Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

maxma

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "maxma"

Mesajlar: 2,495

Kayıt tarihi: Nov 23rd 2006

Konum: Evin Bir Kosesi :)

  • Özel mesaj gönder

1

Monday, 5.03.2007, 23:41

Parentez İci Hayatlardan Bir Örnek..



Küçücük bir kız çocuğunun ellerine hayatımı bağladığım zamanlardı...Uğruna her şeyimi feda ettiğim, daha içimde bile olmayan esmer kız çocuğu uğruna kilometrelerce yol katettiğim o şizofrenik zamanlar...O beni hayata bağlayan, ben onunla hayata bağlanan...Uğruna bahçenin dışına çıktığım, beni beslemiş ve büyütmüş sahibimi üzdüğüm belki de...Tek isteğim ona iyi bir baba olmakken trajikomik engeller konulmuştu önüme...Kızını onun önüne koymuş anne...Baba adayını aşağılayan, babalık değerleri ile değil, cüzdan kalınlığına göre kızına damat adayı değeri biçmiş anne...



''Daha yirmi yaşındayım'' demiştim değil mi hepinize...''Ben sadece onu istiyorum ve benim olacak'' demiştim değil mi? Beni o an insanlığım ile yargılamanızı istemiştim sadece, cüzdanım için erkendi...İnsan olmanın erdemini kavrayamamış sizler ile kayıp gitmişti ellerimden küçük kız çocuğu...İnsanlığınızı bir cüzdan ve bir kaç kartvizite göre kalbime aktaran sizler, hepiniz...Sevgili kayın valide adaylarım, kayın baba adaylarım, eşim-canım dediklerim, sevgililerim...İtiraf etmeliyim, geceler boyu döktüğüm göz yaşlarının sebebi siz değildiniz üzgün değilim...Ona baba olmak isterken önüme koyduğunuz trajikomik şartlar yüzünden sanırım...Ya da insan soyunun o iğrenç çıkarcı bakışları....



Daha ne kadar dayanabilirdim bilmiyorum...Daha kaç kere ellerimin arasından kayıp gitmesine şahit olacak gücüm kalmıştı tombul yanaklı, yaramaz hayalimin...Okulda zorla beynime tıkılan matematik işlemleri gibiydi tek tip hayalleriniz ...Bir kız artı bir damat adayı, eşittir kalın bir cüzdan ediyordu her işlem sonunda, sıkılmıştım...Okuldan kaçmıştım, sessiz bir sahil kayalığında ağlayan çocuk gibiydim...Kaç kere kendimi boğmak istedim hayal denizimde bir çift güzel, siyah gözün hayali tuttu köşe bucak babalık kokan ellerimden...Önlüğümün yakasına sildim her seferinde göz yaşlarımla akan hayallerimi...Sessiz ve soğuk öğrenci evlerinde üç milyonluk prezervatiflere hapsettim o an gelebilecek güzellikleri...Ne sizin haberiniz oldu bundan, ne de hayalimin...Bir kaç milyonluk hayaller yaşıyordum her sevişmemde siz milyonluk hayaller denizinde yüzerken...



Şimdi ise, ben gidiyorum...Ankaraya, hayalime gün aldım Eylül ayına...

Su olacaktı adı, kirlettiniz nükleer zenginlik hayalleriniz ile...

Eylül olsun adı şimdi hayalimin, omuzuma konsun minik temiz eli...

Sizi cüzdan ile kartvizit arasına sıkışmış hayatınız ile baş başa bırakıyorum.

Bir zamanlar kayalıklarında ağladığım hayaller denizine açılıyorum...



İnsanlıktan uzak suretiniz can bulsun küçük kızımın gözlerinde...

O benim olacak demiştim...Şimdi güçlüyüm...

Ona kavuşmam için bir engel yok önümde...



Saklı kalsın size olan nefretim, bir ömür boyu,

şu masum ve siyah iki çift minik gözde