Günümüz İslam toplumlarını, İslam ı yaşarken yönlendiren ve çok ciddi etkisi olan bir makam vardır. FETVA VERME MAKAMI. Hiç düşündünüz mü, Kur’an böyle bir makamın oluşumuna onay veriyor mu? Önce fetva ne anlama geliyor ona bakalım.
(İslam hukuku ile ilgili bir sorunun, dinî hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislam veya müftü tarafından verilebilen belge.)
(Fetva, bir hususun dine uygun olup olmadığını, hangi fıkıh kitabının neresinden alındığını bildiren hüküm, belge demektir.)
Demek ki bu konuda, öyle bir makam ihdas edilmiş ki, herhangi bir konunun dine uygun olup olmadığına karar ve belge veriyor. Bu sözler ve düşüncenin, inancın tamamı Kur’an öğretisine ters düşer. Çünkü Allah bizlerin din adına sarılacağımız kitabın, rehberin, hatta sorumlu olacağımız kaynağın, yalnız KUR’AN olduğunun hükmünü, açıkça Kur’an da vermiştir. Kur’an dan başka kaynak, belge nasıl olurda kabul ederiz.
Bizler gereken açıklamayı, Kur’an da bulamıyoruz da, onun için mi birilerinin fetvasına ihtiyaç duyuyoruz? Eğer evet dersek bu soruya, Allah ın Kur’an da ki uyarılarını kulak arkası yapıyoruz demektir. Çünkü Allah biz Kur’an da hiçbir eksik bırakmadık, Allah unutucu değildir, her konuda nice örnekler verdik ki anlayasınız ayetlerini göz ardı ediyoruz, görmezden geliyoruz demektir.
Kur’an da fetva konusuna örnekler vardır. Örnek vermek gerekirse, Nisa 127. Ayetinde, peygamberimize hitaben Allah, senden kadınlar hakkında fetva istiyorlar diyor ve bakın Rabbimiz devamında ne diyor. (De ki, onlara ait hükmü size Allah açıklıyor.) dedikten sonrada ayet indirerek, gereken bilgiyi Yaradan veriyor. Yine nisa 176 ayetinde, miras konusunda peygamberimizden fetva isteyenlere, Allah fetvasını açıklıyor ve gereken bilgileri veriyor. Yani fetva makamı yalnız Allah tır. O hükmeder ve gereken açıklamayı yapar. Daha doğrusu açıklama yaptığını, yine Kur’an söylüyor ve diyor ki, ALLAH HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ.
Kur’an çok dikkat çekici bir uyarı yapar ve derki, HÜKÜM YALNIZ ALLAH INDIR. Birçok ayetinde de bu hükümlerin açık seçik açıklandığından bahseder. Bizlerde şöyle deriz. Kur’an kendisini açıklayan, eşsiz bir nurdur. O halde bizler hangi konuda, neyin açıklamasını, fetvasını istiyoruz? İşte burası çok önemli.
Fetva veren makamı tarif ederken, bu makamın dine uygunluk belgesi verdiğini söylüyorlar. BİZLER NEYİN BELGESİNİ ARIYORUZ, KUR’AN APAÇIK DURURKEN? Hemen nasıl bir cevapla karşılaşacağımı çok iyi biliyorum. “HER ŞEY KUR’AN DA YOK Kİ.” İşte bu düşünce, İslam toplumuna kabul ettirildiği içindir ki, böyle bir makam oluşturulmuş ve Kur’an ın dışından dine hükümler sokan inançlarında, bu yolla topluma kabul ettiren makamlar olmuş fetva makamları. Fetvayı tarif ederken, hangi fıkıh kitabından alındığı belirtilmelidir diyor. İşte mezheplerin inançları, bu yolla topluma kabul ettiriliyor. BUDA BÜYÜK BİR TEHLİKENİN, ANA GİRİŞ KAPISIDIR. Hele toplum din konusunda cahil bırakılmış ve Kur’an dan uzaklaştırılmışsa.
İslam devleti ve şeriatla yönetildiğini söyleyen ülkeler, sizce Kur’an ın apaçık hükümleri ile mi yönetiliyor. Eğer öyle olsaydı, bugünkü dinde bölünmüşlük ve bir birine düşmanlık asla olmazdı. Her İslam ülkesinin fetva makamının, açıkladıkları fetvalara bakarsanız, işin ne derece riskli ve yanlışlarla dolu olduğunu anlarsınız. Küçük bir örnek. Suudi Arabistan fetva makamı, kadınların araba kullanması, hatta oy vermesini bile dine uygun düşmediğine karar vermişti. Küçük yaşta kız çocuklarının, evlenebileceğine hükmeden fetva makamının, sizce İslam diniyle ve Kur’an ile bir bağlantısı olabilir mi?
Din adına biz Müslümanları bağlayan FETVAYI, Yüce Rabbimiz Kur’an da vermiş ve SİZLERİ KUR’ANDAN SORUMLU TUTUYORUM DEMİŞTİR. Bu hükmü, fetvayı Allah dan alan bizler, daha ne fetvası arıyoruz birilerinden? Allah elçisine bile, sana indirdiğimle onlara hükmet diyor da, elçisine sorulan her soruya cevabı, indirdiği ayetlerle Allah cevap veriyorsa, bizler nasıl olurda Kur’an ın dışından, Kur’an ın tek kelime bile bahsetmediği konularda, beşeri fetva makamı ararız.
İşin ilginç ve düşündürücü olanı, şeriat hükümleri ile yönetilen ülkelerde, fetva makamının din adına verdiği kararlara uymak zorunludur. Uymayan cezalandırılır. Hiç kimse, Allah bu konuda hüküm vermemiş, bu Allah ın emri değildir diyemez. Bu makamların vereceği hükümler tartışılamaz bile. İŞTE BU DÜŞÜNCE VE UYGULAMA BİLE KUR’AN A AYKIRIDIR. Çünkü dinde zorlama yoktur. Din adına herkes, kendi imtihanını yaşar ve HESAP VERECEĞİ MAKAM, YALNIZ ALLAH DIR.
Şöyle düşünelim. Bugün ülkemizde bulunan, Diyanet İşleri başkanlığını, fetva verme makamı olarak, tüm ülke Müslümanları kabul ediyor mu? Tabi ki mümkün değil. Çünkü dinde öyle bir bölündük ki, artık Kur’an referans alınmak yerine, Kur’an da tek kelimesi dahi olmayan, ama mezheplerin inandığı, rivayet bilgiler referans alınıyor. Onun içinde kendi mezhebine uyan fetvalar kabul görüyor. Allah ın sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, sakın emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin uyarılarını duyan, hatırlayan ne yazık ki yok. Çünkü peygamberimizin mahşerde söyleyeceği gibi, KUR’AN DEVRE DIŞI KALDI.
Toplumu din adına bilgilendirmek, uyarmak her Müslüman ın görevidir. Ama hiç kimse din adına bir başkasını zorlayıcı ve bağlayıcı kararlar alamaz, İSLAM DİNİNDE BÖYLE BİR MAKAM YOKTUR. Bizleri bağlayan kuralları Allah, Kur’an da vermiştir. Kur’an da açıklanmayan, verilmeyen bir hükümden de asla sorumlu olmayacağımıza göre, neyin fetvasının peşindeyiz, işte onu anlamakta zorluk çekiyorum.
Peygamberimizin adını kullanarak, dine nifak sokanların, dini bölüp parçalayanların lütfen safında olmayalım. Peygamberimiz ümmetine yalnız Kur’an ile hükmetmiş ve yalnız onun hükümlerini tebliğ etmiştir ve onun dışından tek kelime bile ilave etmemiştir. Bu açıklamayı Kur’an yapıyor. Sizlere peygamberimizin bu konudaki uyarılarından, bazı hatırlatmaları nakletmek istiyorum.
Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. BAZI ŞEYLERİ DE UNUTMAKSIZIN SİZE RAHMET OLMASI İÇİN HATIRLATMAMIŞTIR, ONLARI DA ARAŞTIRMAYIN. (Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403)
Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. HAKKINDA SUSTUĞU İSE SERBESTTİR. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir. (Ebu Davud K. Etime 39/Tırmizi K. Libas 6 İbni Mace K. Etime 60/ El-Müracaat sayfa 20)
4106 - el-Muttalib İbnu Abdillah İbni Hantab radıyallahu anh anlatıyor: "Zeyd İbnu Sabit Hz. Muaviye radıyallahu anhüma'nın yanına girmişti. Hz. Mu'aviye ona bir hadisten sual etti. Zeyd de hadisi ona söyledi. Hz. Muaviye (orada hazır bulunan bir adama) hadisi yazmasını emretti. Zeyd müdahalede BULUNARAK RESÛLULLAH ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM, HADİSLERİNDEN HİÇ BİR ŞEY YAZMAMAMIZI EMRETMİŞTİ" dedi. Bunun üzerine Hz. Muaviye yazılanı DERHAL İMHA ETTİ."
Ebu Davud, İlm 3, (3647).
Tüm bu bilgilerden de anlıyoruz ki, peygamberimiz ümmetine yalnız Kur’an ile hükmetmiş ve Kur’an ın sınırları dışına asla çıkmamıştır. Allah ın elçisi bile fetvayı Kur’an dan aldıysa, onun apaçık hükümleri ile ümmetine hükmettiyse, bizlerin beşeri fetvalar peşinden gitmemiz, bizleri yanlış yollara götürecektir.
Tekrar hatırlatmak isterim, her Müslüman a düşen görev, din kardeşini Kur’an merkezli bilgilendirmek, Allah ın hükümlerini öğretmektir. Hepimiz aynı kapasitede değiliz, onun için daha iyi anlayan, diğer din kardeşlerini bilgilendirmelidir. Ama tek bir şartla, ASLA KUR’AN IN SINIRLARINI AŞMADAN.
Her Müslüman, kendi yaptıklarından ve söylediklerinden sorumludur. Onun içinde din adına bilgiyi, önce Kur’an dan bizzat kendisi almak için çaba göstermeli, daha sonrada güvenilir kaynaklardan bilgilerini, sağlamlaştırmalıdır. Allah bizleri uyarıyor ve diyor ki, “KİMDİR SÖZÜ ALLAH'IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN.” Bu uyarıları duyduğumuz halde, ne yazık ki bizler, güvenebileceğimiz fetva makamları arayışına giriyoruz, Allah yardımcımız olsun.
Beşer her zaman şaşabilir. Şaşmayan yalnız ve yalnız Allah tır. Onun içindir ki şaşmadan dosdoğru yolda yürünmek istiyorsak, sorumlu olduğumuz yalnız Allah ın fetvalarına sarılmalıyız. Çünkü peygamberimizde yalnız, Kur’an ın kulpuna sarılmıştı.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK