Olmak veya olmamak, hayat ve ölüm. O kadar iç içe, o kadar kucak kucağa ki.Ve insanı deli eden, olabileceğin, olması gerekenin parmaklarımızdan kayıvermesi. Trajedi bu..! Kırmızıya oynayayım derken siyaha oynamak. Birkere kırmızıya oynadınız mı geriye dönemiyorsunuz artık...
Düşün, kör, sağır ve dilsiz çölde gidiyorlar ve sağır ölüyor. Dilsiz, köre sağırın öldüğünü nasıl anlatır? Seni sevmek, sadece dilsiz kalmak değil, dilsizin böylesi olmak işte..!
Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol.
Sevmediğin zaman sever gibi yapma.
Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme.
İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz.
Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri,
sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.
Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır
Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye
Bir anlık eğlence için servetini tüketmeye
Bir zamanlık mevki için el ayak öpmeye ,
Günlük menfaatler için onurunu terk etmeye
Bir kısım insanlara kızıp, tüm insanlara düşman olmaya Değmez Bu Hayat ..