Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

  • "TÜRK DALGIC" bir erkek
  • Konuyu başlatan "TÜRK DALGIC"

Mesajlar: 7,479

Kayıt tarihi: Jan 4th 2012

Konum: TC☆ EFELER & Efekentli

  • Özel mesaj gönder

1

Tuesday, 2.12.2014, 19:59

Kurtuluş Savaşinda Savaşan Kahraman Türk Kadinlari

1. Efe Ayşe (Emire Ayşe Aliye) (Çete Ayşe) (1894-1967)

“Bazı kadınların içinde bir pehlivan; bazı erkeklerin içinde de, korkaklıklarından dolayı,
bir kadın gizlidir. Kemer belindir, çizme ayağın, börk başındır. Mademki burası bizim
vatanımız; biz de bu vatanın olmalıyız.” Çete Ayşe.
Efe Ayşe 1894 yılı Aydın Merkez İmamköy doğumludur. Baba adı Mustafa olup 1910
yılında Kayacık Köyü nüfusuna kayıtlı Mustafa adlı kişi ile evlenir, bu evlilikten iki kız
çocuğu doğar. Eşi 1915 yılı Çanakkale Cephesinde şehit düşer.6
İki çocuğu7
ve babasıyla
yaşayan Efe Ayşe, keçileri, tavukları, ineği ve hatta devesiyle köy işleriyle uğraşmaktadır.8
Yunanlıların 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etmesiyle Aydın’a doğru ilerlediği haberi tüm
yörede yayılır. Bu haber üzerine tedirgin olan Aydınlılar, İmamköylüler Menderes’in diğer
tarafına geçmeye çalışır. Emire Ayşe, Asiye adındaki arkadaşı ve Asiye’nin kız kardeşi
birliktedirler. Asiye’nin kız kardeşi Menderes’ten geçerken kayıktan düşerek boğulur, Asiye
de kardeşini kurtarmak için nehre atlar, ancak boğularak vefat eder. Bunu gören Efe Ayşe,
kendisini kötü hisseder ve köyüne tekrar döner.9 Bir erkekte bulunmayan yiğitlikle Vatanını
ve köyünü düşman işgalinden kurtarmak için şehit eşinden kendisine kalan tek mirası altın
küpelerini Aydın’a inerek satar10 ve bir asker kaçağından mavzer ile kolon fişengi alır.
Fişekler görünmesin diye dar bir torba içine pazardan aldığı iki dolu buğdayı boşaltır. Silah
mekanizmasını ise çıplak koynuna koyarak eve götürür, bacanın içinde saklar. Komşusundan
tüfek kullanmayı öğrenir. Yunanlıların köye geldiği haberi üzerine, çocuklarını komşusuna
emanet eder, dağa çıkarak oyukların içinde gizlenir ve siperde bekler. Efeler ve kızanların
İmamköy’den Yunanlıları sürdüğü haberini alınca Salavatlı’dan Halil İbrahim Efe ile Sancaktarın Ali Efe’ye katılır.11 Ayşe Efe’nin gayretini öğrenen Kuvay-i Milliyeci efeler,
Ayşe Efe’nin emrine on kızan vererek Milli Mücadele içine katarlar ve Çete Ayşe ismini
verirler.12 Silahlı ve silahsız yüzlerce kızanla Aydın’a yürürler.13 Aynı gruptaki Çiftlikli
Kübra ve Ayşe Çavuş (Mehmet Çavuş) ile birlikte ilk olarak Kepez sırtlarında düşmanla
savaşır.14 Sonrasında Aydın’a girerler ve düşmandan Aydın’ı alırlar. Bir mahallenin
mahzeninde 30-40 kişilik bir Türk ailesi olduğu haberini alan Çete Ayşe, aileyi bulur.
Düşmanın kovulduğundan haberi olmayan bu Türk ailesinden biri, kendilerini kurtaranın bir
kadın olduğunu görünce düşerek bayılır ve ruhunu teslim eder.
Kepez üzerinden köyüne döner. Ancak Yunan askerleri Kızılcaköy’den tekrar dönerek
Aydın’ı ikinci kez işgal eder (3 Temmuz 1919). Bunun üzerine Menderes’i geçerek
Dalama’daki Yörük Ali Efe15 grubuna katılır ve Yunanlılarla çatışmalara girer. Kuvay-i
Milliye'nin Köşk (Umurlu) Cephesi'nde görev yapar. En son Yörük Ali Efe, Gökçen Efe ile
Binbaşı Hacı Şükrü Bey, Teğmen Zekai (Kaur), Teğmen Ali Gazban askerleriyle birlikte
Üçyol Savaşı’nda (Köşk Cephesi'nin kuzeyinde) Yunanla yapılan savaş sonucunda
parmağından yaralanır. Bu savaş sonrası sıtma hastalığı nedeniyle bir müddet dinlendirilir,
Yörük Ali Efe'nin talimatıyla silahını teslim edip cephe gerisi görevine verilir. Gökçen Efe,
Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Efe gibi efelerin iltifat ve kollamaları sürekli devam eder.16
Efe Ayşe, Milli Mücadeledeki başarılarından dolayı Gazi Mustafa Kemal Paşanın teklifi ile
TBMM tarafından Kırmızı şeritli İstiklal Madalyasına layık görülür.
İstiklal Savaşı sırasında düşmanları topraklardan atabilmek için birçok vatansever bir araya
gelerek silaha sarılır. Teşkilat kurarak savaşan gruplara “Çete”, teşkilatı kuran kişilere de
“Çeteci” denmiştir. Çete Ayşe de ilk çetecilerden olup ilk kez Kuvayi Milliye tarihinde efe
elbisesi giymiş ve ilk kez “Efe” ünvanını almış mücahit bir kadındır.17
“O günlerden iki hatıram kaldı; Biri kadınlığımla yaptığım savaş, öteki de rahmetli
Atatürk’ün göğsüme taktığı İstiklal Madalyası.” sözü şuan mezar taşında yazan sözleridir. Kırmızı yüzlü, elmacık kemikleri çıkık, çekik gözlü olan Ayşe Efe,21 Aydınlı muhacir olup
Baba adı Ahmet’tir.22 Genç yaşta bir çocuğuyla dul kalır. Kardeşi Aydın içinde Yunan askerlerince işkenceyle öldürülür. Yörük Ali’nin geleceğini ve çetesinin içinde kadınların da
olduğunu duyunca Fırka kumandanı gelene kadar çeteye yazılır. Aydın’da 58 saat savaşır,
asker elbiseli Ayşe Efe, “Tabaklar Mahallesi”ne girer,23 mahalle yanmaktadır. “Yaban”
Pavrikasına (fabrika) doğru çıkarlar, Aydın’ın içi yanmaktadır ve yedi yaşındaki oğluna
burada kavuşur. Koçarlı’da ve iki kere de Menderes’te savaşır. Meşhur bir zeybek takımının
da kumandanıdır.24 Osman oğlu Nazım’ın birinci çetesinde görev alır, oğlu ise Demirci
Efe’nin yanındadır. Gazeteci Arif Oruç, Tasvir-i Efkar’daki yazı dizisi içinde yer verdiği
söyleşisinde Ayşe Efe’ye yönelttiği “Sen kadın olduğun halde, böyle harp etmekten maksadın
nedir?” sorusuna verdiği cevap şudur. “Biz niçin çıkmışız harp etmeye biliyor musun?
Milletimiz, mülkümüz yandı. Bak benim yedi yaşındaki çocuğum kaldı. Namusum ve ırzımı
muhafaza için savaştım ben

Şerife Ali Kübra (Çiftlikli Kübra)

Tıknaz, kısa boylu, yakalandığı sıtmanın etkisiyle sararmış bir yüze sahiptir ve henüz 17
yaşındadır. Aydın’ın Çiftlikköyü’ndendir. Yüzünde Yunana karşı bir kin ve öfke vardır. Öyle
ki siyah gözlerine yansımıştır kini. Derin ve anlamlı bakmaktadır. Sadece babası vardır.26
Düşman Aydın’da iken nişanlıdır Şerife Efe. Bir gün kan ter içinde uyanır uykusundan.
Babasına rüyasında Çete Ayşe’yi gördüğünü ve onunla birlikte savaşa katılmak istediğini
söyler. Babasının kıyafetini giyerek evden çıkmak üzere iken babasının itirazına şu cevabı
verir: “Ülkem düşman işgalindeyken ben nasıl evlenip çocuk sahibi olabilirim. Şimdi düşmanı
kovma vakti, sağ kalıp geri dönersem evlenirim, çocuklarım olur.” Bunun üzerine Çete Ayşe
ile daha sonra Yörük Ali Efe ile düşmana karşı savaşır. Yörük Ali’nin 3. Kızanı olarak tarihe
geçer. Savaştan bir süre sonra gösterdiği yararlılık nedeniyle kendisine maaş bağlanmak
istenir. Ancak Kübra Efe “Vatan’ı kurtarmanın karşılığı olmaz.” diyerek maaş bağlanması
teklifini reddeder.27
Milli Mücadele yıllarında Aydın’da bulunan ve yaşanılan olayları anlatan “Kuvayı Milliye
Sahasından Gelen Bir Doktorun Şayanı Dikkat Beyanatı” 1919 yılında bir gazetede şu şekilde
yer almaktadır. “Kuvayi Milliye’nin en dikkat çekici yanı, kadınlardan oluşan müfrezelerdir.
Yurtlarını savunmak ve Yunanlılardan intikam almak için silahlanan mücahedeler,
başlarındaki örtüye rağmen pek heybetli bir manzara arz etmektedir. Bunlardan en meşhurları
Şerife Ali ile Ayşe’dir. Şerife Ali’nin ismi, fevkalade kahramanlığından dolayı Şerif Ali’ye
çevrilmiştir

Selanikli Ayşe Hanım (Binbaşı Ayşe)
Aslen Selanikli olan Ayşe Hanım, I. Dünya Savaşı sırasında evlendiği Binbaşı eşinin
Kafkasya cephesinde yaralanarak hastanede29 şehit düşmesi30 üzerine, eşinin intikamını almak
için yemin eder.31 Kısa boylu, esmer olan32 Ayşe Hanım, İzmir’in Yunanlılarca işgali üzerine
ilk mukavemet hareketine katılır, ancak Yunanlılar İzmir’e hakim olunca Aydın’a geçer.33
Eşiyle evlenirken kendisine verilen her türlü ziyneti paraya çevirir, mavzer ve tüfek alarak
Aydın’da34 çete kurar ve Köpekçi Nuri’nin çetesine katılır.35 Aydın muharebelerini yaptıktan
sonra Koçarlı’ya çekilirler.36 Çetelerle beraber olmak kadınlar için zordur. Osmanlı Türk
Ordusu’nda bir subayın karısı olduğunu unutarak çete bireyleriyle kardeşleri gibi hareket eden
Selanikli Ayşe Hanım’ın kadınlığını hatırlayarak hep beraber çamaşır yıkamaları, yöre halkı
içerisinde destanlaşır. Gönüllü olarak resmen Kuvayi Milliye birlikleri arasına katılan Ayşe
Hanım, çetelerin dağılmaya başlamasıyla ordunun yöredeki kurumlarına resmen müracaat
ederek ordunun resmi askerleri arasına katılır katılmaz Kuvayi Milliye’de yaptığı hizmetler
nedeniyle üsteğmenliğe atanır.37 İlk kez Sakarya’da sol kasığından piyade mermisiyle
yaralanır. Tedavisinin akabinde Büyük Taarruz’da İzmir’e ilk giren kıtalar arasında yer alır.
Ancak bu arada bir misketle sol bacağı kırılır38, yatırıldığı İzmir Hastanesi’nin raporunda;
“Kocasının intikamını almak için mücevherlerini satarak tüfek ve asker elbiseleri aldığı ve de
hiç çekinmeden Milli Mücadele’ye katıldığı, başarılı olan hizmetleri sebebiyle de terfi ettirilip
Binbaşı yapıldığı” yazılıdır.39
Üniformalı ve rütbeli ilk kadın askerlerden biridir Binbaşı Ayşe.40 Sonrasında ise Altuntaç
soyadını alır41 ve 1942 yılında Ankara Merkez Bankası’nda odacı olarak çalışmaya başlar

Ayşe Çavuş
Orta boylu, sarışın, Tatar çehreli olan Ayşe Hanım, aslen Kırımlıdır. Göç ederek Prizren’e,
Balkan Savaşı sırasında Bursa’ya ve oradan da İzmir’e yerleşmişlerdir. Eşini Balkan
Harbi’nde kaybetmiş, dördü erkek biri kız beş çocuk anasıdır. Yunanlılar’ın İzmir’i işgali
üzerinde “ölüm var, kurtuluş yok” diyerek Uşak’a çocuklarını gönderir. Damadı ve büyük
oğlu ile birlikte çarıkları çeker, eline bir sopa alarak dilenci kıyafetiyle Aydın’a geçerler. Üç
gece Muhtar Mehmet Ağa’nın evinde misafir olurlar. Bu süre içerisinde mahalle
delikanlılarına kaçmanın erkekliğe yakışmadığını, vatanı kurtarmak için çalışmak gerektiğini
söyleyerek onları ikna eder. Muhtar bir filinta ile 200 fişek verir, civar köylerden de 280
delikanlıyı ikna ederek kasabaya doğru yola çıkarlar. Ancak Yunanlılar önceden kasabaya
gelmiş ve etrafı tel örgülerle çevirmişlerdir. Kasabaya girme imkanı olmayınca Salihli’ye
dönerler. Buradan 350 kişiyle43 ve altı çift tombay (manda) ile iki kalın urgan alarak kasabaya
dönerler. Tel örgü engellerini altı çift tombayı koşarak yıkarlar. İki saatlik muharebeyle
kasabayı alırlar.44 İlk silaha sarıldığı sırada Salihli’de savaşırken Mustafa Kemal’in Ankara
çağrısına “Ben şimdi düğünü bozup da gelemem” cevabını iletir.45 Yunanlıların Demirci’ye
girdiği haberi üzerine süvari olarak tüm kuvvetiyle Demirci’ye gider. Ani gece baskınıyla 400
kişilik Yunan kuvveti yenilir. Demirci’den Simav’a geçerler. Ayşe Hanım’ın bu başarısından
haberdar olan Kuvay-ı Milliye Umum Kumandanı Ayşe Hanım’ı çağırarak Mustafa Kemal
Paşa’nın kendisini görmek istediğini ve Ankara’ya gideceğini söyler. Savaştan sonra Paşa,
İstasyon’daki dairesinde Ayşe Hanım’ı kabul ederek hizmetinin mukafatını vermek ister.
Ayşe Hanım ise milletin sağlığını, vatanın kurtulmasını istediğini ve serbest bırakılmasını
ister. Dönüşte topladığı 54 arkadaş, oğlu ve damadı ile Kütahya’ya geçerler. Burada iken
düşmanın Gediz’e girdiğini duyar. Arkadaşlarıyla birlikte yola koyulur. Hamidiye Köprüsü’ne
yaklaştıklarında karşıda bir otomobil görürler, atlarını ormana çekerek pusuda beklerler.
Otomobil yaklaşınca iki Yunan askerini görür görmez “ateş!” emrini verir, üç Yunanlının
cesedi arabada kalmıştır. Araba kullanmasını bilmediklerinden arabayı atların arkasına
bağlayarak Kuvayı Milliye Kumandanlığı’na getirip teslim ederler. Bu başarı üzerine Ayşe
Hanım, Ayşe Çavuş olur.46 Kuvayi Milliye’nin ilk teşkilatına iki oğluyla birlikte katılan Ayşe
Çavuş, 27 Mayıs 1919’da işgal edilen Aydın civarındaki savaşlarda kahramanca dövüşmüş,
büyük oğlunu Demirci savaşlarında şehit vermiştir.47 Birinci İnönü, İkinci İnönü savaşlarında
bulunmuş, Yunanlılar’ın yine büyük yenilgiye uğradıkları 23 Ağustos’tan 13 Eylül 1921’e
kadar süren Sakarya Savaşı’nda kasığından yaralanmıştır.48
Birkaç gün süreyle Trabzonluların konuğu olan Ayşe Çavuş, burada yaptığı vatan ve
bağımsızlık konularındaki konuşmaları ve yüksek vatanseverlik duygularıyla herkesin
takdirini kazanmıştır.

Aydın Baltaköy kadınları
Aydın’ın işgali sonrası Aydın’lı insanlar Ermez Köy ve Baltaköy civarına göç eder.
Aydın’ın güneyindeki Telsiz Tepe yamaçlarında patlayan silah sesleri çevre köylüleri ürkütür.
Bunlardan Baltaköylü Arşın Teyze köyün yamacındaki ağaç dibine Baltaköylü kadınları
toplar ve: “Büyük Harpte, Çanakkale’de, Galiçya’da, Irak’ta, Kafkasya’da, Filistin’de
savaşarak canlarını feda eden evlatlarımız, kardeşlerimiz, kocalarımız, babalarımız değil mi?
O yıllardan beri rahat yüzü gördük mü? Kimimizin babası, amcası kimimizin de kocası
oralarda kalmadı mı? Şimdi de Aydın ovasında savaşanları görüyorsunuz. Kurşun seslerinden
kulaklarımız sağır olacak, güneşin sıcağında, rüzgarın tozunda savaşanlar bizim evlatlarımız
değil mi? Biz de gidelim yanlarına. Onlarla birlikte savaşalım.
Yanlarımıza hazırladıklarımızı alalım. Efelerimizi yedirelim, içirelim. Gerekirse bu
topraklar için can verelim, şehit olalım. Analar, kardeşler, bacılar, kızlarımız öyle değil mi?
Gün, bugündür.” der. Baltaköylü kadınlar Arşın Teyze’nin konuşmasından duygulanır,
coşkuyla hazırlıklara başlar. Yalın ayak yürüyen kadınların yoldan çıkardıkları toz bulutu
ovaya yayılır. Baltaköylü kadınların en çok güvendikleri asker ve milislerin başında ise
tanıdıkları Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe, Kozalaklı Efe, Mesutludan Mestan Efe
vardır. 57. Tümen Kumandanı Miralay (Albay) Şefik, kadınların bu çabaları karşısında
ağlamaklı olur ve Baltaköylü kadınlara silah vermek ister. Ancak Baltaköylü kadınların
başkanı durumundaki Arşın Teyze, “Elimizde baltamız var, pamuk çapamız var. Yeter ki
efelerimizin yanına gidebilmemize izin verin” der.
Baltaköylü kadınların kimisinin omzunda içi su dolu toprak testi ve elinde tenekeden
yapılmış su tası, kimisinin elinde içi ayran dolu güğüm, sacda pişirilmiş bazlamalar ve
pişirilmiş yumurtalar vardır. Toprak siperlerden düşmana kurşun sıkan evlatlarının,
kardeşlerinin, babalarının yanına hızlı adımlarla, ölüme koşarcasına giderler. Esir
yaşamaktansa ölmeyi düşünen kadınlar…
Başka hiçbir ülkenin kadınında görülmeyecek cesaretle ateş hattına giren Baltaköylü
kadınlar, kızlar yeniden Baltaköy’e dönemeden, Aydın’ın kurtuluşunu göremeden efeleri,
askerleri ile birlikte Aydın Ovası’nda vatanları için şehit olmuşlardır. Toprak için, bayrak için,
namus için, Türklük için savaşan Baltaköylü kadınlar hakkında savaşın kumandanı tarafından
kaleme alınan düşünceler şu şekildedir.
“Baltaköyün kahraman kadınları bütün gün, akşama kadar bu fedakarane hizmeti düşman
ateşinden hiç korkmayarak ifa ettiler. Bu aslan kadınların birçoğu vukubulan engellere
rağmen ateş hattına kadar dahi sokularak savaşçılara, su, ekmek ve gayret verdiler.
Baltaköy gibi Umurlu istikametinden ilerleyen kuvvetlerimize de köylü Türk
kadınlarımızın aynı fedakarlıkları gösterdikleri başka Ayşe, Emine, Fatma gibi genç ve hatta
kız köylü kahramanlar silahlanarak kim bilir hangi savaş meydanında şehit olan kocalarını,
babalarının intikamını almak üzere yetimlerini komşulara bırakarak Aydın Harbi’ne filen
iştirak ettiler.Savaş alanına girmeyen diğer Aydın köylü Türk kadınlarımız da savaşın başlamasıyla
beraber savaşçılara kendiliklerinden ekmek ve yiyecek yetiştirmek için kollarını sıvadılar,
pişirdiler ve köyün ihtiyar erkekleriyle dağıtmak üzere köprübaşına gönderdikleri gibi
Aydın’ın doğusundaki savaşçılara da aynı biçimde gönderdiler. Varlıklarıyla iftihar ettiğimiz
köylü Türk kadınının Aydın Muharebelerindeki hizmetini takdir ve dua ile anmalıyız Ege yöresi, özellikle Aydın İli efenin harman olduğu bir yerdir. Efelik bir başkaldırıştır,
zalime başkaldırmaktır, yaşam tarzıdır. Düşman karşısında dimdik durabilmektir. Onurludur,
yiğittir, özü sözü birdir, erdemlidir, görgülüdür, vatanseverdir. Efelik ruhtadır, cinsiyeti
yoktur. Kurtuluş Savaşı sırasında tüm bu özellikleri taşıyan Türk Kadını, özgürlük ve
bağımsızlıkları için, namuslarını korumak, vatanlarını korumak için erkeklerinin yanında yer
almayı bilmişler, hiçbir çıkar gözetmeden canlarını feda etmekten çekinmemişlerdir. Efe
kadınlarımız ise bunun en güzel örneğidir ALLAH Razı olsun Yattıkları yer nur olsun Amin

Bu mesaj 4 defa düzenlendi, son düzenlemeyi yapan "TÜRK DALGIC" (2.12.2014, 21:05)


  • "01antepli27" bir erkek

Mesajlar: 7,282

Kayıt tarihi: Aug 18th 2011

Konum: Adana

  • Özel mesaj gönder

2

Tuesday, 2.12.2014, 20:57

Paylaşımın için teşekkürler kardeşim...Aminnn...

  • "TÜRK DALGIC" bir erkek
  • Konuyu başlatan "TÜRK DALGIC"

Mesajlar: 7,479

Kayıt tarihi: Jan 4th 2012

Konum: TC☆ EFELER & Efekentli

  • Özel mesaj gönder

3

Tuesday, 2.12.2014, 21:13

Paylaşımın için teşekkürler kardeşim...Aminnn...

OKUDUGUN İÇİN BEN TEŞEKKÜR EDERİM KARDEŞLİK