NERDE O ESKİ GÜNLER !
..Ne kadar değiştik farkında mısınız.Eski adâb,uslûb ve hoşgörü kayboldu gitti nerdeyse.Bakın eskiler nasılmış;
Eskiden "Kapıyı kapat!" denilmezmiş. Allah kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş. "Kapıyı ört, ya da sırla" denilirmiş. Kapının kapanmadan yavaşça örtülmesi edebdenmiş.
“Lambayı söndür” demezlermiş. Allah kimsenin ışığını söndürmesin. "Lambayı dinlerdir" derlermiş. Lamba yakılmaz, uyandırılırmış.
Uyuyan birisi uyandırılmak İçin sar...sılmaz veya adı ile çağırılmazmış. "Agâh ol erenler" derlermiş. Nezaket, incelik, edeb her işin başı imiş de ondan... Ona eren uyanık olurmuş. İnsanların sözü kesilmez, işaret ve işmar edilmez, fısıltılar, gizli konuşmalar hoş karşılanmazmış.
Hanımlar beylerine "Efendi" derlermiş, "siz" derlermiş. Hanımefendiliklerini gösterirlermiş.
Gezerken yere yumuşak basılır, ses çıkarmamaya çalışılırmış. Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği için adı "Karınca basmaz Efendi” ye çıkan insanlar varmış.
Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek, geri geri çıkmak edebdenmiş.
Bir insan sana sığındığında,ya da biri sana emanet edildiğinde,
kendi canından bile önce o kollanır,asla kaçtığı ve korktuğu kişilere,teslim edilmezmiş sığınan kişi düşman dâhi olsa..
Kapı eşiğindeki misafirlere ait ayakkabılar, dışarıya doğru değil, içeriye doğru çevrilirmiş. "Git bir daha gelme!" der gibi değil de. "Gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsa" dercesine dizilirmiş.
Canlı cansız her şeyin bir hatırı varmış. Eskiler hayatı o kadar nurani, o kadar temiz, o kadar manâlı yaşarmış.
-alıntı- {fatma}