ÇELGİN: (Tür.) Ka. - Yaralanarak kaçan av hayvanı.
ÇELİK: (Tür.) Er. 1. Su verilip sertleştirilen demir. 2. Çok güçlü kuvvetli. 3. Kısa kesilmiş dal.
ÇELİKEL: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü el.
ÇELİKER: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü kimse.
ÇELİKHAN: (Tür.) Er. - Güçlü hakan, yönetici.
ÇELİKKAN: (Tür.) Er. - Güçlü soydan gelen kimse.
ÇELİKÖZ: (Tür.) Er. - (bkz. Çelik).
ÇELİKSU: (Tür.) Er. - (bkz. Çelik).
ÇELİKYAY: (Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli.
ÇEMAN: (Fars.) Ka. 1. Salına salına yürüyen. 2. Nazlı sevgili.
ÇEMENZAR: (Fars.) Ka. - Otlak. Çimenlik.
ÇERAĞ: (Fars.) Er. 1. Ya kandili, lamba, mum. 2. Atın şaha kalkması. 3. Çırak edilme. 4. Bir memuriyete ve ihsana nail olan. 5. Vazifesinden emekli edilen.
ÇERME: (Tür.) Er. 1. Çay kıyılarında sulu ve yeşil yer. 2. Akarsuların topraktan çıkan sızıntısı. 3. Kaynak.
ÇEŞMAN: (Fars.). - Gözler. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇEŞMİAHU: (Fars.) Ka. - Ahu gözlü kadın, ceylan gözlü güzel.
ÇEŞMİNAZ: (Fars) Ka. 1. Süzerek bakma, bakış. 2. Nazlı nazlı bakan göz. 3. Güzel gözlü sevgili.
ÇEŞPAN: (Fars.). - Layık, uygun, münasip, yakışır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇERİ: (Tür.). - Asker, savaşçı.
ÇETİN: (Tür.) Er. 1. Sert, işlenmesi, elde edilmesi, çözümü zor, sarp, müşkil. 2. İnatçı, azimli, şedid.
ÇETİNALP: Er. - (bkz. Alp).
ÇETİNAY: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇETİNEL: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇETİNER: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇETİNÖZ: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇETİNSOY: - (bkz. Çetin).
ÇETİNSU: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).
ÇEVİK: (s.) Er. - Çabuk davranan, hızlı ve hareketli.
ÇEVİKCAN: - (bkz. Çevik).
ÇEVRİM: (Tür.) Er. 1. Sınır. 2. Girdap. 3. Sürekli ve düzenli de işme.
ÇIDAM: (Tür.) Er. - Sabır, tahammül.
ÇINAR: (Fars.) Er. - Çınar a acı.
ÇINAY: (Fars.) Ka. - Soylu ay, ayın en parlak zamanı.
ÇIRAĞ: (Fars.). - Meşale, ışık, kandil (bkz. Çera ). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇİÇEK: (Tür.) Ka. 1. Bitkilerin üreme unsurlarını ihtiva eden renkli veya beyaz renkte açan, çok defa kokulu, sonradan meyve veya tohum haline gelen kısımları (bkz. Şükûfe). 2. Bitki, çiçek açan bitki. 3. Bazı şeylerin toz haline getirilmiş özü, kükürt çiçe i. 4. Kumaş veya başka şeyler üzerine yapılan renkli veya renksiz süsleme.
ÇİĞDEM: (Tür.) Ka. - Zambakgillerden, so anlı otsu, çeşitli renklerde çiçek açan kır bitkisi, mahmur çiçe i.
ÇİLAY: (Tür.) Ka. - Ayın üzerinde beliren açık renk lekeler.
ÇİLE: (Fars.), l. Zevk ve sefadan el çekerek kuytu bir yerde yapılan 40 günlük ibadet. 2. Eziyet, sıkıntı. 3. İbrişim, yün vs. demeti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇİLTAY: (Tür.) Er. - Üzerinde benekler bulunan tay.
ÇİNEL: (Tür.). - Do ru, dürüst, namuslu kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇİNER: (Tür.). - (bkz. Çinel).
ÇİNTAR: (Tür.) Er. - Sabah vakti.
ÇİNTAY: (Tür.) Er. - Soylu at.
ÇİNUÇİN: (Tür.) Er. - Üstün, galip, zafer kazanmış.
ÇİRAY: (Fars.). 1. Yüz çizgileri, yüz güzelli i. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇİRE: (Fars.). 1. Maharetli, becerikli. 2. Kahraman, yi it. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ÇİTRA: (Fars.) Er. - Afganistan'da bir kabile. Büyük ekseriyetle ari ırktan olup narin yapılı, güzel gözlü ve gür saçlı, hoş ve cazip tavırlı olmalarına ra men haşin, sert yapılı ve gaddar olarak bilinmektedirler.
ÇOĞA: (Tür.) Er. - Çocuk, yavru.
ÇOĞAHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Ço a).
ÇOĞAN: (Tür.) Er. - Kökü ve dalları sabun gibi köpüren bitki, çöven.
ÇOĞAŞ: (Tür.) Er. - Güneş.
ÇOĞUN: (Tür.). - Çok defa, ekseriya.
ÇOKAY: (Tür.) Er. 1. Köy zengini, çiftlik sahibi. 2. Eşkıya.
ÇOKMAN: (Tür.) Er. - Topuz, gürz.
ÇOLPAN: (Tür.) Ka. 1. Çoban yıldızı. 2. Aciz, beceriksiz, zavallı. 3. Zühre, venüs.