Amerika'nin Irak'a karsi baslattigi savas,Arap komsularini zayiflatmak isteyen Israil'in stratejilerine cok uygun olmustur.Israil'in cok uzun zamandir izledigi statejisi 1948'de Irail kurulmadan once olusturulmustur.
Neoconlar'in Irak'a saldirmak istemeleri cok onceden medyada yer aldigi gibi 11 Eylul'den cok once planlanmis, ikiz kulelere yapilan saldirilar ise neoconlar tarafindan bir neden olarak kullanilmistir.Neoconlar'in Israil'le baglantilari onumuzde bir tabu olarak durmaktadir.Amerika'nin savasa girmesinde cok onemli bir rolu olan bu neocon grubunun Israil'in sagiyla cok onemli iliskileri mevcut olamkta ve cikarttiklari derginin sponsorlugunu (Commentary Magazine) Amerikan yahudi komitesi yapmaktadir.
1982'de, Israil'de Oden Yinon tarafindan Irak'a yapilacak askeri bir saldiri gorusulmustur.
1980'li yillarda "Israil icin saldiri " adli makalede Israil'in Ortadogu'daki dusmanlarina karsi
gelistirdigi yikma ve destabilize etme politikalari yer almaktadir.Makalede bahsi gecen,Israil'in Arap komsularini cozme ve gucsuzlestirme dusuncesi sadece Likud partisi'nin degil cok erken zamanlarda David Ben Gurion tarafindan desteklenmis eski bir politikadir.Israil dusman kabul ettigi Sudan,Irak,Misir,Lubnan gibi Arap devletlerindeki ayrilikci etnik hareketleri bu politikanin bir sonucu olarak desteklemistir.
Irak'in kendini gelistirme politikasi her zaman Israil'in gundeminde olmustur.Israil, Kurtler'le kurdugu gizli ve saglam iliskiler sayesinde Irak'ta ayak basacak bir zemin olusturmayi basarmistir.Siyonistler'in Kurtlerle ilk iliskileri 1930'larda baslamis, 1950'li ve 1960'li yillarda serpilmistir.Israil,Kurtleri Irak merkezi hukumetine karsi giristikleri mucadelede her turlu silahla ve askeri egitimle desteklemistir.Eldeki verilere gore,Mossad ajanlari ve Israil askeri personelii Kuzey Irak'a farkli kimlikler adi altinda(askeri danisman,doktor,tarim uzmani,egitimci) yerlesmislerdir.Israil'in Kurtlere verdigi destek ozellikle Amerika ile Irak arasindaki ilk Korfez Savasi'nda doruk noktasina cikmistir.
Israil'in tek hedefi dis dusmanlarini zayiflatmak degil,ayni zamanda iceride hizla artarak yahudilerin ustunlugune acik tehdit olusturan Filistin nufusuna engel olmak ve Filistin'in mucadele gucunu dusurmektir.Araplar'la yapilan savaslar Israil'e, Arap devletlerini zayif dusurmek icin genis firsatlar vermistir.Israil'in katilmadigi bolgesel savaslar bile Filistin ulusal mucadelesine cok buyuk darbeler vurmus,Israil'e cok buyuk faydalar getirmistir.Iran'la Irak arasindaki Korfez savasi ile Irak'la Amerika arasindaki savaslar bunun birer ornegidirler.1991'deki Korfez Savasi Filistinliler'in Kuveyt'ten surulmelerine yol acmis bu da guc ve gelir kaybi olarak Filistin davasini etkilemistir.
ISRAIL: SON KAZANAN
Al-Ahram Weekly Online - Nisan 2004
Saleh Abdel-Jaward
ISRAIL NICIN IRAK SAVASINI ISTEDI ?
Cok onemli bir nokta,Israil'in ve Siyonist lobilerin Irak'a karsi savasin tek cozum olduguna Amerikan yonetimini ve halkini inandirmis olmasidir.Irak'taki savasin Israil'e faydasi nedir ve bu savas Filistin dosyasini nasil etkilemektedir?
Herseyden once, Israil Araplar'a karsi yapilan her turlu eylemi ve girisimi desteklemektedir.Irak
gibi bir dusmanin bertaraf edilmesi Arap duzenini sarsacak ve Filistin'in direnis pozisyonunu gucsuzlestirecektir.1979 Camp David Anlasmasi'ndan sonra Misir, Israil-Arap anlasmasinda taraf olmayi birakmis ve Amerika'yla iliskiler kurmaya baslamistir.Misir'in taraf olmayi birakmasiyla birlikte Israil butun gucunu Irak'in uzerine odaklamistir.Irak petrolu,finansal kazanclari, yeterli su kaynaklari, verimli topraklari,buyuk nufusu,belirli ulusal politikalari,modernize olan askeriyesi,endustriel ve bilimsel alt yapisiyla oteki Arap ulkelerinden cok farkli bir yapiya sahip olmus ve bu yuzden Israil'in hedef tahtasina oturmustur.
Bu savasla birlikte Irak cozulmus ve budurum Israil'in gucune guc katmistir.Cozme politikasi Israil'in vizyonunda cok onemli bir yer tutmakta ve koklerini 19. ve 20. yuzyilin orientalist perspektifinden almaktadir.
Bu perspektife gore Ortadogu cok cesitli kulturel,etnik ve ulusal gruplardan olusmaktadir.Ornegin Irak'in nufusu Kurtler'den Siiler'den,Sunniler'den ve Hristiyanlar'dan olusmaktadir.Bagdat'ta,Tikrit'te Basra'da ve Musul'da bolgesel ve ekonomok gucu elinde tutan kabileler vardir.Mozaik seklindeki bir Irak
Arap ulus ideolojisini dolayisiyla Filistin davasini gucsuzlestirecek,asiretlikten ve etnik kimliklerden gelen farkliliklari siyasal zeminde on plana cikartacaktir.Ayrica siyonizmin mesrulastirilmasi da saglanacaktir.
Abu Eban bu konudaki goruslerini ozlu bir sekilde "Israil'in Sesi" adli yazi koleksiyonunda dile getirmektedir.Eban,Ortadogu'nun kulturel bir birligi temsil ettigi gorusune karsi cikmakta,Araplar arasindaki birligin kisa periyodlarla ancak kilinclar altinda saglandigini iddia etmektedir.Erban'a gore Arap dunyasindaki bolunme sadece Batili guclerin politik manevralarindan degil kokunu kulturden ve geleneksel alanlardaki farkliliklardan da almakta ve bu farkliliklar Arap dunyasinin bir araya gelmesini ciddi bir bicimde engellemektedir.
Bu sebeplerden dolayi,Israil devleti Arap olmayan etnik gruplari destekleme politikasi izlemistir;Irak'taki Kurtler,Lubnan'daki Maronitiler ornek verilebilir.Siyonist hareketin dini ve politik onderleri Arap dunyasindaki azinliklarla ozel iliski kurmaya 1930lu yillardan beri cok onem vermislerdir.1930lar'in sonunda Ben Gurion Siyonisttt ilkeleri cok acik bir sekilde deklare etti:
1- Araplar Siyonist hareketin en buyuk dusmanidirlar.Dogu'da, Batidakiler'le birlikte hareket edecek ortaklar bulmak Siyonist hareket icin cok gereklidir.Bu ortaklik Siyonist hareket herhangi bir guclukle ve saldiriyla karsilastigi zaman karsi bir cephe olusturacaktir ve Siyonizmin gucunu destekleyecektir.'Gunun sonunda onlarla bizim aramizda kanli bir catisma olacaktir' Bu yuzden Araplar'la catisma ve problem icerisinde olan herhangi bir grup,bir ortak olarak kabul edilecek ve Siyonizmin yerlesip devlet olmasina yardim edecektir.
2- Bazi hukumetlerin baskisina ve terorune maruz kalan Yahudiler Arap ulkelerinde baski altinda tutulan gruplara yardim ederek onlarin ozgurluklerine katkida bulunacaktir.
(Bu iki teori "Theory of Allying the Periphery" teorisinin temelidir.
Israil'in kurulusundan sonra bu teoriyi daha da genisletmek ve Arap ulkelerinin etrafinda bir dusman halkasi yaratabilmek icin Ben Gurion cok mucadele etti.Stratejik iliskiler kurmak icin dikkatini Turkiye,Iran ve Etiyopya gibi ulkelere odakladi.Bu halkayi daha da genisletmek icin bazi Asya ve Afrika ulkeleriyle de iliskiler kurmaya calisti.Bu politikanin son ornegi olarak
Hindistan verilebilir.Pakistan'in elindeki nukleler silahlar,Hindu revizyonizmi ve Hindistan'in buyuk pazarina girme arzusu Israil'i Hindistan'la yakin iliskiler kurmaya yoneltmektedir.
Bu politikalarin dogrultusunda Israil, Sudan'da ,Irak'ta,Misir'da ve Lubnan'daki ayrilikci hareketleri destekledi.Bu destekleme politikasi Irak'taki Kurt hareketi icin basarili olurken,Misir'da Koptik toplulugu uzerinde basarili olamadi.Cunku Koptikler'in Misir devletine tarihsel bir bagliligi vardi.
Kurtler'le ilk iliskiler 1930lar'in sonunda "cevreyi ortak haline getirmek" politikasinin onemli bir planlayicisi olan Siyonist istihbarat operasyoncusu Rubin Shiluah tarafindan baslatilmistir.Irak'ta gizli bir ajan olarak yasayan ve Bagdat'ta bir Yahudi okulunda okuyan Shiluah,Kuzey Irak'taki daglik Kurt bolgesine geziler duzenlemekteydi.Orada,Filistin'e Turkiye uzerinden ulasmak isteyen Yahudiler'e yardim eden Kurtler'le iliskiler gelistirmisti.
1950ler'in sonunda ve 60lar'in basinda Irak merkezi devletine karsi savasan Kurtler icin Israil en buyuk askeri egitim kaynagi oldu ve bircok Mossad ajani farkli kimliklerle bu bolgeye yerlestirildi.
Ayni sekilde Bagdat'a karsi mucadele eden Iran sahini da destekledi.Iran sahinin Israil'le iliskisi,demokratik bir secimle isbasina gelmis Iran lideri Musaddik'a karsi CIA'nin,MIG'in ve MOSSAD'in ortaklasa duzenledikleri operasyonla baslamistir.Sahla bu orgutlerin arasindaki bu iliski cok gizli kalmistir.Humeyni yukselene kadar Iran Israil'in urettigi mallari en cok ithal eden ulkelerden birisiydi.Sah'i koruyan ve acimasizligiyla bilinen Iran Istihbarat Orgutu SAVAK'in egitiminde Israil cok onemli bir rol oynamistir.
Israil'in Irak'i yakin takibe almis ve Irak'in nukleer kapasitesini gelistirmesini engellemek icin herseyi yapmistir;bu baglamda 1977 yilinda Irak'in reaktorlerini yikmistir.Ayrica Irak'in nukleer kalkinma programinda calismis Misr'li Yehya El-Mashd gibi bilimadamlarina karsida suikastler duzenlemistir.1981 yilinda Israil,Irak'in nukleer reaktorlerine bir saldiri daha duzenleyerek Irak'a karsi savasan Iran'a dasilah yardimlarinda bulunmustur.
Israil'in Irak'a karsi dusmanligi Saddam rejimi oncesine,1948'deki savasa dayanmaktadir.Irak 1948 yilindaki savasa katilip da Rhodes Armistice anlasmasindaki surece katilmayan tek ulke idi.Ayrica Irak 1967'de Urdun sinirina takviye kuvvetler yollamis ve Birlesmis Milletler'in 242 numarali onergesine uymayarak 1973'deki Damascus savunmasina aktif olarak katilmistir.
Arap dunyasinda arka arkaya yapilan savaslar - Israil'in aktif bir sekilde katilmadiklari bile-Filistin'in nufus ve politik yapisini gucsuzlestirerek Israil'e buyuk yararlar saglamistir.Iran-Irak savasi ve 1.Korfez savasi buna birer ornektirler.
1948'deki savas,800,000 Filistinli'nin yerlerinden surulmelerine neden oldu.Filistin nufusunun % 87'si Siyonistlerin kontrolune girdi.1956 savasi -Kufr Kasim katliamlariyla ilgili olarak desifre olmus Israil dokumanlarina gore- yeni surgun dalgalari yaratmis ve Israil Bati seridini isgal etmistir.1967 savasi sirasinda surulen 400,000 Filistinli ve Bati kiyisiyla Gazze seridinin isgal edilmesi Israil'in bolgesel bir guc olma arzusunu kamcilamistir.Ayrica 1982'de Israil'in Lubnan'i isgal etmesi Filistinli multecilerin nufus degisiminde tehlikeli bir rol oynamistir.1982 yilinda Lubnan'da yasayan 450.000 Filistinliden bugun geriye 250,000'i kalmistir.(Savas olmasaydi bu rakam 650,000;e cikacakti.)
Iran'a Irak arasindaki savas Filistin'in durumunu kotulestiren buyuk bir etmen olmustur.Bu savas sirasinda Arap dunyasi ikiye bolunerek petrol gelirleri azalmis,kaynaklar israf edilmis ve Araplar'in dikkati baska noktalara cekilmistir.Bu durum Filistin'in direnis pozisyonunu azaltmistir.
1991'deki Korfez Savasi Kuveyt'teki Filistinliler'in surgun edilmesine yol acmis,Filistin davasi icin cok onemli olan bir gelir kaynagi yitirilmistir.
Kaynak : Rense.com
Kaynagı oldugu gibi sundum varın gerisini siz hesap edin artık!!!
