Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

maxma

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "maxma"

Mesajlar: 2,495

Kayıt tarihi: Nov 23rd 2006

Konum: Evin Bir Kosesi :)

  • Özel mesaj gönder

1

Saturday, 10.03.2007, 01:27

Kimler 'Uzun Süreli Mutlu Olabilir'?

Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık,
Anla ki yok, Allah'tan başkasıyla yakınlık...

Allah'ın hakimiyetini hücrelerinde, organlarında hissedenler; evvela ilmen, sonra imanen bu hakimiyetin farkında olanlar, sürekli mutlu olurlar. Her halin Allah'tan geldiğini bilen insanı hangi mesele isyana götürür? Allah'ın her verdiğine razı olan, huzursuz olur mu? "Benim için Allah, bu hali uygun bulmuş, elhamdülillah!" diyebilmek...

Atmosfer, hava ne kadar değişirse değişsin, bu değişiklikleri yapanın Allah olduğuna inananlar hayretle olanı biteni seyrederler.

Nasıl ki bir çocuk anne kucağında rahattır, nasıl ki bir kuş göklerde rahattır, nasıl ki kökler toprakta rahattır; aynen öyle de Allah'ın hakimiyetini anlayan, buna bütün ruhuyla inanan insanlar da, her şartta ve dünyanın her yerinde rahat ederler.

İman bir intisaptır. Yani bağlanmaktır.

İnanan insan bağlanmıştır. Sağlam bir yere bağlanmıştır. Fırtınalar da kopsa o ağacı kökünden kimse sökemez. Dalgalar o gemiyi sürükleyemez. Heva ve heves, onu yerinden oynatamaz!

Böylece o ruh, sürekli huzurda sabittir...

Yok olmayan, var olamaz! Bu yokluklar insanı kuşatacak ki, insan Allah'a sığınmaktan başka çare aramasın. Dağ gibi dalgalar yükselecek, vücut gemisi bir liman arayacak. Sonunda sünnet-i seniyye dairesine girip kurtulacak.

Eğer o fırtınalar olmasaydı, o gemi limana giremezdi.

Bir insan, bir kazada yahut bir hastalıkta çok zor bir duruma düşer.

Doktor diyor ki: "Tıbbın yapacağı bir şey yok." İlgililer der ki: "Para işe yaramıyor." Tanıdıklar, "Geçmiş olsun." der gider. Akrabalar sabır diler. Birdenbire o kişi her şeyini kaybetmiştir. Güvendiği dağlara kar yağmıştır. Tutunduğu dallar kırılmışır. İşte o zaman şöyle der: "Ya Baki, Entel Baki!" Baki olan sensin Allah'ım!

Merkez Efendi buyurmuş ki, "Her şey merkez-i mahsusundadır!" Yani her şey kendi hususi, olması gereken yerindedir. Öyleyse "başımıza gelen her şey", sevk-i İlahi'nin tayin etmesiyledir. Bu tayin, bizim için en güzel olanıdır.

Kısacası; razı olmak kadar insanı mutlu eden bir şey yoktur.

Mutlu olmanın bir maddesi de başkalarının mutluluğu için çalışmaktır.

*-*Trinity*-*

Profesyonel

Mesajlar: 648

Kayıt tarihi: Sep 7th 2006

Konum: *Matrix*

  • Özel mesaj gönder

2

Saturday, 10.03.2007, 10:08

"İnsana yakın olmayı beceremeyen ALLAH'a yakın olmayı beceremez" der ünsüz olan Trinity