Zaman
Zaman denen muharrik
Ne çabuk değişir bu devirde
Asırlar yetmezdi bir ufku görmede
Şimdi hayat yeksan olmuş saniyelerle
Bak ki hayatın en gözde fevkine
Tarumar ediyor hepten hiçe
Nedendir bu ahval nedendir bu handikap
Zalimin elinde bilimdir, muhatap
Fazilet ne miskinlik ne de cahillik
Sayu gayrettir hamilik
Onurdur ilme gebelik
Yaşatmak için yaşamak gerektir, ey muharrik.
Sen Yokken
Sen yokken
Şarkın garbına ağlardım
Ütopyaların gizli ayrıntılarında saklıydın
Çilekeş yalnızlıklarım, cefaydı omuzlarıma
Dönüp kendi kendime ağlardım
Sen yokken
Susmuştu yıldızlar
Sönük sönük bakardı gözlerime
Adını bilmezdi Züleyhalar
Mahkûm Yusuflarına ağlar
Karanlıkta, aydınlığa kör bakanlar
Dirilerinden utanır, uzun saçlar
-----------------------------------------
Sen yokken
Kör süzgeçlerden kısık sesler yükselir
Anılmazlıklar kıyı köşelerde, izbelerde
Damlalar kururdu çöllerde
Bad-ı saba esmez oldu seherde
Sen yokken
Yağmur yüklü bulutların
Mercan kayalıklarında saklı saltanatı
Uğramaz yara, ağyara
Ekin başlarında saklı
Sen yokken
Cılız gibi görünen yeşilciklerin
Baharı zorlayan nadanları
Sükûtun feryadı, çığlık çığlık
Dehlizlerde kıvılcım, ziya arardık
Sen yokken
Gurubunu gördük güneşin
Soğuk yüzleri gerçeklerin
Bin bir inkisar
Kirlenmiş yapraklar
Ferini kıran ümitlerin
Pençesini hissettik bir zaman
Sen yokken
Kenan beklerdi, Yakup misal
Pusulayı karıştırmış ruhsuz oyuncaklar
Kalbi, beynimideye yedirmeye niyetli
Enaniyet asrında eneler çifteli
Allanıp, pullanarak biraz da yaltaklanarak
Döndürdüler bir zaman
Sen yokken
Dön içine göm kafanı gönlüne, nafile
Kurtlanmış ağaç…
Dayanmış ilahi mesnede
Mazinin enkazı, meşrep ihtilafı
Murdar, iliğimde
Sana hasret, sana müştak
Bir sen var dileğimde.
Rahmeti
Güllerin
Ey makberi üstünde solmamış
güller
Ne durursun sakin ve muteber
Dertlisin firarisin belki bu hayattan
Aldırma salın, gönlüce salın
İçinde yanan hicranken salın
Merhum sen misin ki hicran bağlamışsın
Dağıt mefkûreleri gönlünce salın…
Bak rüzgâr nasıl esiyor ince ince
Kalplerde itminan, Hakkı sevince
Gök kubbeden düşen bu can
Hep senin, hep senin
Düşenlere rahmet, kalkmak için...
Bir nesil ki Huda’yı arar Tur’da
Bir nesil ki bel altında curcuna…
***
Gönüller, bazen suskun
Bazen kederli
Leylalar hayalde
Mecnunlar çölde kederli…
***
Yıkık duvarlar gibiyim
Dağılmışım bi çare
Yok, mu imdat edenim
Usta bi çare…
***
Bu denli keder gönlümü dağlar
Bir dua yok mu, yalvar yakar…
***
Kederi gömmüşlerde ta gönlüme
Kemikleri sızlar ümit var diye…
***
Gözlere hasret bu gözler yanık,
Her tende sen, sükûta bulanık...
***
Siyah beyaz resimlerde kaldı özlediklerim,
Siyah beyaz resimlerdeydi çocuksu düşlerim...
***
Hastayım devası sende mi,
Yoksa aşka yol verende mi...
***
Bir aşkı özlediğimiz kadar,
Arkasından koşsaydık, yarım kalır mıydı bahar…
***
Gönlümü kandırır mıyım
Bir başka yare
Kalbimi aldırır mıyım
***
Gözden ırak olan gönülden de ırak
olur derler ya...
Sevene dünya dar gelir lakin bilmez ya...
***
Nasıl kara toprak çatlar büklüm
büklüm dağılır,
Benim hasretim sanadır, yüreğim parçalanır...
***
Yıllar geçtikçe kazındınız, ne
acı bu haller,
Düşmanım mıydınız bağrıma taş basan hayaller...
***
Mihrabına durmuş kalbimin, aşk...
Ramazan Ateş
Bu mesaj 1 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "Meliscanan" (13.09.2013, 18:56)