümden, dizlerime...
oradan sandaletlere
ve toprağa...
Ah Bir Çocuk Kalsam
Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Üç taş, üç cam olmalıydı hayat.
En büyük kavgamız gazoz kapağından çıkmalıydı
ve en büyük acımız
öğretmenimizin başka şehre tayini olmalıydı.
Biz hep çocuk kalmalıydık aslında.
Büyümeğe özenmeliydik büyümeden...
İnsan dediğin,
yürüdükçe yorulan, yoruldukça ağlayan bir taş değil mi?
Çözmesi zor değil.
Sen ansın, yaşanan zaman...
Son Şiir
Yazılar bitince
denizi seyret biraz.
Sözler bitince
anlatamadıklarına üzülme.
Yorgunsan konuşma istersen.
Saat kaç olursa olsun,
ben gözlerini dinliyor olacağım...
Sana Birikiyorum
Artık çıkmıyorum İstiklal'e.
Sabah Fatma Hanım uyandırıyor.
Helva, ekmek, çay...
Bana onlar bakıyor.
Odanın hali perişan,
ben perişan.
Kimse yok işime karışan.
Ara sıra balkona çıkıyorum.
Fesleğenler kuruduğunda Ocaktı.
Ben baharı bekliyorum.
Ne olduğunu bilmediğim
bir umudum var hala
Gözüm şişelere takılıyor,
becerebilseydim ne ala.
Bu günlerde böyleyim ben,
yas denen şiirdeyim.
Bir köşede gülüşün var,
sırtımda kanlı bıçağın.
Hiçbir zaman duymayacağın,
duysan da anlayamayacağın
bir çığlıkta
sana birikiyorum...
Cankuş
Efendi soğuklar geldi!
Kuşlar da gittiler.
Yar kalır mı
bu kış kıyamette?
Bu kar kokusu İstanbul sokaklarında,
alır götürür beni eski şarkılara...
Sen de bilirsin Cankuş!
Yaşamak
güzel ve zor.
İş,
para,
aşk
vb., vb. şikayetler...
Birikir sıkıntılar yüreğinde.
sorular cevap bekler.
Elbet bir gün farkedip,
yardım eder melekler.
Bu kar kokusu
İstanbul sokaklarında...
Gitarımın Sırrı
Gitarımın içinde bi cin var,
Onundur hep o duyduğunuz şarkılar.
Gitarımın içinde bi cin var,
gözleri çekirdek kadar...
Gadın
Benim istediğim
ölümsüzlük iksiri değil ki.
Ölümden korkanın canı çıksın.
Ben,
yıllardır durmaksızın
beyaz kağıtlara döktüğüm
lacivert gözyaşlarımı
bir bahar valsiyle kurutacak rüzgarı istiyorum.
Bir dakika benim gibi sevecek.
Beklentisi yalnız aşk, sadakati yürekte,
insanı insan edecek bir GADIN istiyorum.
Yavru Köpek
Yuvasından ayrılan
yavru köpekti ruhum.
Meraklı bir bebektim.
''Neden? '' diye çok sordum.
Kirpinin dikenleri
acıtınca burnumu,
korkmadım, devam ettim
ben seçmiştim yolumu!
Hiçbir şey yıldırmadı,
dünyayı dolaşırken.
Tek bir yerde yoruldum,
aşk incitti ruhumu.
Optalidon
Soğuktu hava, her taraf kardı.
Gazyaşının karaborsaya düştüğü yıllardı.
Sarılıktım, halim yoktu.
Evin yolunda anamın elinden tuttum.
Tek sadık yardı.
Yol kıyısı kalabalık, Jandarma gelmiş.
Kamyonlar durup bakıyor.
Bir olay vardı.
Beyaz karın ortasında, izinlik yeşilleriyle
iki büklüm bir asker...
Her yanı kardı.
Sonradan anlattılar işin aslını.
İki kutu Optalidon...
Zamansız bir ayrılık...
Bir kasaba gelin olmuş bir aşkı vardı.
Naaber?
Hiçbir kadeh,
hiçbir antidepresan,
hiçbir hediye,
hiçbir psikiyatr,
hiçbir oyun,
hiçbir kadın,
hiçbir şarkı,
hiçbir çek ve hiçbir memleket,
beni, senin 'NAABER'in kadar
mutlu etmedi.
SUSKUNLAR
Al yalnızlığını gel, sıkılmayız.
Senin yalnızlığın,
benim yalnızlığımla konuşur...
Biz, ikimiz susarız.
TÜKÜRDÜ DÜNYA’ YA
Kerim Çaplı'ya
Çiroz mu çiroz,tartsan otuz kilo gelmez
Kemik yığını küçücük bir adam
Uzaktan kesiyorum,gitarı çalmıyor,
gitar onu köle etmiş,ağladıkça ağlıyor.
Gözlerinde bir korku,bir paranoya,
Bass gitarı Yavuz almış hep utangaç,hep sıkılgan,
davulda Tanju abi,klavyede tanımadığım biri var
Bodrum’un Bodrum olduğu yıllar.
Çakı gibi çalıyorlar,Jimmy Hendrix'ler,Deep Purple'lar
Havada uçuyor rakılar,biralar,
(içkiden korkmadığım zamanlar.)
Değiştiler çalgıları,bizimki geçti davula,
rahmetli Yavuz stratocaster'a
Çiroz dünyayı döndürüyor çaldığı davulla
Stormbringer neden yazıldığını anlıyor,
şaşkınım,tartsan otuz kilo gelmez
bu adamın içinde nasıl bir ruh var?
Ara verdiler tanıştık biraz lafladık,
elbet normal değildi,belli kızgın dünyaya
korkuyla bakıyordu delirmiş insanlara,
“Baba,” dedim, “büyüksün.” “Evet,” dedi, “uzatma.”
Darülaceze’ de geçen hafta,hüzün olmuş son defa
haberi bugün geldi,utandım yaşadığıma.
Mekanın blues olsun,neyse ki yalnız değilsin,
Yavuz da oralarda.....
ZARGANA
Zargana bu,
yani törpünün yüzeni.
İpek böceği nereden bilsin,
Zargana'yı öldüreceğini.
ÜÇ KURUŞA
Acılarımı satıyorum üç kuruşa.
Neyim varsa sattım,odam artık bomboş.
Nefesimi dinledim,garip bir ölüm huzuru,
bir sırat türküsü söylüyordu...
Korkmadım.
Şimdi anlıyorum ki,
küf ve kederden çıkılıyor
en güzel şarkılara.
Acılarımı satıyorum üç kuruşa.
SATICI
Seçimlik yap-boz acılarım var.
Seç seç al,aklına tak.
Minik hayat parçacıkları,yaşanmış öyküler...
Bildik bilmedik,
pul hüzünler satıyorum.
YOSUNLARIMI TEMİZLİYORUM
Çok uzak denizlerdeydim.
Dağ gibi dalgalara,
acımasız fırtınalara,bilmediğim bir maviye...
Tek küreğim kırık,
ğöğüs gerdim.
Sabahtan beri buradayım.
Herkesi gördüm neredeyse.
Seni bekliyordum aslında,
Gördüğün gibi buradayım,
yosunlarımı temizliyorum.
SEVECEKSEN
Sahiplenmeden,
Beklentisiz.
Kıskanmadan,
acı vermeden,
acı çekmeden
SEV.
SUYUN ÖLÜMÜ
SUYUN ÖLÜMÜ,
AKTIĞI YOLUN KENDİSİDİR.
YOLUN ÖLÜMÜ,
BİTTİĞİ ŞEHRİN ÖYKÜSÜ..
ŞEHİR, SADECE SUYU HATIRLAMAK İSTER,
HERŞEY BİTTİĞİNDE.
SELA
Sela mı okundu?
Yeşil bir masa uykusu güneşleniyor
yaşlılar kahvesinde.
Burası Çatalca nahiyesi,yıllardan 70'ler.
Kahvenin ihtiyarları her gün
ölen yaşıtlarının arkasından atıp duruyor.
"Yazık" diyeiç çekiyorlar,sıranın kendilerine yaklaşmasına...
Kıskanıp çaycı çocuğun genç gözlerini,
"zamanında" ile başlayan hikayeler anlatıyorlar.
Cemal'in anıları akıyor hüzünle.
Kahvenin köşesinde gizlice,
konuşulanları dinliyor Cemal'in bastonu.
TOPHANE' DEN SELAMLAR
TOPHANE’ DE OTURDUM GECENİN KÖRÜ.
KAHVEDE SÜKUT VARDI.
SOKAK LAMBASI, AY, YARASALAR, YAPRAKLAR...
TAM ŞİİRLİK BİR ANDI.
PENCERELERDE TEK TÜK IŞIKLAR,
GÖZÜM UZAĞA DALDI.
SENLİ BENLİ BİR YALNIZLIK,
NEFESİMDE BUĞULANDI.
ANLATSAM DELİ DERLER,
GÖZLERİMLE GÖRDÜM, DÜŞERKEN AHENGİNİ.
GALATA’ DAN BİR ŞİİR ATLADI.
YAKALAMAYA KALKSAM,
BENİ DE YAKARDI.
ÇIT ÇIKMADI, TOZ KALKMADI.
GALATA’DAN BİR ŞİİR ATLADI.
YAŞIYORUM İNSANLARI AĞLATARAK
ÖYLE VAZGEÇMİŞ,
ÖYLE BEZGİN, KIRGINIM.
ÇÜRÜMÜŞ SANDALLAR GİBİYİM.
DENİZ UZAK, ÇOK UZAK.
ÖYLE SİTEMKAR,
VE BİR O KADAR DA SUSKUN.
BOZULMUŞ YEMEK GİBİYİM,
KÜFLENMİŞİM YEMYEŞİL.
ÖYLE TÖVBEKAR,
ONUN YÜZ MİSLİ GÜNAHKAR...
HİÇ SAHİBİ OLMAYAN KÖPEKLER GİBİYİM,
TÜYÜMDEN GEÇMEZ TARAK.
ÖYLE SENSİZİM.
AŞK MECZUBU DENSİZİM.
ÖLÜMDEN SIKILDIM ARTIK.
YAŞIYORUM,
İNSANLARI AĞLATARAK...
MİSAFİRİZ BU DÜNYADA
BEKLEDİĞİM BİR HABER YOK.
DERT ARASAN KUMDAN ÇOK.
DÖRT DUVARDAN VAZGEÇTİM,
YATACAK BİR DÖŞEK YOK.
AAAAHHHH YALAN DÜNYA.
MALDA GÖZÜM YOK.
ÇOK SEVDİM HERKESTEN ÇOK.
BU SEVDADAN ÖLÜRSEM.
YATACAKBİR YERİM YOK.
AAAAHHHH YALAN DÜNYA.
MİSAFİRİZ BU DÜNYADA.
MİSAFİR.