Sie sind nicht angemeldet.

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

41

Dienstag, 18. Oktober 2011, 13:15


‎"İnsan doğar. On- on beş yıl sonra dünyanın nasıl bir tezgah olduğunu ve doğumla ölüm arasına nasıl hapsedildiğini fark eder. Bu aslında bir histir, bilgi değil. Ve ilk tepkisini verir. Avazı çıktığı kadar bağırarak. Bu çığlık, bir kalabalığın içinde cüzdanını çaldırdığını fark eden kişinin çaresiz haykırışına benzer.
Önce, aşağılayan ve umursamaz bakışlar atan kalabalık, sonra da aşırı gürültüye dayanamayıp, içlerinden birini, bağırıp çağıranla konuşmaya gönderir. O da gidip “Biz de çaldırdık cüzdanı, ne var? Senin gibi şeyimizi yırtıyor muyuz?” der. Böylesi bilimsel bir müdahale için, genelde diplomalı olanlar tercih edilir.
Kalabalığın kayıtsızlığı karşısında yavaş yavaş sesi kesilen yaygaracı, gerçeği kabullenir ve çevresindeki boşluğu insanlarla doldurur.
Buna, büyüme denir. Yetişkin olma. Tam olarak, yetişkin uysallığı."

-Hakan Günday // Az-

Nisa Nisa

Erleuchteter

  • »Nisa Nisa« ist weiblich

Beiträge: 20 947

Registrierungsdatum: 29. September 2008

Wohnort: izmir

  • Nachricht senden

42

Mittwoch, 19. Oktober 2011, 00:17

jonathan Livingston / Martı.

"...Eğer dostluğumuz zaman ve mekan gibi şeylere bağlıysa, sonunda zamanı ve mekanı yendiğimizde, kendi dostluğumuzu da yıkmış oluruz!

Ama mekanı yendiğimizde, geriye sadece BURASI kalır.Zamanı yendiğimizde, bize kalan yalnızca ŞİMDİ'dir.

Burayı ve Şimdiyi paylaşacağımıza göre, nasıl düşünemezsin sık sık birlikte olacağımızı?"

Saygılarımla...

Nisa Nisa

Erleuchteter

  • »Nisa Nisa« ist weiblich

Beiträge: 20 947

Registrierungsdatum: 29. September 2008

Wohnort: izmir

  • Nachricht senden

43

Mittwoch, 19. Oktober 2011, 00:18

Marc Levy - "Keşke gerçek olsa"

"Yaşamın bir yılının ne olduğunu mu merak ediyorsun:Bu soruyu yılsonu sınavında başarısız olmuş bir öğrenciye sor.Yaşamın bir ayı:Bu konuda erken doğum yapmış,bebeğini sağ salim kollarına almak için kuvözden çıkmasını bekleyen bir anneyle konuş.Bir hafta:Ailesine bakmak için bir fabrikada ya da maden ocağında çalışan bir adama sor.Bir gün:Kavuşacakları günden başka bir şey düşünemez olmuş aşıklara sor.Bir saat:Asansörde mahsur kalmış bir klostrofobiğe sor.Bir saniye:Bir araba kazasından kıl payı kurtulmuş bir adamın yüzündeki ifadeye bak.Ve saniyenin milyonda birini olimpiyatlarda uğruna ömrünü verdiği altın madalya yerine gümüş madalya almış atlete sor."

"Ölen bir anne yanan bir kitaplıktır."
(Tüyleriniz diken diken olmuştur eminim.Bu cümleyi okuduğumda dakikalarca ağlamıştım.)

"En güzel anılar iki kişilik hayallerden doğar."

Nisa Nisa

Erleuchteter

  • »Nisa Nisa« ist weiblich

Beiträge: 20 947

Registrierungsdatum: 29. September 2008

Wohnort: izmir

  • Nachricht senden

44

Mittwoch, 19. Oktober 2011, 00:20

Nietzche AĞladiĞinda..
Tabii acı çekeceksin,görmenin bedelidir bu.Tabii için korkuyla dolacak,yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir.Büyümek zordur!

Sen bir inek değilsin,ben de gevişgetirenlerin havarisi değilim.

Eğer kimse sizi dinlemiyorsa bağırmak en doğal şeydir.

İradenin geriye doğru çalıştırılamayacağı demek,iradenin yetersiz olduğu demek değildir!Tanrıya şükür,Tanrının ölmüş olması demek,var olmanın amacı olmadığını göstermez!Ölümün geliyor olması,yaşamın değerli olmadığı anlamına gelmez..

Yaşam planınız sizin elinizde değilse,varlığınızı raslantıya bırakmışsınız demektir..

Artık yaşamınızı kabul etmek ve şu sözleri söyleme cesaretini bulmak zorundasınız:'işte seçimimi yaptım!'İnsan ruhu,yaptığı seçimlerle belirlenir.

İnsan dostunu düşmanından daha zor affediyor..

Siz adam olun da beni izlemeyin,siz siz olun!Yalnızca siz!

Nisa Nisa

Erleuchteter

  • »Nisa Nisa« ist weiblich

Beiträge: 20 947

Registrierungsdatum: 29. September 2008

Wohnort: izmir

  • Nachricht senden

45

Mittwoch, 19. Oktober 2011, 00:23

Maksİm Gorkİ --- Ana
- İnsanların nasıl yaşadığını bilmenin ne gereği var? Ben nasıl yaşamak gerektiğini öğrenmek isterim?

- Dünyada hor görülmemiş insan var mıdır? Ben öyle çok aşağılanma gördüm ki artık kızmaktan usandım.

- Aşağılanmaya karşı dursam zaman kaybederim. İşte düşündükçe anladım ki bunların hepsinin kalbi kırılmış! Herkes komşusunun gelip kendisini dövmesinden korkar,bundan dolayı önce o, komşusunı döver. Anladım ki anacığım. YAŞAM BÖYLEDİR..

- Mutluluğu verirlerse reddetmem.Ne var ki ben arkasından koşup istemem ve almam.

- Kirli ellerle ruhuna dokunulduğunu duymak işkence görmekten daha acı ve korkunçtur..

- İnsan uyuz olunca ne yapar? Yıkanır, banyoya girer,çıkınca temiz elbise giyer,böylece hastalıktan kurtulur değil mi? Hastalık vücutta değil de kalpte ise de o zaman deriyi çıkarmalıdır. Kanayacakmış, zararı yok..Kanasın! Çıkarmalı, güzelce yıkanmalı, sonra temiz temiz giymeli..burası da böyle değil mi? peki ya insan içini nasıl temizlemeli ha?

- İnsanı tutsaklıktan kurtaran yalnızca akıldır.

- Düşünce öyle bit yakalanır gibi yakalanır mı?

- Yaşam bir ata benzemez, insan kamçı ile onu hızlandıramaz.

- Bir kalp şiddetle yanmazsa onda birçok pis yağ birikir.

- Eski dünyayı bütün alemin gözü önünde silkip atmadan önce yerin dibine girmek istemem.

- Her şeye katlanacağım,hepsine dayanacağım. Çünkü içimde hiçbir şeyin ezip yok edemeyeceği bir zevk var ki o da, direnişim ve gücümdür.

- İleriye gitmek isteyen önce kendisiyle savaşmalı. Her şeyi, gerektiğinde duygularını bile feda etmeye razı olmalıdır..

- Herkes vicdanının emrettiği şekilde yaşamalı.

- Ölümü ölümle onarmalıyız. Bunun için insanları diriltmek için ölmek gerek. Binlerce insan ölmeli ki milyonlarcası yerine gelsin. Ölüm zor bir şey değil,pek kolay. Yeter ki ötekiler can bulsun,bellerini doğrultsun.

- Yaşam dalgalı bir deniz gibi bize her yandan çarpar, çarpa çarpa yok eder...

Nisa Nisa

Erleuchteter

  • »Nisa Nisa« ist weiblich

Beiträge: 20 947

Registrierungsdatum: 29. September 2008

Wohnort: izmir

  • Nachricht senden

46

Mittwoch, 19. Oktober 2011, 00:28

Paulo Coelho-Simyacı
"hayatımızın bellir bir anında yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. Dünyanın en büyük yalanı budur."

"dünyanın ruhu insanların mutluluğuyla beslenir. Ya da mutsuzluklarıyla, arzusuyla, kıskançlıklarıyla. Kendi kişisel menkıbesini gerçekleştirmek insanların biricik gerçek yükümlülüğüdür. her şey bir ve tek şeydir. Ve birşey istediğin zaman, bütün evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar."

"sahip olmadığın şeyi vaat ederek gidecek olursan, onu ele geçirmek arzunu yitirirsin."

"bulduğun şey saf maddeden yapılmışsa, hiçbir zaman çürümeyecektir."

"bir kere olan bir daha asla tekrarlanmaz. amma ve lakin iki kere olan mutlaka üçüncü defa da olacaktır."

Nisa Nisa

Erleuchteter

  • »Nisa Nisa« ist weiblich

Beiträge: 20 947

Registrierungsdatum: 29. September 2008

Wohnort: izmir

  • Nachricht senden

47

Mittwoch, 19. Oktober 2011, 00:29

Engin Geçtan - İnsan Olmak kitabından;

Önce 2.Sınıf evlat, daha sonra gelin kimlikleri içinde ezilen kadın, anne olduktan sonra aile içinde giderek güç kazanır ve çocukları üzerinde egemenlik kurmaya başlar.

O denli ki, birçok ailede görünürde baba tarafından alınan kararların asıl sahibi annedir ama durum babanın erkeklik rolüne gölge düşürmeyecek biçimde yönetilir. Kararı anne verir, baba ilan eder. Kararların sonucundan ise baba sorumlu tutulur.

Bu yönden değerlendirildiğinde, toplumumuzun aile yapısının biçimsel olarak babaerkil ama gerçekte üstü kapalı bir anaerkil yapıya sahip olduğu bile söylenebilir.

Nisa Nisa

Erleuchteter

  • »Nisa Nisa« ist weiblich

Beiträge: 20 947

Registrierungsdatum: 29. September 2008

Wohnort: izmir

  • Nachricht senden

48

Mittwoch, 19. Oktober 2011, 00:30

Kürk Mantolu Madonna
"İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
....

Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden herşeyi bırakıp kaçarlar.


Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gidecekti. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, herşeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu"

Sabahattin ALİ

  • »romantik.ser« ist männlich

Beiträge: 897

Registrierungsdatum: 15. Mai 2011

  • Nachricht senden

49

Sonntag, 23. Oktober 2011, 16:00

Gözbebeği

Gözbebeği:
İnsanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir.Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. Uzağın payına karanlık düşer. Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez.

Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki aşık olunan hep uzaktadır.
Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka gözbebeğim! diye hitap edilir.

Elif Şafak- Mahrem

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

50

Mittwoch, 26. Oktober 2011, 20:18



‎''İnsanoğlunun bilmediği, aklın olduğu yerde kalbin olmadığı, gönlün durmadığıdır. Aklı kalbinin içine yerleştirmelisin. Anlamazlar ki zekâ, duygu ve hisleri inkâr eder, oluşu dahi anlamaz, yok sayar.''
Eddi Anter - İNKAR

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

51

Mittwoch, 26. Oktober 2011, 20:22



Kitapları bütün dünyada 140 milyondan fazla satan ve birçok dile çevrilen Debbie Macomber, yürek ısıtan romanlarıyla şimdi de Türkiye'de...

"Artık o eski tasasız kız değilim. Yaşadığım her günün değerini biliyorum. Çünkü hayatın ne kadar değerli olduğunu öğrendim... hiçbir şeyi, özellikle de hayatı hafife almaz oldum. Artık hiçbir günümü boşa geçirmiyorum. Çektiğim acıların karşılıklarının olduğunu öğrendim..."

Hayatın içinden dört güçlü kadın...

Küçük mucizeler, büyük umutlar

Ve dostluğun iyileştirici gücüne dair sımsıcak bir hikâye...

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

52

Samstag, 29. Oktober 2011, 15:26



‎"Tarihte bu sözleri söyleyebilen bir başka devrimci çıkmış mıdır? Başında bulunduğu devletin bile 'zaaf' içinde olabileceğini düşünen, geleceğin siyasal iktidarlarından kuşkulanabilen, ama gençliğe böylesine 'sınırsız' bir güven besleyen, böylesine 'çek' veren, gençliği böylesine 'son çare' olarak gören bir devrimci yoktur! Ve Atatürk, hem gelecek iktidarlar hem de gençlik konusunda yanılmamıştır."

AHMET TANER KIŞLALI ( "Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi" adlı kitabından Kışlalı'nın Atatürk'ün Bursa Nutku ile ilgili düşünceleri)

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

53

Sonntag, 30. Oktober 2011, 23:14



‎"İnsanlar basit ve üstün olarak ikiye ayrılırlar. Basit olanlar, yalnızca insan cinsini üretmeye yarayanlardır, diğerleri de yeni bir şey söyleyebilmek isteğiyle doğmuş, üstün insanlardır. Toplum muhafazakarlık görevini yerine getirmek için çok kez bu insanları asıp kesiyor ya da her türlü hareket imkanından mahrum ediyor. Ama yine aynı toplum, bir nesil sonra bu astığı insanların anıtını dikip, onlara tapıyor... İlk bölüm şimdinin adamıyken, ikinci bölüm hep geleceğin adamıdır. Birinciler dünyayı korur ve nüfusu çoğaltırlar. İkincilerse onu hareket ettirir ve asıl amacına doğru yürütürler." Dostoyevski - Suç ve Ceza

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

54

Sonntag, 30. Oktober 2011, 23:17



"Kimileri iyi davranışlarda bulunur, kimileri ise adamakıllı böbürlenerek ve kendine çeki düzen vererek öyle görünür.
Aynı şekilde bazıları kendi güzellikleri nedeniyle güzeldir; bazıları da süslenerek öyle görünür."


Aristoteles (Organon-Topikler, Sofistlerin Çürütmeleri Üzerine, Çev: Oğuz Özügül, Say Yayınları, sayfa 7.)

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

55

Sonntag, 30. Oktober 2011, 23:26



‎''Sana senden gelmemiş olan hususiyetlerle asla övünme. Bir at,gururla:"ben güzelim" dese buna tahammül edilebilir. Fakat sen böbürlenerek "güzel bir atım var!" dersen bilki güzel bir ata sahip olmakla övünüyorsun. Bunda sana ait olan nedir? hayal gücünü kullanman! Bunun için muhayyileni kullanırken tabiatı kolla. İşte o zaman kendindeki meziyetle övünebilirsin.''

DÜŞÜNCELER / Epiktetos

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

56

Montag, 31. Oktober 2011, 13:43



“Bir çiçeğe sahip olmak isteyen onun güzelliğinin soluşunu seyretmek zorunda kalır.
Ama bir tarladaki çiçeğe sadece bakmakla yetinirsen, o hep seninle olacaktır;
Çünkü çiçek akşamın ve günbatımının ve nemli toprağın ve ufuktaki bulutların bir parçasıdır...

Orman bana bunu öğretti. Senin hiçbir zaman benim olmayacağını, o yüzden de seni hiç kaybetmeyeceğimi öğretti.

Yalnızlık içinde geçen günlerimde sen benim umudumdun, kuşkuya kapıldığım anlarda sen benim kaygımdın, inanç anlarında sen benim kesin kararlılığımdın...

Bundan sonra Aşk’ın özgürlük olduğunu hep hatırlayacağım. Öğrenmesi çok uzun yıllar alan ders işte buydu.”

-Brida // Paulo Coelho-

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

57

Samstag, 12. November 2011, 13:46



Küçük mutluluklarla büyük hesaplar yaptık.
Çoğu zaman nerede yanlış yaptığımızı hesaplayamadık.
En yüksek sesimizle gerçeği söylediğimiz zamanlarda bile hislerimize yenildiğimizi aslında biliyorduk.
Aşk diye bir şey vardı ama her seferinde yanılınca anladık.
Yıllarca neden mutluluğa şirin isimler bulmaya çalıştık?
Halbuki mutluluk içimizdeydi, sevebilmemizdeydi.
Hâlâ üzülüp şaşırabiliyor olabilmemizdeydi, mutluluk kendi elimizdeydi.
En yakın aynadaki resim en mutlu gerçeğimizdi ve aslında onu nerede aradığımızla alakalı idi.
Sanırım arayışların bir kopyası bende...
İnsanın insana ettiğini, insanın aslında kendine ettiğini, kendime hatırlatırken....
Sizlerlede paylaşmak istedim...

Yarasa/Almıla Erdem

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

58

Dienstag, 15. November 2011, 10:30



Çok Satan Moskof Cariye Hürrem’in Yazarı Demet Altınyeleklioğlu'ndan 'PARGALI VE HATİCE'

Gölgesinden doğan bir prenses ve hırsında boğulan bir sadrazam. Kader, onları biraraya getirecekti.

Biri, öfkesi kılıçtan keskin, gazabı bin ölüme bedel bir babanın, Yavuz Sultan Selim'in biricik kızı. Geleceğin padişahı Süleyman'ın kız kardeşi. Hatice Sultan. Diğeri, büyük hayalleri olan bir köle. Pargaiı İbrahim. Hayat onları büyük acılarla, öfkelerle biledi. Yüreklerinde aşk yerine kin ateşleri yaktı.

Hatice, örselenmiş genç kızlığının ve yitirilmiş, gizli bir tutkunun ruhunda yarattığı enkazın altında ayakta durmaya çalışıyordu. Pargaiı, sınır tanımayan hayallerinin ve içinde sakladığı korkunç sırrın mayaladığı intikam duygusuyla mucize arıyordu. Ve bir gün yolları kesişti. Herkes, içlerini yakan ateşin i söneceğini, fırtınaların dineceğini sandı. Oysa kalplerinde küllenen ateş, Osmanlı'nın tarihini değiştirecekti.

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

59

Dienstag, 15. November 2011, 11:49



BENİ BİR TEK AŞK ALDATMADI.. 17 Kasım Perşembe Günü Okurlarıyla Buluşuyor...

"Yaralı bir kuşun kanat çırpışları gibiydi birbirimize son dokunuşumuz.
Zayıf, titrek ve soluksuz...
Binlerce cam kırığı içimizde, kulağımızda binlerce uğultu, ayrılanlara özgü umutsuzluk ve belirsiz bir sonsuzluk...
Böyle bir gidiş hayal etmemiştik ikimiz de...
Sanki bir yerlerde bir dağ çöktü, bir şehir yıkıldı, altında kaldık.

Ah sevgilim, ne çok ağladık...
Düşlerimi yükledim bir gemiye, bilinmez limanlara doğru yola çıkardım.

Sen neredeysen, belki bulur diye.
Sana ulaştığında belki yüreğimin kanamasını durdurur diye...
Her gidiş bir bitiştir, bunu biliyorum ama her bitiş bir başlangıç değilmiş, öğreniyorum.

Gelmeyeceğini bile bile, bir daha sana asla dokunamayacağımı bile bile özlüyorum. Delilik işte...
“Ağlamayalım” demiştik, ben sözümü tutamadım.
Şarkıları ne yapacağız söylesene, ya bu şehrin sokaklarını?
Ayrılığın ustası olunmuyor sevgilim, ayrılık öğrenilmiyor...
O gece, giderken içtiğin şarabı koyduğum kadehi yıkamadım, sakladım.
Bazen, hasret artık dayanılmaz olduğunda masanın başına o kadehi koyuyorum.

“Şarabın gazabından korkmadan” seninle içiyorum.
Sarhoş olamıyorum mesela.
Meğer ben bir tek seninle güzelleşiyormuşum..."
"Ben kendimi yazdım hep, duygularımı, yüreğimden geçenleri, zaaflarımı, yenilmişliklerimi... Aşkı büyüttüm koynumda, aşkı yücelttim. Hoyrat ellerin, kıymet bilmez kalplerin darbelerini gördüm. 'Asla yapmaz' dediklerimin ihanetleriyle sarsıldım, yıkıldım... Yine de güvendim aşka, en sadık sevgilimdi benim. Çünkü bir tek aşk aldatmadı beni..."

Mehmet Coşkundeniz

TurkEce/GnL

[Forum Ablası]

  • »TurkEce/GnL« ist weiblich
  • »TurkEce/GnL« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 47 562

Registrierungsdatum: 16. September 2010

Wohnort: TC İstanbul/allaturkaa

  • Nachricht senden

60

Donnerstag, 17. November 2011, 11:40



‎"Bağımlılık­tan nefret ettim. Gitmemi, terk etmemi engeller diye. Ne bir mad­deye, ne de bir insana bağlandım."

-Hakan Günday // Kinyas ve Kayra-