Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

So What ?

Stajyer

  • Konuyu başlatan "So What ?"

Mesajlar: 20

Kayıt tarihi: Apr 6th 2011

  • Özel mesaj gönder

1

Wednesday, 6.04.2011, 11:43

Azmin Gücü Diye Buna Derler...!



Japonya'da bir çocuk, 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmis ve sol kolunu kaybetmiş.
Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış.
Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş.Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya'nın ünlü bir Judo ustasına gidip yapılacak bir şeyin olup olmadığını sormuş..

Hoca: Getir çocuğu bir bakalım, demiş.
Ertesi gün baba-oğul hocanın yanına gitmişler...

Hoca çocuğu süzmüş ve:- Tamam demiş. Yarın eşyalarını getir, çalışmalara başlıyoruz.

Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve:- Bu hareketi çalış, demiş.
Çocuk bir hafta aynı hareketi çalışmış...
Sonra hocasının yanına gitmiş.- Bu hareketi ögrendim, başka hareket göstermeyecek misiniz? diye sormuş.


Hocanın cevabı:- Çalışmaya devam et olmuş...

2 ay, 3 ay, 6 ay derken çocuk okuldaki bir yılını doldurmuş.
Çocuk bu bir yıl boyunca hep o aynı hareketi tekrarlamış.

Hocanın yanına tekrar gitmiş:- Hocam bir yıldır aynı hareketi yapıyorum, bana başka hareket göstermeyecek misiniz?
- Sen aynı hareketi çalış oğlum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz..
2 yıl, 3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10. yılını doldurmuş. Bir gün hocası yanına gelip:- Hazır ol!, demiş. Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın!'... Delikanlı şok olmuş.
Hem sol kolu yok, hem de judo da bildiği tek hareket var.
Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş, ama hocasına saygısından ses çıkarmamış.
Turnuvanın ilk günü delikanlı ilk müsabakasına çıkmış. Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış.
Derken... İkinci, Üçüncü maç...
Çeyrek, yarı final ve final...
Finalde delikanlının karşısına ülkenin son on yılının yenilmeyen şampiyonu çıkmış..

Delikanlı dayanamayıp hocasının yanına koşmuş:- Hocam hasbel kader buraya kadar geldik. Ama rakibime bir bakın hele... Bende ise bir kol eksik ve bildiğim tek bir hareket var...Bu kadar bana yeter...Bari çıkıp da rezil olmayayım. İzin verin turnuvadan çekileyim...
- Olmaz demiş hocası. Kendine güven, çık dövüş. Yenilirsen de onurunla yenil.
Çaresiz çıkmış müsabakaya.
Maç başlamış. Delikanli yine bildiği o tek hareketi yapmış ve tak.!
Yenmiş rakibini şampiyon olmuş.

Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş:- Hocam nasıl oldu bu iş? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım?- Bak oğlum, 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki, artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok. Bu bir, ikincisi de o hareketin tek bir karşı hareketi vardır. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir!( Bunu anlatan dostumuz bir de şunu ekledi:- İnsanların eksiklikleri bazen, aynı zamanda en güçlü tarafları olabilir...Ama yeter ki bu eksiklik kafalarında olmasın!)

ZENoBIA

Bilge

  • "ZENoBIA" bir kadın

Mesajlar: 27,931

Kayıt tarihi: Apr 21st 2011

  • Özel mesaj gönder

2

Monday, 15.10.2012, 18:16

Eksik Yanımız Belkide en Güçlü Yanımızdır.


Japonya’da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş. Sol kolunu kaybetmesiyle bu hayali de yıkılan çocuğun babası, Japonya’nın ünlü bir Judo ustasına giderek yardım istemiş.

Usta ertesi günden itibaren tam on yıl boyunca çocuğa tek bir hareket öğretmiş ve her gün bu hareket
i çalışmasını istemiş.

Çocuk zaman zaman hocasının yanına gitmiş.
“Bu hareketi öğrendim başka hareket göstermeyecek misiniz” diye sormuş.
Hocanın cevabı: “Sen aynı hareketi çalış oğlum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz” olmuş.

2 yıl, 3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10’uncu yılını doldurmuş. Bir gün hocası yanına gelip “Hazır ol” demiş “Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın.” Delikanlı şaşırmış. Hem sol kolu yok hem de judoda bildiği tek hareket var. Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş ama hocasına saygısından ses çıkarmamış. Delikanlı ilk müsabakasına çıkmış.

Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış. İkinci, üçüncü maç, çeyrek final, yarı final derken final maçına çıkmış. Maç başlamış. Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış. Rakibini yenmiş ve şampiyon olmuş. Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş ve;
“Hocam nasıl oldu bu iş? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım” diye sormuş.
Hocası da:

“Bak oğlum, 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok. Bu bir, İkincisi de o hareketin tek bir karşı hareketi vardır. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir” demiş.

---
"Bazen farkına varmasak da eksik gördüğümüz taraflarımız aynı zamanda en güçlü taraflarımız olabilir." "Ama yeter ki bu eksiklik zihinlerde olmasın!"

3

Wednesday, 17.10.2012, 15:38

İnsanlar kendilerini tanırlarsa yani gercekten tanıyabilirlerse o zaman eksiklerini artıya cevirecek bir yol bulurlar, ellerinize saglık.....