Çaresizliği de yaratan O,
Çareyi de yaratan O,
Mutluluğu da yaratan O,
Mutsuzluğu da yaratan O,
Kalk, silkelen, kendine gel!
Umutsuzluğa sarılma,
umutsuzluk şeytandandır!
Ümit etmek Allah'tandır!
Ümitvâr ol, hayrı iste,
korkma, yürü!..
Biz onların önlerine bir engel, arkalarına bir engel çekip kendilerini sardık; artık görmezler.(Yâsîn/9)
Bu sırra binaen Hz. Ali (r.a) şöyle demiştir:
İman, kalpte beyaz bir nokta olarak görünür. İman arttıkça bu beyazlık da artar. Ne zaman ki kul, imanın kemâline varırsa, o zaman kalbin tamamı beyazlaşır.
Münafıklık, kalpte siyah bir nokta olarak görünür. Münafıklık arttıkça o siyahlık da artar.
Kul, tam bir münafık olduğu zaman kalbin tamamı kararır!
Rasûl-i Ekrem (Sav) Efendimiz’in yüksek ahlâkî ufkunu gösteren şu hadîs-i şerîf, müslümanlara ne güzel bir yol göstermektedir:
“İnsanlar "iyilik yaparsa biz de iyilik yaparız, şayet zulmederlerse biz de zulmederiz" diyerek,
her hususta başkalarını taklit eden şahsiyetsiz kişiler olmayınız!
Lâkin kendinizi, insanlar iyilik yaparsa iyilik yapmaya, kötülük yaparlarsa zulmetmemeye alıştırınız!”
(Tirmizî, Birr, 63/2007)
''Ve eğer elin sana suç işletiyorsa,o eli kes; Cehenneme, sularla asla dindirilmeyecek ateşlere iki elle gitmektense,
hayata sakat başlaman daha iyidir.''
Herkesi kendine eşit gör,her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık,çok büyük görmekte korkaklıktır.
Cesaret akıldan gelirse cesarettir,bilgisizlikten gelirse cehalettir.[Hz. Mevlana]
"Kişi sabah evden çıkarken güzelce abdestini alıp 'Ya Rabbi! Sen rızkıma kefilsin, ondan şüphem yoktur. Ancak çoluk çocuğumun rızkını kazanmayı üzerime vacip kıldın. Bu vacibi üzerimden kaldırman için işe gidiyorum' der ve o niyetle işe giderse akşam evine dönünceye kadar geçen süre sanki alnı secdedeymiş gibi ibadet yerine geçer."
"Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır."
(Hadis-i Şerif - Kaynak: Riyâzü's Sâlihîn)