Giriş yapmadınız.

BORAN55

Profesyonel

  • "BORAN55" bir erkek

Mesajlar: 1,103

Kayıt tarihi: Dec 1st 2007

Konum: München

  • Özel mesaj gönder

21

Thursday, 15.04.2010, 10:45

Pizum temel . idrus ve tursun üc arkadaslar inatcilik konusunda birbirleriyle atisiyorlarmis
idrus demiski: ula usaklar pen öyle inatciyum öyle inatcuyum ki benim hacceye bi küsmüsüm 5 senedir konusmayrum
dursun demiski: ula usaklar oda pi seymidur da pen penum emineye pi küsmüsüm 9 senedir konusmayruk
bunun üzerine bizum temelde: ula usaklar pen benim fadimeyle evlendigim gece bi küsmüsük o gün bu gündür konusmayruk. düsünün artuk deyince
idrusla tursun : ula temel sallama 3 cocugun var o nasi olii da demisler
temelde : Ya usaklar göriniz demi pendeki inadu. inadumdan oni bile sormayrum demis :D

VeR@

Profesyonel

  • "VeR@" bir kadın

Mesajlar: 1,343

Kayıt tarihi: Nov 27th 2009

Konum: ist

  • Özel mesaj gönder

22

Thursday, 15.04.2010, 11:44

ahaha süpermiş ya inadı kuruyasıca :D :D

23

Friday, 16.04.2010, 08:13

Rota!!

Savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alırken, kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık fark eder. Hemen karşı tarafa sinyal gönderir ve şu mesajı geçer:


— Derhal rotanızı 30 derece doğuya çevirin.
Karşıdan anında yanıt gelir:
— Sen rotanı 30 derece batıya çevir!
Şaşıran komutan, sinirlenir, mesajı yineler:
— Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!
Karşıdan:
— Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevir!
Komutan öfkeden küplere biner, bu kez mesaj da:
— Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece doğuya çevir!
Yanıt:
— Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece batıya çevir!
Sinir katsayısı fırlayan komutan, mürettebata tüm topları ateşe hazır hale getirmelerini emreder ve son mesajını gönderir:
—Burası bir savaş gemisi, rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız!
Karşıdan:
—Burası da bir deniz feneri ve ben fener bekçisi Oliver! Rotayı 30 derece doğuya çevirmezsen, birazdan kayalara çarpacaksın komutan!..

  • "nisa nisa" bir kadın

Mesajlar: 20,947

Kayıt tarihi: Sep 29th 2008

Konum: izmir

  • Özel mesaj gönder

24

Friday, 16.04.2010, 09:28

Genç bir işadamı Güney Afrika'da iş gezisindedir. Herşey umduğundan daha başarılı ve çabuk gelişmiştir.Sözleşme bile imzalanmıştır. Dönüşüne tam bir gün vardır.

Büyük Sinemalardan birinin önünden geçerken dikkatini "Ghandi" filmi çekiyor adamın. Hani şu bol Oscar'lı uzun film...

Hemen taksiden iniyor ve doğru gişenin önündeki kuyruğa... İnsanlar tuhaf tuhaf, bakıyorlar genç işadamına:

- Beyfendi, siz yabancisiniz galiba?

- Evet, nereden anladınız?

- Burada beyazlar kuyruğa girmezler, onlar doğrudan gişeye giderler biletlerini oradan alırlar.

Adam biraz mahçup, tüm kuyruğu geçip gidiyor gişeye. Evet... Beyazlar için ayrı bir pencere var gerçekten.

- İyi günler efendim, bir koltuk rica ediyorum, arkadan ve ortadan lütfen...

Gişedeki kız şaşkın:

- Beyfendi, siz yabancısınız galiba?

- Evet, nereden anladınız?

- Burada beyazlar, koltukta değil, balkonda otururlar.

- Peki bir balkon lütfen.

Adamcağız, balkonda filmi seyretmeye devam eder etmesine de, Güney Afrika'da bizim sinemalar gibi uzun uzun aralar yok ki, sıkışır haliyle. Etraf karanlık, herkes filmi izliyor, dayanamaz ve ayağa kalkmaya karar verir. Tam kalkacak, yandaki sorar:

- Nereye beyfendi?

- Hiiç... Tuvalete gitmem lazım..

- Beyfendi, siz yabancısınız galiba?

- Evet, ama nereden anladınız?

- Burada beyazlar, tuvalete gitmez ki, balkondan aşağı işeyiverirler.

Adam şaşkın, tek güvendiği etraftaki karanlık. Balkonun korkuluklarına dayanır ve tam çişini ederken, aşağıdan bir zenci seslenir:

- Heeey sen yabancısın galibaaa...!!!

Adam iyiden iyiye şaşkın, karanlıkta ve sadece çişinden tanındığı için ürkmüş...

Aşağıdaki devam eder:

- İnsan sadece birinin kafasına etmez ki, şöyle bir serpiştirir... Bu memlekette sosyal adalet diye bişey var!..

25

Saturday, 17.04.2010, 09:17

Sigara


Temel'le bir adam parkta oturuyormuş. Temel de sigara içiyormuş. Adam dumandan rahatsız olmuş. Dönmüş Temel'e ve sormuş:

"Kaç yıldır sigara içiyorsun?"

Temel cevap vermiş:

"30 yıl."

Adam başlamış nasihata:

"Bak 30 yılda sigaraya verdiğin parayı biriktirsen şu karşıdaki lüks villa ve önünde duran son model araba senin olabilirdi."

Temel dönmüş ve sormuş:

"Sen sigara içiy musun?"

Adam cevaplamış:

"Ben hiç sigara içmedim."

Temel tekrar sormuş:

"Peçi şu villa ve lüks araba senin mu?"

"Hayır!"

Temel eklemiş:

"Fazla konuşma o zaman. Onlar penum."

  • "nisa nisa" bir kadın

Mesajlar: 20,947

Kayıt tarihi: Sep 29th 2008

Konum: izmir

  • Özel mesaj gönder

26

Saturday, 17.04.2010, 22:44

Karı koca bir barda oturuyorlar. Önlerindeki
içkileri yudumlarken bardan içeri hoş bir bayan girer.
Bizimkilerin yanına gelir, adama sarılarak öper.

Karısına aldırmadan:

- Nasılsın hayatım? Epey oldu görüşemedik...

diyerek başka bir masaya gidip oturur.

Adamın karısı dayanamayarak sorar:

- Kim bu kadın?

Adam sakin bir sesle yanıtlar:

- Senden saklayacak değilim. Metresim!

Kadın çıldırır:

- Ne bu ne cüret! Bu ne ahlâksızlk!.. Ben buna katlanamam.
Derhal boşanıyoruz! Sen ne şerefsiz adammışsın meğer.
Bir de utanmadan metresim diyorsun...
Her şey bitti anlıyor musun, boşanıyoruz! Hem de derhal!..

Adam gayet sakin bir tavırla karısına bakar:

- Dur bakalım hele bir sakin ol. Ne yani sevgilim Etiler'deki
dubleksi, Akmerkez'deki daireyi, Bodrum'daki tripleksi, 24 metre yatı,
altındaki son model jeepi, kımızı spor arabayı, Maldiv adalarındaki devre
mülkü, mücevher ve takı kolleksiyonlarını falan bırakıp boşanmak mı
istiyorsun? Alt tarafı bir metres için bütün bunlardan vazgeçmeye değer mi bir tanem...

Kadın bunları duyunca sakinleşir. Çevresine bakınmaya başlar.

Biraz ilerideki masada oturan bir çift dikkatini çeker.

Kocasına sorar:

- Şurada oturan bizim Suat degil mi?

Kocası yanıtlar:

- Evet

- Peki yanındaki kim?

Kocası gayet sogukkanlılıkla yanıtlar:

- Kim olacak canım, metresi...

Kadın önce duraksar. Sonra burnunu kıvırarak kocasına sokulur:

- Aaaa ! Bizimkisi daha güzel valla

27

Sunday, 18.04.2010, 08:21

Temel'in babası vefat eder...
Cenazeye gelen bir aile dostu Temel'e sorar: Nasıl oldu? Cevap: 30.kattan aşağıya düştü...
Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş...
Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi...
Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman.
Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına... Adam: Demek çatıya çarpıp öldü.
Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti...
Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman...
Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı.
Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık...
Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye...
Adam: Orda mı öldü?
Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba... En sonunda bunalan adam Temel'e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam? Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!"

28

Sunday, 18.04.2010, 08:41

Asker Arkadasi

Kayserili Mehmet Aga Çanakkale’ye askerlik görevine gider. Orada Trabzonlu Cengiz ile ayni bölükte görev alir ve onunla tanisip candan arkadas olurlar. 36 ay askerlik süresince birbirlerine kenetlenir, kan kardesi olmaya karar verirler. Derken askerlik bitiminde Mehmet Aga memleketi Kayseri’ye, Cengiz de Trabzon’a döner. Aradan 25 yil geçer, birbirleriyle sadece mektuplasirlar. Cengiz Aga bir gün Adana’ya giderken Kayseri’de inip ve askerlik arkadasini ziyaret etmek ister ve arar sorar arkadasinin evini bulur. Hos besten sonra hal hatir sorulur. Cengiz Aga, üç çocugu oldugunu, bunlarin ziraatla (findikla) ugrastiklarini söyler. Kayserili Mehmet Aga ise dört tane oglu oldugunu, bunlarin ikisinin akilli diger iki tanesinin de akilsiz çiktigini söyler: -O nasil oluyor? diye Cengiz Aga sorar. Mehmet Aga akilli oglanlardan birinin kundura dükkani açtigini, digerinin ise giysi dükkani oldugunu: akilsizlardan birinin ise ögretmen oldugunu, digerinin de memur oldugunu söyler. Cengiz Aga kizar! -Ulan sen nasil konusuyorsun, okuyan mi akilli, okumayan mi? Ben bu isi anlamadim da, der. Mehmet Aga : -Ticaretle ugrasanlar has Kayserili, okuyanlar ise Trabzonludur der. :)

  • "nisa nisa" bir kadın

Mesajlar: 20,947

Kayıt tarihi: Sep 29th 2008

Konum: izmir

  • Özel mesaj gönder

29

Sunday, 18.04.2010, 10:12

Sıfırdan Yüze

Üç adam barda oturmuş konuşuyorlarmış.
Birincisi demiş ki,
- "Karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede 0 dan
100 e çıkıyor."
Diğerleri anlamamışlar.
- "Ne aldın?"
diye sormuşlar.
- "Beyaz bir Porsche aldım. Çok mutlu oldu."
diye cevap vermiş.
ıkinci adam demiş ki,
- "Ben de geçen doğum gününde karıma 4 saniyede
0 dan 100 e çıkan bişey almıştım."
Hemen anlamışlar tabii ki:
"Heey, yoksa Ferrari mi aldın?"
Adam gülümsemiş:
- "Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım. Gerçekten de ona
çok yakıştı."
demiş.
Bu sefer üçüncü adama sormuşlar:
"Peki sen ne aldın karına?"
Adam demiş ki:
- "Ben öyle bişey aldım ki; sadece 2 saniyede 0 dan 100 e
çıkıyor."
Adamlar şaşırmışlar:
- "Atıyosun!"
demişler,
- "Öyle bir araba olmaz ki?!"
- "Araba aldığımı kim söyledi"
demiş adam. Diğerleri:
- "ne aldın peki?"
- "BASKÜL"

  • "nisa nisa" bir kadın

Mesajlar: 20,947

Kayıt tarihi: Sep 29th 2008

Konum: izmir

  • Özel mesaj gönder

30

Sunday, 18.04.2010, 22:25

Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken
'kahrolsun Amerika'diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini görürler.

Bunun uzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın
geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.

Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü
papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı
gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer
sakıncası yoksa papağanları değişelim'der Hoca kabul eder ve değişim
gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler
ve kızarak :'biz sana bunu yok edeceksin demedikmi? '
Amca bu papağan o değil desede inandıramaz.
Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup
olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
'Kahrosun Amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!

papağan dile gelir
-Amin evlatlarım.....)))

31

Monday, 19.04.2010, 08:27

Adam doktora gider:
-Doktor bey, galiba karımda işitme kaybı başladı. Ne yapabiliriz?
-Eve gittiğiniz zaman, karınızın arkasında, biraz uzakta durun. Normal bir sesle ona soru sorun. Eğer sizi duymazsa biraz daha yaklaşın ve sorunuzu tekrarlayın. Hangi mesafede duyduğunu tespit edelim, ona göre tedavi uygularız.
Adam eve döner. Mutfağın kapısında durur ve normal bir sesle:
-Hanım, akşam ne yiyoruz?
Kadın cevap vermez. Adam yaklaşır tekrar tekrar sorar:
-Hanım, akşam ne yiyoruz?
Kadın yine cevap vermez. Adam iyice yaklaşıp tekrarlar:
-Hanım, akşam ne yiyoruz?
Karısı cevap verir:
- 3 seferdir köfte diyorum ya!...

  • "nisa nisa" bir kadın

Mesajlar: 20,947

Kayıt tarihi: Sep 29th 2008

Konum: izmir

  • Özel mesaj gönder

32

Monday, 19.04.2010, 12:36

Huriye, Nuriye, Düriye 80-85 yaşlarında eski 3 arkadaştır..
Birgün Huriye Nuriye'ye telefon eder, Düriye'ye gitmeye karar verirler ve giderler.
Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler.
Biraz sonra Düriye "ayy kusura bakmayın unuttum birer kahve yapayım da içelim" der.
Nuriye ve Huriye de hiç seslerini çıkarmadan içerler.
Aradan biraz zaman geçince Düriye yine:
"size bir kahve bile yapmadım hemen yapayım da içelim" der yapar getirir.
Bizimkilerde yine itiraz yok..

Akşama doğru Nuriye ve Huriye kalkarlar yola düşerler.
Yolda bastonları yardımı ile yavaş yavaş yürürken aralarında şu konuşma geçer ;
Huriye : Kız Nuriye gördün mü Düriye'yi ne kadar pinti olmuş.
Bize bir kahve bile ikram etmedi.
Nuriye : Kız, Düriye'yi ne zaman gördün?

33

Tuesday, 20.04.2010, 07:58

Yaşlıca bir bayan evindeki koltuğunda oturup uzun geçmiş hayatını gözden geçirirken birden bir peri karşısına çıkıverir ve ona üç dilekte bulunabileceğini söyler.

- Peki! der yaşlı kadın. Zengin olmak istiyorum!

Peri bir el hareketiyle kadının koltuğunu som altına çevirir.

- İkinci olarak ta güzel ve genç bir prenses olmak istiyorum! der.

Birden başında paha biçilemez bir tacı olan dünya güzeli bir prenses oluverir.

- Üçüncü ve son olarak ne istersin? diye sorar peri...

O sırada yaşlı köpeği ağır bir şekilde kafasını kaldırır ve zayıf bir "Hav" sesi çıkartır. Prenses çok sevdiği köpeğine bakar ve şöyle der:

- Köpeğimi yakışıklı bir prense dönüştürebilirmisin?

Tam o anda, şimdi güzel bir prenses olan yaşlı kadının önünde dünyada hiç kimsenin görmediği kadar yakışıklı bir prense dönüşür köpek... Hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar yakışıklıdır bu prens... Kadın ona büyük bir hayranlıkla bakar ve o anda ona aşık oluverir. Prens ona doğru yaklaştığında kadının heyecandan dizleri titremeye başlar. Prens ona doğru eğilir ve dudakları neredeyse kadının kulağına değecek şekilde şöyle fısıldar:

- Eminim şu an; zamanında beni hadım ettirdiğine çok pişmansındır!!!

  • "nisa nisa" bir kadın

Mesajlar: 20,947

Kayıt tarihi: Sep 29th 2008

Konum: izmir

  • Özel mesaj gönder

35

Tuesday, 20.04.2010, 15:18

Kadın evinin yanında ki tren istasyonundan dolayı çok rahatsızdır. Çünkü ne zaman tren geçse yatak odasındakı dolap sallanmaya va takırdamaya başlamakta, bu da rahatsız edici bir ses çıkarmaktadır. Sonunda canına tak eder ve tamirci çağırır. Anlatır derdini tamirciye. Tamirci dışardan görunen tüm vidataları sıkar. Ancak geçen trenle beraber dolap yine takırdamaya başlar.

Tamirci kadına :
- Birde içteki vidaları kontrol edeyim, problem galiba onlarda" der ve dolabın içine girer. Daha sonra trenin bir dahaki geçişinde nerelerde problem çıkartacağını kontrol için dolabın içinde beklemeye başlar.

Tam bu sırada kadının kocası hışımla dalar eve. Arkadaşları telefon etmiş ve bir erkeğin evine girdiğini söylemiştir adama. Sinirli bir şekilde evi aramaya başlar. Önce yatağın altına bakar; daha sonra dolabın kapağını açar.
Evet adam oradadır, koca tüm siniriyle gözleri yerinden fırlamış olarak solumaktadır ve beklenen soruyu sorar :
- Ne arıyorsun sen burda?
Bizim Bahtsız ince bir sesle :
- Şimdi sana Tren bekliyom deseeem, inanmazsın... :thumbsup: :D :D

36

Wednesday, 21.04.2010, 07:57

Yine Kadın Kabahatli :)

Otomobil kazasında ölen yaşlı çift doğru cennete gönderilirken görevli anlatmaya başlar:
- Şu denize bakan villa sizin. Yanında tenis kortu, yüzme havuzu ve golf parkuru var.İstediğiniz herhangi bir şey için şu düğmeye basmanız yeterli. Cennet görevlileri derhal takdim edecekler…
Görevli ayrılınca, adam karısını azarlamaya başlar...
- Allah seni bildiği gibi yapsın Vildan, hep senin hatan.."
- Nasıl yani bey ?!"
- O Allah’ın belası yürüyüş programların, vitamin hapların, yulaf çorbaların, içki, sigara yasaklamaların olmasa buraya yıllar önce gelecektik...!!!

melye

Yönetici

  • "melye" bir kadın

Mesajlar: 23,448

Kayıt tarihi: Feb 6th 2010

Konum: ...HiÇ...

  • Özel mesaj gönder

37

Wednesday, 21.04.2010, 11:34

hahaha iiymiş bu :D:D

38

Thursday, 22.04.2010, 08:42

Kapı vurulur ve bir erkek kapıyı açar.

Kadın:
'İyi günler az önce camınız kırıldı ve bunu yapan benim çocuğum, lütfen özrümü kabul edin ne kadar masrafı varsa ödemek istiyorum' der.
Adam:
'Hiç sorun değil çocuğunuz camı kırdı ve içeri giren top değerli bir vazoya çarptı ve o da kırıldı'.
Kadın daha fazla üzülür ve içeri girdiğinde gerçekten bir vazoyu kırılmış görür.
'Çok üzgünüm bunun da masrafını ödemek istiyorum' der.
Adam:
'Hiç önemli değil, aslında çok büyük bir iyilik yaptınız bana'.
Kadın:
Merakla: 'ama camınız ve değerli bir vazonuz kırıldı nasıl olur' der.
Adam:
'hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yıldır o vazoda hapis kalmıştım, çocuğunuz sayesinde özgürlüğüme kavuştum, dileyin benden ne dilerseniz,
Kadın:
önceleri şaşırsa da, biraz düşündükten sonra; 'Çok güzel ve büyük bir malikane istiyorum' der.
Adam:
'Bir dakika' der ve kısa bir telefon görüşmesinden sonra; 'tamam hanımefendi, malikaneniz hazır' der, 'İkinci dileğiniz nedir?' diye sorar.
Kadın:
sevinç çığlıkları ile; 'En güzel kıyafetleri istiyorum' der.
Adam:
yine kısa bir telefon görüşmesinden sonra; 'Tamam, hanımefendi, Versace ve D&G'ya gidip en güzel kıyafetlerden istediğiniz kadar alabilirsiniz' der,
Adam: 'Son dileğinizi de alabilir miyim' diye sormasıyla
Kadın:
çıldırmış bir halde; 'Dünyanın en güzel mücevherlerini istiyorum' der.
Adam:
yine kısa bir telefon görüşmesinden sonra; 'Tamamdır, yarin tüm mücevherleriniz teslim edilecek' der.
Kadın:
artik sevinçten çıldırmıştır.
Adam:
kadına sessizce; 'Ee şey hanımefendi, benim de sizden küçük bir ricam olacak' der, 'Malum,100 yıldır bir vazodayım, bu sürede hiç kadın yüzü görmedim, benimle bir gece birlikte olabilir misiniz acaba?' diye sorar.
Kadın:
biraz düşündükten sonra, O'na bu kadar güzel şeyler veren birinin, isteğini geri çevirmemesi gerektiğini düşünür ve 'Tamam olabilir'O der,

Sabah'a kadar birlikte olurlar... Adam bir ara sigarasını yakar ve kadına sorar; 'Kaç yasındasın?'

Kadın:
'32' der,

Adam:
'Hadi yaa.. Çok enteresan, bu yaştasın ve hala cinlere inanıyor musun?' :))

tankonb

Orta Düzey

  • "tankonb" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 184

Kayıt tarihi: Dec 27th 2009

  • Özel mesaj gönder

39

Friday, 23.04.2010, 02:11

:D :P ^^ hahahahahahaha güzelmiş

40

Friday, 23.04.2010, 08:38

DÜNYANIN EN KISA FIKRASI:

"İki kadın sessizce oturuyorlardı."