Search results
Search results 1-20 of 116.
ROBOT KARTAL Yazan Ve Okuyan: Serdar Yıldırım https://www.facebook.com/share/v/hPhQCFcFMg7HhBvP/
KARANLIK BENDEN KORKTU Yazan Ve Okuyan: Serdar Yıldırım https://www.facebook.com/ayla.guleryildi…74012349406236/
ROBOT KARTAL Yazan Ve Okuyan: Serdar Yıldırım https://youtu.be/0JbP3DT6UFE?si=6MtSQwsTiacSacVp
HURDACININ AŞKI Yazan: Serdar Yıldırım Seslendiren: Venhar Sağıroğlu ( Radyo7 ) https://youtu.be/3jRKNUG-3ks?si=mA9pHB-DJ1pOUv2l
Zaman gezgini olarak 150 yıl önceye gitmeyi düşledim ve Kıbrıs'ta bulunan Magosa zindanında olmayı istedim. Namık Kemal yerde, taş üstünde oturuyordu ve beni görünce ayağa kalktı. İlerici, çağdaş fikirlerle donanmıştı ve bir devlet yönetiminin tek bir kişinin tekelinde olmasını istemezdi. Bana seslendi: " Dur bakalım, aslanım, sen de kimsin böyle? Burada ne işin var? " " Ben, gelecekten geldiğimi, söyledim. Tarih 9-2-2024. Adım Serdar Yıldırım, dedim. Namık Kemal: " Bak bu çok iyi. Yüz bilmem ka...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: KARGA PEŞİNDE Mustafa, annesi ve kız kardeşi ile birlikte dayısının çiftliğine gitti. Akşamüstü çiftliğe vardıklarında dayısı onları çok candan bir şekilde karşıladı. Hal-hatır sormalardan, iltifatlardan sonra akşam yemeği yendi. Yemekten sonra bir saat kadar daha sohbet edildi ve ardından geceyi geçirmek üzere odalarına çekildiler. Ertesi sabah sabahın erken saatlerinde dayısı Mustafa’ya çiftliğin her tarafını gezdirip gösterdi. Öğle vaktine doğru bakla tarlasına gitt...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: VATAN SEVGİSİ Mustafa’nın kız kardeşi Makbule rahatsızlandığı için çiftlikte kalmıştı. Bugün Mustafa tek başına bakla tarlasında bekçilik yapacaktı. Şu karga kovalama işinin pek bir zorluğu kalmamıştı. Bakla tarlasına gelmeye başladığı ilk günlerde kargalar Mustafa’nın ne derece zorlu bir rakip olduğunu anlamışlar ve onun uyguladığı yöntemi müthiş bir mücadele örneği göstermelerine karşın boşa çıkaramamışlar, çekilip gitmişlerdi. Mustafa sabah erkenden bakla tarlasına ...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: ÇİFTLİKTEKİ HIRSIZ Bir akşam yemeği sonrasında çiftlikteki odada oturulmuş ve gündelik olaylar konuşuluyordu. Hüseyin Ağa: “ Yarın erkenden elma bahçesini çapalayıp, yabani otları ayıklamaya gidecektim ama çapayı bulamadım. Hanım, çapayı bir yere koymuş olmayasın? “ Hüseyin Ağa’nın karısı: “ Efendi, çapanın alet dolabında olması lazım. İki gün önce temizlik yaparken oradaydı. “ Hüseyin Ağa: “ Öyle de bugün akşamüstü baktım dolapta yoktu. Belki dedim sağa sola bırakmışl...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: ARKADAŞ DEDİĞİN BÖYLE OLUR Bazı günler Mustafa Makbule’yi bakla tarlasında yalnız bırakıp çevrede gezmeye çıkıyordu. Bir gün Mustafa gezerken bir kaval sesi duydu. Bu kavalı kimin çaldığını merak edip kaval sesinin geldiği tarafa doğru yürüdü. Biraz gidince baktı ilerideki bir ağacın altında on yaşlarında bir çoban kaval çalıyor, etrafında da koyunlar otluyordu. Mustafa bu çocuğun kavalıyla yarattığı sihirli dünyasını bozmak istemedi. “ Varsın çalsın garip “ diye düşün...
KURTULUŞ SAVAŞI NASIL BAŞLADI? Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Müfettişi olarak 18 Silah arkadaşıyla birlikte 16 Mayıs 1919 günü İstanbul'dan yola çıktı. Peşlerinde iki ingiliz zırhlısı vardı. Onları atlatmak kolay olmadı. Fırtınalı bir havada Bandırma Vapuru' yla Kıyı şeridini takip ederek 17 Mayısta İnebolu'ya 18 Mayısta Sinop'a uğradı. 19 Mayıs 1919' da emperyalizmin ağlarını yırtarak, Samsun Limanı'na demir attı. Böylelikle Türk'ün Kurtuluş Savaşı başladı. SON ------------------------------------...
23 NİSAN VE CUMHURİYET ŞİİRLERİ 23 NİSAN Bugün 23 nisan Coşkulu tüm çocuklar Atatürk'ün çocuklara Armağan ettiği bir bayram. * * * * Sevinin çocuklar Gülün, oynayın Bakın Atatürk size Bu bayramı hediye etti. * * * * Yoktu böyle bir bayram Dünyada bir ilk Farkına vardı bunun Yüce Atatürk. SON -------------------------------------- 23 NİSAN COŞKUSU Atatürk'e inansan O'nun yoldaşı olsan Dünya uygarlığından Biraz medeniyet kapsan. * * * * Zaman geriye gitmez Hep ileri gider Atatürk'ün çağdaş fikirle...
--------------------------------------------------------------- ---------------------------------------------------------------- SAVAŞTIK Barış, istedim. Savaş, dediler. Evet, dedim. Savaştık. Yenildiler. Ben, dedim. Sensin, dediler. Çekip gittiler. ------------------------------------------------------- KURTULUŞ SAVAŞI'NI BEN BAŞLATTIM Sıfırdan zirveye çıktım Vatanı kurtardım Bin yıl geçse bile Dünya beni unutmaz. * * * * Osmanlı çökmüş, bitmişti. Külü bile kalmamıştı. Anadolu'da özgürlük ateşi...
ATATÜRK YOK, GİTTİ DİYORLAR Atatürk'ü soruyorum, nerede diyorum? Atatürk yok, gitti, diyorlar. Nereye gitti, diyorum? Bilmiyoruz, diyorlar. * * * * Olmaz, Atatürk gitmez, diyorum. Bizi bırakıp nereye gidecek? Sınırda nöbet bekliyordur. Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyordur. ------------------------------------------- SELANİK YİĞİDİ Selanik'te bir yiğit doğar. 24 yaşında yüzbaşı olur. Yurduna saldıran düşmanlara karşı koyar. Genç yaşında dünyaya nam salar. * * * * Sağ elinde kılıcı siperden fırlar. H...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANILARI KAPLAN Selanik'teki evde Atatürk'ün abileri Ahmet ile Ömer konuşuyordu. Ömer: Hayvanat bahçesinde kaplanların olduğu bölüme bir adam düşmüş. Kaplanlar, onu yemiş. Neden ama? Neden bir kaplan insanı yer? Ahmet: Bunu ben de çözemedim. Kaplan insanların tutsağı ama insanı yiyor. Diğer insanların intikam alabileceğini düşünemiyor. Olayı ben de duydum. İnsanlar, o kaplanı vurmuş. Herhalde kaplan bir geyiği veya insanı yiyecek olarak görüyor. İnsan bir dereceye kadar akıllı...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANILARI BÜYÜK KURTARICI Atatürk'ün kız kardeşleri Makbule ile Naciye tartışıyordu. Naciye: Abla, son günlerde annem ve babamın konuşmalarından şu sonuca ulaştım: Osmanlı kötüye gidiyor ve önlem alınmazsa sonumuz bir felaket. Bunun üzerine Makbule: Doğrudur. Bir kötü gidişat var ama önlem alınmıyor. Saray yabancı kadınlarla doluymuş. Padişahın annesi yabancıymış. Annemiz Zübeyde Hanım bir Türk. Biz de Türküz diyoruz. Annemiz fransız veya rus olsaydı, biz de fransız ve rus olur...
HİKAYE YAZARI ÖMER SEYFETTİN İLE SERDAR YILDIRIM Tarih 4-Ağustos-2023 Bursa'da bir kitap mağazasında çok değerli yazarlarımızdan Ömer Seyfettin ile beraberim: " Sayın Ömer Seyfettin, bakın burası üç katlı bir kitap satış mağazası. İçinde binlerce kitap var. Ömer Seyfettin: " Ya Serdar, beni buraya neden getirdin? Ben 1920 yılını hatırlıyorum. O zamanlar 36 yaşındaydım. İstanbul'da bir lisede öğretmenlik yapıyordum. " " Evet doğru, bunları ben de biliyorum ama sizin bilmediğiniz bir şey var. 1920...
SIRTLAN ZOBO Sırtlan gruplarının dışladığı, aralarında barındırmadığı Zobo adındaki sırtlan bir şehrin çok yakınlarına gelmişti. Çayırın ortasında toparlak bir şey dikkatini çekti. Bu neydi? Zobo, onu kokladı. Burnuyla ittirdi. Yuvarlanıyordu. Biraz daha, biraz daha derken, o yuvarlandıkça, Zobo zevk aldıkça, oyun sürdü. Daha sonra oyunu bıraktı. Yorulmuştu. Çimenlere yattı. Uyuyakaldı. Zobo gürültüye uyandı. Tatlı tatlı gerindi. Anında gerinmeyi bırakıp büzüştü. Vitesi geri taktı. Geri geri git...
KARAGÖZ İLE HACİVAT: HARAMİ Hacivat pencereye çıkar ve karşı mahalledeki evinin bahçesinde bulunan Karagöz'ün üstüne atlar. İkisi birlikte yere yuvarlanır. Aralarında boğuşma başlar. Daha sonra Hacivat ayağa kalkar. Karagöz yerdedir ve gözleri kapalı durumdadır. Buna karşın, sağa sola yumruklar, tekmeler savurmaktadır. Hacivat, Karagöz'ün omzuna, koluna dokunarak uyarmak ister ama durmadan bağırıp çağıran Karagöz'dür. -- Beş değil on olsanız hakkınızdan gelirim. Haramiler sizi. Adama evinin bahç...
KARAGÖZ İLE HACİVAT: İKİ ELİN NESİ VAR Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır. Hacivat: Dur Karagözüm, nereye böyle? Karagöz: Oh, sen miydin Hacivat. Ben de seni arıyordum. Hacivat: Beni mi arıyordun? Karagöz: Evet, sizin eve gidiyordum. Hacivat: Bizim eve mi? Ama bizim ev o tarafta değil ki. Karagöz: Ya ne tarafta? Hacivat: Bu tarafta. Ters yöne gidiyorsun. Karagöz: Ters yöne mi? Hacivat: Belki de az önce bizim evin önünden geçtin. Karagöz: O zaman beni neden uyarmadın? Hacivat: Aman Karagözüm, e...
KARAGÖZ İLE HACİVAT: KARAGÖZ BİLMECE SORUYOR Karagöz: Hacivat bir bilmecem var. Hacivat: Sor Karagözüm, sor da bileyim. Karagöz: Bir elin sesi var, iki elin nesi var. Hacivat: Bilmeceyi yanlış sordun. Bir elin nesi var, iki elin sesi var diyecektin. Karagöz: Laf kalabalığını bırak Hacivat. Sen benim sorduğuma cevap ver. Hacivat: Bir elin sesi olmaz ki. Karagöz: Olmaz mı? Bak orta parmak baş parmak nasıl da şıklıyor. Hacivat: Ama bu atasözü, değişmez ki. Karagöz: Değişti işte. Atasözüydü oldu şim...