Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

DJ_DiL@N

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "DJ_DiL@N"

Mesajlar: 1,351

Kayıt tarihi: Aug 22nd 2008

  • Özel mesaj gönder

1

Saturday, 23.08.2008, 22:34

ANSİKLOPEDİK İSİM SÖZLÜĞÜ Islam Isim Sözlügü - Ç




ÇAĞA: (Tür.). - Çocuk.

ÇAĞAÇAR: (Tür.) Er. - Ça açacak kimse.

ÇAĞAKAN: (Tür.) Er. - Ça ı yakalayan, ça daş.

ÇAĞAN: (Tür.) Er. - Bayram, şenlik.

ÇAĞANAK: (Tür.) Er. - Körfez, liman.

ÇAĞAR: (Tür.) Er. 1. Bayram. 2. Kalın ve kuvvetli deve köste i. 3. Do an kuşu.

ÇAĞATAY: (Tür.) Er. 1. Yavru at, tay. 2. Do u Türklerine, lehçelerine dayanılarak verilan ad. - Ça atay Han: Cengiz Han'ın 2. o lu Ça atay. Müslümanlara ve dinin emirlerine karşı politika uygulamakta ve Mo ol yasasını tatbik etmekteydi. Gusl abdestini yasaklamıştı. Hristiyan dostu olarak bilinmektedir. Marco Polo kendisinin vaftiz edildi ini kaydetmiştir.

ÇAĞILI: (Tür.). 1. Ça la ilgili. 2. Çakıl. 3. Ça la. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇAĞIN: (Tür.). - Yıldırım, şimşek. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇAĞKAR: (Tür.) Er. - Canlı, dinamik, çalışkan.

ÇAĞLA: (Tür.) Ka. - Olgunlaşmamış meyve, bazı meyvelerin olgunlaşmadan, henüz yeşilken yenen hali.

ÇAĞLAR: (Tür.). - Ça layan, şelale (bkz. Şelale). - Erkek ve kadın adı olarak da kullanılır.

ÇAĞMAN: (Tür.) Er. - Ça ın insanı.

ÇAĞNUR: (Tür.) Er. - Ça ın nuru, zamanın nuru. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇAĞRI: (Tür.) Er. 1. Çakır gözlü. 2. Mavi hareli göz. Ça rı bey (990-1060). Büyük Selçuklu devleti hükümdarı Tu rul beyin kardeşi. Ça rı bey müslüman oldu unda Davud ismini aldı. Kardeşi Tu rul ise Muhammed ismini almıştır.

ÇAKA BEY: (Tür.) Er. - O uzların Çavuldur boyundan olan Türk beyi. XI. yy. ilk yarısında İzmir bölgesinin hakimi oldu.

ÇAKAR: (Tür.) Er. - Parıldayan, ışık veren.

ÇAKIR: (Tür.). - Mavimsi, mavi renkli, gri benekli gözleri olan kişi. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇAKMAN: (Tür.) Er. 1. Amacına erişen, ulaşan kimse. 2. Süt mavisi.

ÇAKMUR: (Tür.) Er. 1. Yarı uykulu bakış. 2. Sert taş. 3. Pinti.

ÇALAP: (Tür.). 1. Tanrı. 2. Ateş. -İsim olarak kullanılmaz.

ÇALAPKULU: (Tür.) Er. - Tanrı kulu- Abdullah.

ÇALAPÖVER: (Tür.) Er. - Tanrı'nın övgüsüne mazhar olmuş kişi.

ÇALGAN: (Tür.) Er. - Yata ı taşlık olan ve gürültüyle akan su.

ÇALKIN: (Tür.) Er. - Alev.

ÇAPAN: (Tür.) Er. - Tatar, ulak, postacı.

ÇAVAŞ: (Tür.) Er. 1. Güneş. Güneşli yer. 2. Güney.

ÇAVLAN: (Tür.). - Büyük ça layan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇAVLI: (Tür.). - Ava alıştırılmamış do an. Çavlı Çandar: (Öl. 1146). Selçuklu emiri. Sultan Mesud döneminde yararlı işler yaptı.

ÇAYKARA: (Tür.). - Küçük akarsu, yazın kuruyan küçük akarsu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇELEBİ: (s.) Er. 1. Efendi, nazik ve kibar. 2. Şehir terbiyesi almış okuryazar kimse. 3. Osmanlı devletinin ilk devirlerinde şehzadelere verilen unvan. Musa Çelebi, Süleyman Çelebi. - Mevlevi tarikatının başı bu adla anılırdı. Mevlana veya Hacı Bektaş soyundan olan kimse.

ÇELEN: (Tür.) Er. 1. Yakışıklı delikanlı. 2. Tepelerin kar tutmayan kuytu yeri. 3. Açıkgöz, becerikli, kurnaz. 4. Evlerin dışında bulunan saçak.

DJ_DiL@N

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "DJ_DiL@N"

Mesajlar: 1,351

Kayıt tarihi: Aug 22nd 2008

  • Özel mesaj gönder

2

Saturday, 23.08.2008, 22:35

ÇELGİN: (Tür.) Ka. - Yaralanarak kaçan av hayvanı.

ÇELİK: (Tür.) Er. 1. Su verilip sertleştirilen demir. 2. Çok güçlü kuvvetli. 3. Kısa kesilmiş dal.

ÇELİKEL: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü el.

ÇELİKER: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü kimse.

ÇELİKHAN: (Tür.) Er. - Güçlü hakan, yönetici.

ÇELİKKAN: (Tür.) Er. - Güçlü soydan gelen kimse.

ÇELİKÖZ: (Tür.) Er. - (bkz. Çelik).

ÇELİKSU: (Tür.) Er. - (bkz. Çelik).

ÇELİKYAY: (Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli.

ÇEMAN: (Fars.) Ka. 1. Salına salına yürüyen. 2. Nazlı sevgili.

ÇEMENZAR: (Fars.) Ka. - Otlak. Çimenlik.

ÇERAĞ: (Fars.) Er. 1. Ya kandili, lamba, mum. 2. Atın şaha kalkması. 3. Çırak edilme. 4. Bir memuriyete ve ihsana nail olan. 5. Vazifesinden emekli edilen.

ÇERME: (Tür.) Er. 1. Çay kıyılarında sulu ve yeşil yer. 2. Akarsuların topraktan çıkan sızıntısı. 3. Kaynak.

ÇEŞMAN: (Fars.). - Gözler. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇEŞMİAHU: (Fars.) Ka. - Ahu gözlü kadın, ceylan gözlü güzel.

ÇEŞMİNAZ: (Fars) Ka. 1. Süzerek bakma, bakış. 2. Nazlı nazlı bakan göz. 3. Güzel gözlü sevgili.

ÇEŞPAN: (Fars.). - Layık, uygun, münasip, yakışır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇERİ: (Tür.). - Asker, savaşçı.

ÇETİN: (Tür.) Er. 1. Sert, işlenmesi, elde edilmesi, çözümü zor, sarp, müşkil. 2. İnatçı, azimli, şedid.

ÇETİNALP: Er. - (bkz. Alp).

ÇETİNAY: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).

ÇETİNEL: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).

ÇETİNER: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).

ÇETİNÖZ: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).

ÇETİNSOY: - (bkz. Çetin).

ÇETİNSU: (Tür.) Er. - (bkz. Çetin).

ÇEVİK: (s.) Er. - Çabuk davranan, hızlı ve hareketli.

ÇEVİKCAN: - (bkz. Çevik).

ÇEVRİM: (Tür.) Er. 1. Sınır. 2. Girdap. 3. Sürekli ve düzenli de işme.

ÇIDAM: (Tür.) Er. - Sabır, tahammül.


ÇINAR: (Fars.) Er. - Çınar a acı.

ÇINAY: (Fars.) Ka. - Soylu ay, ayın en parlak zamanı.

ÇIRAĞ: (Fars.). - Meşale, ışık, kandil (bkz. Çera ). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇİÇEK: (Tür.) Ka. 1. Bitkilerin üreme unsurlarını ihtiva eden renkli veya beyaz renkte açan, çok defa kokulu, sonradan meyve veya tohum haline gelen kısımları (bkz. Şükûfe). 2. Bitki, çiçek açan bitki. 3. Bazı şeylerin toz haline getirilmiş özü, kükürt çiçe i. 4. Kumaş veya başka şeyler üzerine yapılan renkli veya renksiz süsleme.

ÇİĞDEM: (Tür.) Ka. - Zambakgillerden, so anlı otsu, çeşitli renklerde çiçek açan kır bitkisi, mahmur çiçe i.

ÇİLAY: (Tür.) Ka. - Ayın üzerinde beliren açık renk lekeler.

ÇİLE: (Fars.), l. Zevk ve sefadan el çekerek kuytu bir yerde yapılan 40 günlük ibadet. 2. Eziyet, sıkıntı. 3. İbrişim, yün vs. demeti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇİLTAY: (Tür.) Er. - Üzerinde benekler bulunan tay.

ÇİNEL: (Tür.). - Do ru, dürüst, namuslu kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇİNER: (Tür.). - (bkz. Çinel).

ÇİNTAR: (Tür.) Er. - Sabah vakti.

ÇİNTAY: (Tür.) Er. - Soylu at.

ÇİNUÇİN: (Tür.) Er. - Üstün, galip, zafer kazanmış.

ÇİRAY: (Fars.). 1. Yüz çizgileri, yüz güzelli i. 2. Beniz, yüz. 3. İnsan resmi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇİRE: (Fars.). 1. Maharetli, becerikli. 2. Kahraman, yi it. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

ÇİTRA: (Fars.) Er. - Afganistan'da bir kabile. Büyük ekseriyetle ari ırktan olup narin yapılı, güzel gözlü ve gür saçlı, hoş ve cazip tavırlı olmalarına ra men haşin, sert yapılı ve gaddar olarak bilinmektedirler.

ÇOĞA: (Tür.) Er. - Çocuk, yavru.

ÇOĞAHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Ço a).

ÇOĞAN: (Tür.) Er. - Kökü ve dalları sabun gibi köpüren bitki, çöven.

ÇOĞAŞ: (Tür.) Er. - Güneş.

ÇOĞUN: (Tür.). - Çok defa, ekseriya.

ÇOKAY: (Tür.) Er. 1. Köy zengini, çiftlik sahibi. 2. Eşkıya.

ÇOKMAN: (Tür.) Er. - Topuz, gürz.

ÇOLPAN: (Tür.) Ka. 1. Çoban yıldızı. 2. Aciz, beceriksiz, zavallı. 3. Zühre, venüs.