Uyu uyu ay ışığı parıldasın o güzel yüzünde. Sarıl yorganına kime sarılmak istediğin gibi delicesine. Koy kafanı yastığına tıpkı en güvendiğin insanın omuzu gibi. Kalk suratını yıka bak aynada yüzüne daha önceden yapmadığın şeyleri anımsa ve onları yapmak için bir kez daha şansın olduğunu anla. Yemeğini ye sanki daha önceden hiçbir şeyin tadını almamiş gibi, yavaş yavaş çiğne. Sonsuz bir aşkla, bir saygıyla ısır o ekmeğin sana kalmış payını. Git makyaj yap şımart kendini. Sebepsizce dışarıda şarkılar söyle. Bağıra bağıra küfür et sana daha önceden acı çektirenlere. Kafayı çek sarhoş ol. Kır bütün camlarını yan komşunuzun. Pişmanlık duyma. Git kafanı dağıtacak bir mekan ara. Göz kırp o yakışıklıya.Sonra da alay et onunla. Herşeyin görünüşle olmadığını anlasın ve dünyanın onun etrafında dönmediğini. Fısıldama öfkeni bağır sesin kısılıncaya. Hiç aramadığın arkadaşını ara hemen şimdi çünkü yarın çok geç olabilir. Hayatının nasıl gittiğini sor ona. Biraz sohbet et ama uzatma. Sıkıntıya gelme. Sonra çöpü kurcalayan kediye vur tekmeyi de görsün görmediği dünyanın bucaklarını. Tükür yerlere nasıl olsa kurumayacak mı? Elektrik direkleriyle dans et. Tamam pek kıvrak olmayabilirler ama en azından ayağınada basmazlar. Çıkart üstündeki montu. Üşü de sokakta kalanların ne çektiğini düşünmeye çalış. Şanslısın şükret hemde hiç durmadan. Derler ya kötünün kötüsü de vardır diye, Allah ın sana ne vereceğine değil de neler verdiğine şükret. Sonra evine dön. Annene sarıl ama içinden gelsin, babanın yanaklarından öp, küçük kardeşini gıdıkla, sonra tekrar odana gir camdan bak. Peki bu akşam ay, bugün yaptıklarına kızıp sana ışığından bir tutam yollamayacak mı? Hayır yollayacak. Çünkü sen ne yaparsan yap hayat devam edecek. Ama hayata karşı atmış olduğun ilk golün sevinciyle gülümse, gülümse ve bunları yapamadığım için benim içinde gülümse... Sonra mı? Uyu... Çünkü hayat yeniler kendini. Acısıyla, tatlısıyla. Sana sormaz bugün ne yapacağını bu yüzden sende ona sorma...