AllaTurkaa

Sadece Ve Sadece Sevdiğim İçin
Başka Herhangi Bir Açıklaması Vede Gerekçesi Yok Çünkü





Neden Paylaşım Yaparsın.?

zevk alırım paylaşmaktan ))))

neden yorum yazmasın ))

Walla Ne Yalan Söyliyim
Bizde Bir Laf Vardır Büyüklerimiz Derki Çok Laf Yalansız Çok Para Haramsız Olmaz
Sanırım O Yüzden Konuşmaktan Ziyade Susmayı Tercih Ediyorum
Hem Şuda Bir Gerçektir Dinlemesini Öğrenmeden Konuşmayı Öğrenemezsiniz
Ben Şuan Öğrenciyim Öğreneceğim Daha Çokkkkk Şey Varda Ondan Susuyorum Yazmıyorum




Neden Net Ortamında Varsın.?

netde olsa bişeyler üretmek güzel belki o yüzdendir ))

neden müzik dinlersin ?

""Türk askerine verilen mehmetçi adı aslında bir ad değil bir amaçtır, simgedir. simge olması ise ordunun tek tek şahıslara ayrılamayacağı ve bir bütün olarak ele alınması gerektiği içindir. hepsine tek bir ad verilmelidir. peki neden bu ad seçilmiştir. türk toplumunda askere tek bir isim verilmesi eski bir gelenektir. türk toplumun da bu şekilde simgeleştirme geleneği oldukça gelişmişti zira; ok tanrıya (göktengri) olan bağlılığı, yay ise türk hakimiyetinin dünyaya yayılması anlamına gelmekteydi. at kuyruğundan yapılan tuğlarında ayrı anlamları vardı. islamiyet öncesi türk toplumunda askerlere verilen isimler "alp" "alp er" "alperen" şeklindeydi. islamiyet sonrası ise hz muhammetin adının ve saygınlığının yaşatılması adına islamdan oldukça etkilenen türklerde mehemmed(muhammet) adı doğan çocuklara konulmaya başlandı. artık mehemmed ismi pek çok türkmen ailede
sık kullanılan bir isim olmuştu. bir süre sonra türkçenin kendini yenileme etkisiyle; kendi kendine günlük kullanıma uyarlandı ve türkçeye göre fazla ses olan (em) kısmı çıkartılarak meh(em)med şeklini aldı. bu ismin kullanımının bu kadar yaygın olması sonrasında askere giden her genç mehmet ismiyle çağırılmaya başladı. türk askerinin şanı, kahramanlığı yüksek ve toplumu için kendisini feda edercesine savaş alanında cesurca çarpıştığı için toplum sevgi ifadesi içeren "cik" ekini mehmet isminin sonuna eklemeye başlamıştır. yüz yıllardır mehmetçik adı; kahramanlıkları ismen ayırtedilemeyecek kadar çok olan askerlerinin hepsini teker teker göstermektense hepsini bir bütün olarak görüp bağrına basan, gelmiş geçmiş bütün mehmetçikleri bir tutan seven ve yücelten bir isim olarak türk toplumu tarafından kullanılır.""
ALINTIDIR

Neden sevmekten korkarsın ?

Türk ordusunun kahraman askerine verilen unvan olarak “Mehmetçik” simgesi, kökenini İslamiyet öncesi Türk medeniyetine kadar uzanmaktadır. Atalarımız daha Orta Asya’dayken belirli eşyaları, cisimleri ve şekilleri belirli manalara simge yapmışlardır. Mesela, “ok” Tanrı’ya bağlılığın, “yay” da bu bağlılığın cihana yayılmasının simgesiydi. Keza davulun, tuğun devlet şeklinde değişik anlamları vardı. Doğal olarak Türk ordusu içerisinde görev yapan askerler için de bir simge geliştirilmişti. Bu dönemde Türk ordusu içerisinde görev yapan askerlere “alp”, alp er”, “alperen” vs. gibi unvanlar verilmekte idi. Bu unvanların verilmesinin temel nedeni askeri kişiliğin bir kişiye ait olmaması, tüm ulusu temsil etmesi nedeniyle olmuştur.

İslamiyet sonrası Türk ulusunun oluşturduğu devletler içerisindeki ordularda görev alan askerlere “Mehmetçik” unvanının verilmesi görülmeye başlanmıştır. Bu durumun gerekçesi ise şu şekilde ortaya konmaktadır: İslam dini benimsendikten sonra uluslar üzerinde özellikle bu dinin peygamberi olan Hz. Muhammed’e karşı bir hayranlık oluşmuştu. Oluşan bu hayranlık üzerine insanlar doğan erkek çocuklarının birçoğuna “Mehemmed”¹ ismini vermişlerdir. Bu isim daha sonra “Mehmet” şekline dönüşecektir.² Mehmet isminin kullanımı günümüzde de yaygın şekilde görülmektedir. Özellikle kırsal kesimde yaşayan insanlarımızın birçoğu doğan erkek çocuklarına “Mehmet” ismini koymaktadırlar.

“Mehmet” isminin kullanım alanının bu kadar geniş olması sonucunda zamanla askere giden erkek evlatlar için söylenen bir deyim haline dönüşmüştür. Tüm Türkiye’de bu şekilde anılan askerlerimizin bu adı alması zaten cesaret ve kahramanlığının sonucu olmuştur. Bütünü kahraman olan bir milletin fertlerini ismen ayırt etmek, kahramanlıklarını sayabilmek ise imkansızdır. İşte onların hepsini bir tek adla bağrına basmak için Türk milleti, adları ayırt edilemeyen evlatlarının hepsine birden bir sevgi, kendisini savaş alanlarında tanıyan düşmanları ise bir saygı nişanesi olarak “MEHMETÇİK”3 demiştir. Mehmetçik bütün Türk ordusunun simgesidir. Mehmetçik bir isim değil bir fikirdir, bir amaçtır.

¹ “Mehemmed” isminin verilmesinin altında yatan neden olarak da İslam peygamberi Muhammed’in kutsallığının zedelenmemesi fikri yatmaktadır.
² Türkçesinin dil zenginliğinin belirtilerinden biri olarak da nitelendirilebilir. Böylece fazla sesler kelime içerisinden çıkarılarak Türkçenin sadeliği korunmuş oluyordu.
3 “Mehmetçik” kelimesinde “Mehmet” kelimesine”-çik” eki gelmiştir. Bu ek, kelimeye sevgi anlamını kazandırmaktadır.

ALINTI

Neden Yaşarız.? (Bu Soru Biraz Ağır Oldu Gibi Kusuruma Bakmayın LütfenCevap Vermesenizde Olur)

sewmekten korkarım çünkü terk edilmek acı verir böyle bişey işte
hemşom hatlar karıştı ama cvp verim ) mecbur oldugumuz için yasarız sanırım

neden aglarız ?

NEDENNN???

buda güzel soruya soruyla cvp veriyosu )

ben duygulandıgımda aglarım )

neden çalışırız?

Paraya ihtiyacımız olduğu için

Neden her insanın sesi farklı?

Neden her insanın sesi farklıdır?
İnsan sesi, daha doğrusu insan konuşması oluşurken katkıda bulunan o kadar çok şey vardır ki, bunlar bir araya gelince iki insanın konuşmasının aynı olma ihtimali yok denecek kadar azdır. Hatta her bireyin konuşması o kadar kendine özgüdür ki, telefonda sesin alttan ve üstten belirli frekansları yok edilmesine rağmen, açar açmaz 'merhaba' deyişinden karşımızdaki kişiyi tanıyabiliriz.
Sesimizin oluşmasının ana nedeni şüphesiz ses tellerimizdir. Ses tellerinin boyu sesimizin kalınlığını belirler. Ne kadar uzun-salar ses o kadar ince çıkar. Kadınların erkeklere göre avantajları ses tellerinin daha uzun olmalarıdır. Tabii ki ses tellerimiz sesimizin tınısını tek başlarına belirleyemezler. Dudağımız, dişlerimiz, dilimiz olmasaydı ortaya anlaşılmaz rahatsız edici bir gürültü çıkardı.
Konuşurken nefes veririz. Bu nefes konuşmanın karakteristiğini etkileyen en az 11 noktadan geçer. Ayrıca kişinin karakteri, havanın akışı ve hızı, ağız ve dudak yapısı da konuşmada etkin faktörlerdir. Ancak tüm konuşma olayının organizatörü beyindeki bir bölgedir. Burada düşüncenin ana yapısı oluşturulur, kulak ve gözlerden gelen sinyallerle birleştirilir ve boğaza sinyal olarak gönderilir.
Hayvanlarda ise beyinde böyle bir bölge yoktur. Bazı papağan, muhabbet kuşu hatta karga türlerinin konuşmaları onların ezberleme ve tekrar edebilme yetenekleridir. Bilinçli bir konuşma söz konusu değildir. Genetik olarak insana en yakın olan şempanzelerin bile dil ve damak yapıları nedeni ile insan gibi konuşmaları mümkün değildir.
Dünyanın dört bir yanında farklı lisanlar konuşuluyor ama tüm bu insanlar ağızlarında benzer sesler çıkarıyorlar. Her iki dudakları ile 'P' ve 'B', dudak ve dişleri ile 'F' ve 'V, dilin ön kısmı ile 'T' ve 'D', dilin arka kısmı ile de 'K' ve 'G' seslerini çıkarıyorlar.
Dilin ilk insanlarda, işbirliği daha doğrusu kültür ve bilgileri gelecek nesillere aktarma ihtiyacından doğduğu sanılıyor. Günümüze kadar altı bin dil geliştirilmiş. Dünyadaki bütün dillerin tek ortak yanı, en çok kullanılan kelimelerin daha az sayıda harfle yazılmalarıdır. Altay dilleri ailesine giren Türkçe'mizde bazı ilginç özellikler var. Bir kere cisimleri dişi ve erkek olarak ayırmıyoruz, ses uyumu var ve bir ad veya fiil kökünden değişik eklerle yeni kelimeler türetebiliyoruz.
İnsan yüzündeki kaş, göz, burun, ağız ve diğer şekillerin çok az fark göstermelerine rağmen hepsi birleşince nasıl bir insan diğerine benzemiyorsa, oluşumunda katkıda bulunan şeylerin çeşitliliği açısından konuşmamız da öyledir.

Alıntıdır

Neden insanların bir günü bir gününe uymaz ?

Her gün yeni bir gündür.Yeni özelliklerle gelir.
Yaşam standartı gereği dün bugüne bugün düne uymaz.
Bu durumda bizimde bir günümüz bir günümüze uymaz uyarsaaa ya bitkisel hayata girmişiz demektir yada hayata elveda

Neden siteye alaturkaa değil yada allaturka değilde "allaturkaa" adı verilmiş?

Açıklamaya thanks
soruya gelince kısaca;
"Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısının 7 olusu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde, göğün 7 kat olusu ve doğadaki ana renk sayısının 7 olusu, müzik notalarının 7 olusu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı."Alıntı...
BENCE YEDİ GÜZEL ANLAMLI RAKKAM ONDAN YEDİ OLMUŞ

Neden Cumartesi ve pazartesinin kendi isimleri yoktur? (Cuma-ertesi, pazar-ertesi)

İşgünü başlangıcı pazar ertesi tatil başlangıcı cuma ertesi ondan olabilirmi


Neden ilanlarda "doktordan temiz araba" diye yazilir?

hehe Doktorlar Hassas Titiz İnsan Olarak Bilinirler Sanırım Ondan Olsa Gerek
Yoksa Arabanın Bi Sorunu Olduğunda Hemencecik Muayene Ederler Diye Düşünecek Değilya



Neden İnsanlar Kin Güder Küser.?

Kin gütmek küsmek....Neden?
Bende çok sormuşumdur bu soruyu.
Çünkü bende kinde yoktur küsmede.Olay orda başlar ve biter...
Daha fazla kırmamak,olayın büyümemesi adına uzaklaşma vardır.
Selam alır veririm, laf atıldıysa cevaplarım,hak ettiği bir övgü varsa yaparım,eleştirilecekse eleştiririm amma samimi olmam..
Bu tavrım hep yanlış yorumlansada kısacası şudur; Küslük olmadığı gibi dostluğada izin vermeme araya bir sınır koymadır.
Kırıldığımda kendimle inzivaya çekilirim."Hata herkes mahsus,sen yapmıyormusun? Neden sana? "diye önce kendimi yargılarım.Empati yaparım.
Suçsuzsam,iyi niyetliysem yada gafil avlandıysam "Olsun hata insanlara mahsus oda insan belki anlar hatasını bir gün" der zamana bırakır,
Allah'a sığınırım...
En büyük düşmanlığı yapanı bile yaradandan ötürü sevsem,mevlana gibi hoşgörsemde aklımı devreye sokar bir daha bana zarar vermemesi,üzmemesi,ona uymamak için,hatasını anlayana kadar uzak dururum.
Bilirim ki ben önce kendimden sorumluyum,önce kendimi korumalıyım..
Çünkü benim hoşgörü örneğim Mevlanadır ve şükürki müslüman olduğumun bilincindeyim.
Kin,küslük,kıskançlık,bencillik,hırs gibi duygular kalbin paslanması,kirlenmesidir.
Sevgi ve saygıyı uzaklaştırıp,hoşgörüyü yok edip düşmanlık beslemektir.
Üzgünümki en büyük zararıda yine kendimizedir.Oysaki bizler Türk olarak duygulu,müslüman olarak hoşgörülü sevgi dolu insanlarız...
Kalbiniz bu duygularla dolduğunda hemen kendinizi sorguya çekin,arının.
Çünkü sizde zamanla sevgi,saygı yok olur gider başarılarınızda örselenir.
Namaz,oruç,hac gibi bedeni görevlerinizi yapsanızda kalp temiz değilse bu ibadetlerinde hiçbir anlamı yoktur.
Namaz kılarken içerde ne konuşulduğunu dinleyen dindar bir kardeşime ben şöyle demiştim
"Allah kabul etsin ama sana şunu söylemek boynuma borçtur.Sen sadece aerobik yaptın.Kalbini temizleyemedin,huzura çıkamadın..."
Şahsımca herşeyi unutmadan bir kıyıya bırakıp, size hoşgörüyle yaklaşan insana kin duymak, küsmek,düşmanlık besleyip,arkasından uğraşmak;
Silahsız mert bir insana top tüfek hemde arkadan ....... saldırmaya benzer.
Durun ve düşünün böyle bir duygu taşıyan insanı en çok zararı kimedir? Kendine...
Çünkü o ne yapsa size batacaktır.Hayatınız zindan olacak,günahlarınıza günah kattığınız gibi başarılarınızda örselenecektir.Değer mi?
Başarı emekle elde edildiyse başarıdır.Varsın birileri en kısa yoldan en üst düzeylere ulaşsın ben Allah nezdindeki katıma bakarım.
Birilerini kırmadan,kıskanıp ezmeden,iyi niyetini kullanmadan başarmaya çalışırım ki,
hem bu dünyada kalıcı hemde diğer dünyada cezasız ödüllü olsun.
Sevgi,saygı,seviye,hoşgörü dolu günler gelirse barış,kardeşlik,huzur akibetinde kalıcı başarı kaçınılmazdır...
Dışımızı temizlemeden önce haydi kalplerimizi temizleyelim,
Tertemiz duygularla gülümseyip insanları, hayatı selamlayalım,
Ne kaybederiz ki ?

Teşekkürler, güzel soruydu

Neden el sıkışır,birde tokalaşırken sağa sola sallanırız ? Dostluk göstergesi tamam ama neden eller sımsıkı ve sallanma