
15 Temmuz, Türkiye'nin yakın tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. O gece, demokrasiye yönelik hain bir kalkışma yaşanmış, ancak Türk milleti, gösterdiği
birlik ve beraberlik ruhuyla bu girişimi bertaraf etmiştir.
Gecenin karanlığında tanklar yolları kestiğinde, jetler alçak uçuş yaptığında ve silah sesleri yankılandığında, bu ülkenin vatandaşları tereddüt etmeden sokaklara döküldü. Siyasi görüşü, yaşam tarzı, inancı ne olursa olsun, herkesin ortak paydası
vatan sevgisi ve demokrasiye olan bağlılık oldu. Ellerinde bayraklarla, göğüslerinde cesaretle, darbecilerin karşısına dikilen bu onurlu duruş, tüm dünyaya örnek teşkil etti.
Camilerden yükselen selalar, milleti meydanlara çağıran bir nida oldu. Kimi evinden fırlayıp köprülere koştu, kimi darbeci askerleri ikna etmeye çalıştı, kimi ise televizyon başında gelişmeleri nefesini tutarak takip edip dualar etti. Bu, sadece bir avuç insanın değil, 80 milyonluk bir milletin topyekün direnişiydi. Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle, o gece
tek yürek olundu.
15 Temmuz gecesi yaşananlar, Türk milletinin
demokrasiye ne kadar sıkı sarıldığını, özgürlüğüne ne kadar düşkün olduğunu ve hiçbir gücün bu iradeyi esir alamayacağını gösterdi. Bu kalkışma, birliğimizi ve beraberliğimizi pekiştirerek, geleceğe daha güçlü adımlarla ilerlememizi sağlayan acı ama anlamlı bir ders oldu. O gece şehit düşen vatan evlatları, gazilerimiz ve tüm milletimiz, bu destansı direnişin en büyük kahramanlarıdır. Onların anısı, bu topraklardaki
birlik ve beraberlik ruhunu daima canlı tutacaktır.