Bizleri diger canlılardan ayıran en büyük özellik İnsan olmamız , hepimizin ayrı düşünceleri, ayrı dünya görüşleri, ayrı duyguları, ayrı istekleri var da var.. Hal böyle olunca tartışma kaçınılmaz oluyor. Tartışma gayet insani ve medeni bir haldir. Usulünce olunca da keyfine varılmaz. Tartışma yada eski dilde münazara, bir mevzu üzerinde değişik fikirlerin sunumuyla başlayan, tüm fikirlerin mantık süzgecinden geçirildiği, tezler ve antitezler ile tahkim edilerek ilerleyen yada gelişen düşünce buluşmasıdır. İşin belki de en keyifli yanı farklı farklı düşünce dünyalarında seyahat ediliyor olmasıdır kanımca. Tartışmayı yapan kişinin kesinlikle tahlil yeteneği gelişmelidir. Eğer bir kişiyi tenkit ediyor ve karşı fikir beyan ediyorsa ortada dönen mevzuu çok iyi algılaması lazım. Şimdilerde tartışma adabı çok hafife alınıyor, belki de çok gereksiz görülüyor yaygın bir şekilde.. Ama eskiden beri var olan “adabu'l-bahs ve'l-münazara” Osmanlının vazgeçilmez derslerinden biriydi. Toplumumuzda sürekli çatışmaların, ufak tartışmalar yüzünden insanlığın ne boyuta geldiğini hepimiz biliyor ve görüyoruz. Hatta net ortamında tartışıp bunu gerçek hayata taşıyan insanlar da mevcut. Demek ki ciddi bir sorunumuz var tartışmayla ilgili.. Konuları karşılıklı gözden geçirip incelersek, hoşgörülü olursak, biraz daha dikkatli incelersek yazılanları, zihnimizdeki duygusal duvarlardan bir nebze olup sıyrılarak var olanı görebilirsek o zaman tartışma adabını sağlamış olacağız.
Tartışmanın hedefi istişare yani fikir alışverişidir.
Amaç doğruyu ortaya koymaktır. Her zaman ortaya bir sonuç çıkacak mı! Hayır tabi ki bazen ucu açık kalan tartışmalarda olacaktır. Tartışma adabını zedeleyen en büyük sıkıntılardan birisi de bel altı vuruşları yada aldatmaca, saptırma, düşünceye hile katmadır. Eğer karşı taraf bize böyle bir girişimde bulunuyorsa tartışma adabına göre buna izin verilir kesinlikle bu sorun edilmez. Eğer sorun edilir ise işte adabı münazara dediğimiz tanımın dışına çıkarız. Eskilerin bir sözü aklıma geliyor “bir saat münazara bir ay mütalaadan iyidir” yani bir saatlik fikir alışverişi bir aylık incelemeden, okumadan, düşünmeden üstündür.
Tartışmalar içinde çokça kullanılan yöntem ise cedeldir. Aslında cedel, ispatlama yada aksine çürütme yetisini geliştiren bir metottur. Bu yöntemin en büyük faydası karşı fikirden olan yada bizim tasvip etmediğimiz düşüncelerin şaibeli taraflarını belirleme ve düzeltme açısından çok pragmatik olmasıdır. Yine işin nihai bağlandığı ve tüm dayanağının yegane merkezi mantıktır. Mantık dahilinde olmayan tüm kanıtların, fikirlerin, tezlerin kabul edilmesi söz konusu olamaz.
Özetleyecek olursak
münazara, tartışma fikirlerin arenaya çıkma olayıdır. Burada elbette ki fikrini galip getirme kastıyla beyan verilebilir. Ama bu beyin fırtınası ve zihin egzersizi olarak algılanmalı saygı çerçevesini asla aşmamalıdır. Hele hele küsmek, darılmak, duygusal olarak kabuğuna çekilmek, ölçüyü kaçırıp rencide etmek, gereksizce lafları uzatmak, hakaret etmek, inatlaşmak, ego tatmini haline getirmek vs. adaba aykırı durumlardır. Bunları başarırsak tüm tartışmalar emin olun keyif verecektir.
hepinize saygı ve sevgilerimle
(Alıntı)