Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, AllaTurkaa sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

601

Monday, 11.08.2014, 01:23

Bu senin hayatın. Ne seviyorsan onu yap ve bunu sıklıkla yap. Eğer bir şeyi sevmiyorsan, değiştir. Eğer işini sevmiyorsan, bırak. Eğer yeterince vaktin yoksa, televizyon izlemeyi kes. Eğer hayatının aşkını arıyorsan, dur; sevdiğin işleri yapmaya başladığında seni bekliyor olacak. Fazla analiz yapmayı kes, hayat basittir. Her son lokmanı yiyip, değerini bildiğinde bütün duygular güzeldir. Aklını, kollarını ve kalbini yeni şeylere ve insanlara aç, farklılıklarımızla birleşiriz. Yanında gördüğün ilk insana tutkusunun ne olduğunu sor ve ilham verici hayalini onunla paylaş. Sık sık seyahat et, kaybolmak kendini bulmana yardım edecek. Bazı fırsatlar bir kez gelir, onları yakala. Hayat tanıştığın insanlarla ve yarattığın yeni şeylerle ilgili, bu yüzden çık ve yaratmaya başla. Hayat kısa. Hayalini yaşa ve tutkunu paylaş.”

~Holstee Manifestosu~


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

602

Monday, 11.08.2014, 01:38

Bu senin hayatın.

Ne seviyorsan onu yap ve bunu sıklıkla yap.

Eğer bir şeyi sevmiyorsan, değiştir.

Eğer işini sevmiyorsan, bırak.

Eğer yeterince vaktin yoksa, televizyon izlemeyi kes.

Eğer hayatının aşkını arıyorsan, dur; sevdiğin işleri yapmaya başladığında seni bekliyor olacak.

Fazla analiz yapmayı kes, hayat basittir.

Her son lokmanı yiyip, değerini bildiğinde bütün duygular güzeldir.

Aklını, kollarını ve kalbini yeni şeylere ve insanlara aç, farklılıklarımızla birleşiriz.

Yanında gördüğün ilk insana tutkusunun ne olduğunu sor ve ilham verici hayalini onunla paylaş.

Sık sık seyahat et, kaybolmak kendini bulmana yardım edecek.

Bazı fırsatlar bir kez gelir, onları yakala.

Hayat tanıştığın insanlarla ve yarattığın yeni şeylerle ilgili, bu yüzden çık ve yaratmaya başla.

Hayat kısa.

Hayalini yaşa ve tutkunu paylaş.”

~Holstee Manifestosu~



Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

603

Monday, 11.08.2014, 01:44


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

604

Tuesday, 12.08.2014, 01:06

Huzurlu ve Sağlıklı Olmak için;

AZALTIN:
yediğiniz yemeği,
yemeğin tuzunu,
çayın şekerini,
kullandığınız eşyaları,
harcadığınız parayı,
boş yere geçen vaktinizi,
gözyaşlarını,
en yakın arkadaşlarım dediklerinizi,
kıyafetlerinizi,
ayakkabılarınızı,
kuruntularınızı,
bilgisayar başında harcadığınız vakti,
telefonla uğraştığınız süreyi,
bırakın:,
hayatınızı zehreden işinizi,
sigarayı,
mızmızlanmayı,
çekingen olmayı,
rezil olma korkusunu...

ÇOĞALTIN:
kuş seslerini,
ayaklarınızın toprakla olan misafirliğini,
yeşil renk kullanmayı,
soğukta yaşamayı,
sizi iyi hissettiren müzikleri,
içtiğiniz su miktarını,
çocuklarla geçirdiğiniz vakti,
teşekkür etmeyi,
selam vermeyi,
özür dilemeyi,
mazur görmeyi,
alttan almayı,
sevginizi hak edene vermeyi,
istikrarınızı...

alntı —



Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

605

Thursday, 14.08.2014, 22:00

Yaşamın boyunca tanıştığın her insanın aslında bir amaca hizmet ettiğini anlayacaksın. Bazısı senin imtahanın olacak, bazısı seni kullanacak, bazısı sana öğretecek...Fakat bazısı da içinde ki EN İYİ yanlarını ortaya çıkarmanı sağlayacak. İşte ONLAR daima yanında tutmaya değer olanlar olacak...
~Alıntı ~



Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

606

Thursday, 14.08.2014, 22:02

Uyanık ol. Mutsuz olmayı seçtiğin her an şunu hatırla: bu senin seçimin. Bu farkındalık bile yardımcı olacaktır; bu benim seçimim ve sorumluluğum ve bunu ben kendime yapıyorum, bu benim marifetim, dedirten bir bilinçlenmedir bu. Farkı hemen hissedeceksin. Aklın kalitesi değişecektir. Mutluluğa uzanman kolaylaşacaktır.

Ve bunun senin seçimin olduğunu fark ettiğinde her şey bir oyuna dönüşür. O zaman mutsuz olmaya bayılıyorsan, mutsuz ol, ama unutma ki bu senin seçimin ve şikayet etme. Bunun senden başka sorumlusu yok. Bu senin dramın. Eğer bundan hoşlanıyorsan, eğer mutsuz olmayı seviyorsan, eğer hayatını mutsuzluk içinde geçirmek istiyorsan, o zaman bu senin seçimin, senin oyunun. Onu sen oynuyorsun. İyi oyna ! …

.Bu andan itibaren dene, MUTLU VE COŞKULU olmayı dene.

~Osho~



Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

611

Saturday, 16.08.2014, 14:43


Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

612

Saturday, 16.08.2014, 14:47

BEYNİNİZİ DAHA VERİMLİ KULLANABİLİRSİNİZ...

1-İnsan beyninin ayaktayken ve açık havadayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız,”volta atmayı”deneyebilirsiniz.

2-Yürüyerek kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada,kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz ?

3-Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.

4-Zihinsel jimnastik/antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.

5-Rutinden kurtulun. Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.

6-Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin.

7.Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız,gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.

8-Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klasik müziğin zekaya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.

9-Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer.Bu düşünceler ne hakkındaysa,hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz,hayatınızda da onu çoğaltırsınız.

10-Bir konu hakkında düşünürken,nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek,beyin ve düşünce kapasitesini arttırır.

11-İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein’in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.

12-Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde,vücuda gelen oksijenin yüzde 25′ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.

13-Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.

14-Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi düşük viteste çalıştırmayın.

15-Beynin en tehlikeli yanı ”ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken ”acaba heyecanlanır mıyım ?” diye düşünürseniz,heyecanlanırsınız.

16-Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz,beyninizi o kadar neşelendirebilirsiniz.

17-Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince,bu bilgilerden birini atar. Buna ‘’sihirli sayı” kuralı dneir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz ‘’servis dışı” olur.




616

Monday, 18.08.2014, 16:02





Derin bir üzüntüyle başladı yeni hayat, sonra dostlar neşe kattı biraz, biraz umut, birazda hüzün…

Sudan çıkmış balık gibiyim sanki, sanki biraz korkuyorum, Evet kesinlikle korkuyorum! yeni hayatımdan…

gözleri geliyor aklıma, erkek olmasam gider bir ağacın dibine oturur ağlardım uzun uzun, yakışmaz ama… göz yaşlarımı içime akıtıyorum o zaman, bir tarafta yeni bir hayata başlamanın heyecanı var içimde… ama kırık bişeyler var cam kırığı gibi her yanıma batıyor, çıkartamıyorum deştikçe içime kaçıyor, yakıyor, yakıyor… önce tamir etmeliyim gönlümü… tabii önce yutkunmayı başarmam lazım. ağır bir yenilgi aldı Aşk. 10-0 mağlubum.

Aslında yeni hayatın ilk getirisi çok tanıdık, kocaman bir boşluk ve o yılların tanıdık yalnızlığı çöküverdi gece gibi… Aydınlık uçtu gitti… arkasına bile bakmadan… sakin, anlayışlıydı, kabullenmek zorundaymış gibi… biliyorum aydınlık çok üzüldü. Bense alaca karanlığa boyandım, kopkoyu bir maviyim… kabuğum beni çağırıyor yine…

Alacakaranlık, midye kabuğu, uyku, uyku, uyku, uyku….

Kendimi hiç bu kadar bir başına bulmamıştım son 1 yıldır… Aydınlığa çok alışmışım… Hani yeni yıla nasıl girersek öyle geçerdi…? anlamıyorum! Lanetli miyim ne_? Koku… O çok sevdiğim koku… Kışın soğuunda o mis gibi koku, sıcak, koynumda… çok alışmışım…

Hoş geldin yeni hayat… kusura bakma gülümseyemiyorum… Çaresizlikten çağırdım seni biliyorsundur sende… Büyük bir meydan harbinden çıktım, sanki sende savaşmaya gelmişsin gibi bilirsin beni korkmam, saldırırım her türlü… Hoş geldin demek… Güle güle demekten daha zormuş bu… gözyaşlarım boşalıyor içime… içkinin dibine vursam dışarı çıkar mı acep, rahatlar mıyım? Sanmıyorum, güçlü durmak lazım. Yeni hayat, malum, ilk intiba önemlidir…! Güçlü duracaksın!

Kaç kere başladım sil baştan hayatıma… kaç kere sildim, yazdım yeniden ama hiç birisi bu seferki kadar koymadı, zor gelmedi… 3 kelime; Buruk, Korkak, Umutlu…

Alacakaranlık, midye kabuğu, uyku, uyku, uyku, uyku….

İnsan daha elveda demeden özler mi aydınlığı? Peki insan özleminin içinde umutsuzluğu görünce ne yapar? İçime dökülsün gözyaşlarım…

Alacakaranlık, midye kabuğu, uyku, uyku, uyku, uyku….

Lan! diyorum,

“Lan oğlum, boşver, yeni hayat işte, kaç kez çizdin, sildin ve yeniden çizdin, kaç kez düştün ve her seferinde kalkmayı bildin, eee! şimdi neyyy ulan? Kalbin ile Zihnin akıl birliği ettiler, Zihnin dedi gelecek yok, kalbin dedi sevgi yok, zihnin ekledi: “hani güven?” kalbin inledi: “bendim seven”. “Yalan söyledi, yüzüne baka, baka…!” Sus ulan ağlama işte, o yıktı, sen gittin işte, arkandan “kalamadı”, “savaşamadı” diyecekler, “sahip çıkamadı”, “yanında duramadı” diyecekler! Delikanlı gibi sevdin, anlaşamadınız, delikanlı gibi gittin! Delikanlı gibi üzül…! Korkma Geçer!”

Bu sefer içkiyle eğlemicem kederimi… salaklık yapmanın bi alemi yok! Ne can, ne cüzdan, ne vakit… YOK!

Yeni hayatın ilk kararı: SU Modu!

Hayatta kaç kez geliyoruz şu dünyaya? 1

En iyisi yeni hayatı kabuğumdan izlemek olacak bir süre, tıpkı ilk kez tıraş olmuş bir kaniş gibi sedirin altına saklanıp, yeni çıplak haline alışmak… Çok şükür yalnızlığa antremanlıyım! Uzun seneler etüt etmiştim onu… Baba ocağına döner gibi hahaha!

Hem karar da benim yahu… Alacakaranlık kuşağı başlasın o zaman…! EKşın…!

Acaba aydınlık ne durumda…? Düşünmemek elde değil ki, alışmışım sıcağına, o da yoksundur şimdi… içime dökülüyor damlalar… Olsun, bazen kötü gözüken kararların neticeleri çiçekler açıverir… Kış biter, bahar gelir… İnsan da toprak ana gibidir, ölür, ölür, yeşeriverir…

Yeni hayat, çok büyük bir acıyla başladı… biter mi? geçer mi? Bilemiyorum… biliyorum belki de… sanki aynı sahneler!

Bir süre kabuğumdan izleyeyim yeni hayatı… yalnızlığa antremanlıyım… acılara dayanıklıyım da…

Aydınlığı daha şimdiden çok özlüyorum… Bazen sevmek büyük fedekarlık ister… Büyük üzüntülerden korunmak ve korumak için, mutluluğu feda edebilir insan… Bile bile lades demek, basiretsiz bir bencillik, onursuz ve tek taraflı bir “Tadını Çıkar” olurdu… Ve acılarımız katlanırdı… Seziyorum!

Ve şimdi,

Alacakaranlık, midye kabuğu, uyku, uyku, uyku, uyku….

Oysa OAS! Sen bir hayalperestsin, Aşk böceği, Romantik, Deli, Ondan çok düşündün, Ondan Çok savundun Aydınlığı…

Aydınlıkta çok üzgün, yarım kaldı biliyosun.

Elden ne gelir?

Alacakaranlık, midye kabuğu, uyku, uyku, uyku, uyku….

Uyumak ve bir daha uyanmamak belki… Boyanacak ne çok kanvas var…. mavi, kırmızı, mor, turuncu, beyaz, yeşil, siyah…

Matem başlasın… Acılar ve kuşkular bitti diye mi? Sana yalan söyledi… sıkıştığında yine söyler… yalan mı?

Sahi ben bu yoldan yürümüş müydüm?

O zaman yanlış yoldaydım… Aha! Söz verilmiş miydi? Evet, Affedilmiş miydi? Evet…

Hatırlıyorum… inancımdan duyduğum utancımı, kendime kaybettiğim saygımı, derinlerime dolan nefreti, bana ait olmayan duyguları…

Hayır bu sefer yaşamadan…

Alacakaranlık, midye kabuğu, uyku, uyku, uyku, uyku….

Demek ki aynı hikaye… Doğru ben buradan geçmiştim… Yalnızlığın koynunda bulmuştum kendimi ve birdaha hiç geçmemişti… Sonra alışmıştık birbirimize, hatta yalnızlığa dans etmeyi öğrettim, kendisine gülmeyi ve daha neler neler… Oda bana hediye olarak Alacakaranlığı vermişti… Hiç üstümden çıkarmamıştım ve çıkarmayacaktım da…

Taa Ki Aydınlık beni soyana kadar…

Ama şimdi yine…

Alacakaranlık, midye kabuğu, uyku, uyku, uyku, uyku….

Ah! O teyzenin dediği geldi aklıma… birde o güzel sucuklu yumurtası ve çayı…

“aklın topla oğlum, gençsiiin, güzelsiin, çakı gibi askersin maşallah! hanimiş o kız nerde?… gerçek sevgi asla kaybolmaz oğul, seni asla bırakmaz, eğer yoksa, zaten olmamış. Üzülme seeen, bi gün bi gönül geliceee, senin gönlünü görücee, bi bakıcanız yanyana mezar almışsınız, veledleriniz başınızda fatiha okuyola, süzülme oğlum, kendine bak, güçlü ol, kadınlar güçlü ekekleri seve, a can oğlum, seven kadın, dövsen, sövsen, ne edeesen et seni bırakmaz… bak amcan öleli iki sene oldu, iki senede 10 yaş yaşlandım allah şahidim, saolsun oğlum aldı mezarımı yanına, bekliyom kavuşcamız günü… amaaan oğlum, üzülme değerin bilmeyenler için… ye de güçlen, merak etme çakı gibisin maşallah, o kız gelice bulca seni güzel oğlum benim, hadi ye bakem sucunu “

galiba biz kendimizi kandırmışız…

O zaman:

Alacakaranlık, midye kabuğu, uyku, uyku, uyku, uyku…

Ve bir gün, yine aydınlık doğar, bu sefer güneş bile tutulsa, gölgelerin uzamasına izin vermez, daima sıcak, daima içten, daima dürüst, daima yanımda, beni benden önce düşünür, beni benden önce hisseder ve bir daha hiç yarı yolda bırakmaz… birlikte doğar, birlikte batarız…

O güne değin :

Alacakaranlık, midye kabuğu, uyku, uyku, uyku, uyku….

taa ki Aydınlık, beni yeniden soyana kadar…

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

617

Tuesday, 19.08.2014, 00:02


618

Thursday, 21.08.2014, 01:02

HAYATA DAİR ÖĞÜTLER

* Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanabilecek hiçbir koz verme.
* İnsanlara doğru değer ver, hak etmeyenleri sil.
* Kimseye yalvarma.
* Asla dönüp arkana bakma.
* Sır tutmasını bil.
* Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgilini satma.
* Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
* Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
* Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
* Seni dinleyip anlamaya niyetli olmayanlarla tartışma.
* Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
* Eğer verdiğin o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme.
* Kendini öven insanlardan kaç.
* Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
* Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
* Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorsa onların öğütlerini gözardı etme.
* Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar.
* Gözyaşlarının değerini bil. Onları hak etmeyenler için harcama.
* Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
* Kendini sev.
* Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
* Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma.
* İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
* Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.
* İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
* Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.

Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

619

Monday, 25.08.2014, 16:17

“Tüm canlıların
Sımsıkı sarılmak istediği ve
İçinde kaybolmak istediği bir kalp vardır....”

Uzmanlar sağlıklı bir birey olmanın ön koşullarından biri olarak sarılmayı sayıyor. Neden derseniz, buyrunuz...

1. Çünkü kendimizi iyi hissederiz...
Sarılmanın; özveri, güven ve bağlanma duygularını tetikleyen oksitoksinhormonunun salgılanmasını tetiklediğini ifade eden DePauw Üniversitesi uzmanları bu eylemin kişideki bağlanma duygusunu da artırdığına dikkat çekiyorlar.

2. Çünkü tansiyonu düşürür...
Sarılma sırasında salgılanan hormonlar sadece iyi duygular verdiği için değil, fiziksel sağlığı desteklediği için de önemli. Uzmanlara göre kucaklayan kişide beyne giden sinyaller kan basıncını dengeliyor. Özellikle yüksek tansiyon sorunu olanlara bol bol sarılmak tavsiye ediliyor.

3. Çünkü korkularımızı hafifletir...
Amerika'da yapılan bir çalışmanın sonuçları, kişilerde sarılma sayesinde -bir oyuncak ayı bile olsa- korku ve kaygılarının azaldığına işaret ediyor.

4. Çünkü kalbe iyi gelir...
Yapılan bir çalışmanın sonuçları, kişilerde sarılma sayesinde -bir oyuncak ayı bile olsa- korku ve kaygılarının azaldığına işaret ediyor.

5. Çünkü asıl büyüdüğümüzde daha yararlı...
Yapılan bir üniversite çalışması, fiziksel temasın ve sarılmanın olgun yaşlarda çok sağlıklı olduğunu ortaya koydu.

6. Çünkü doğal stres gidericidir...
Şöyle sevdiğinize, köpeğinize, kedinize, sevginizi düşünerek ve iliklerinize dek hissederek sımsıkı bir sarılın. Evet, uzmanlar bunu da öneriyor: Hafifçe değil, sıkı sıkı sarılın. Hem sarılanda hem kucaklananda pozitif duyguları beyne sinyalle göndermek suretiyle yükseltir.

7.Ve şefkattir. Şefkat göstermekten korkmayın..



Atilla_Ky

Moderatör

  • "Atilla_Ky" bir erkek
  • Konuyu başlatan "Atilla_Ky"

Mesajlar: 22,897

Kayıt tarihi: Dec 17th 2010

Konum: Allaturkaa

  • Özel mesaj gönder

620

Monday, 25.08.2014, 16:24

SAKIN VAZGEÇME YENİDEN BAŞLA
Kendini yorgun hissetsen bile,
Basari senden kaçsa bile,
Bir hata sana zarar verse bile,
Hatta ihanet sana acı verse bile,
Bir hayal yok olsa bile,
Göz yasları gözlerini yaksa bile,
Kimse gayretini fark etmese bile,
Nankörlük ödülün olsa bile,
Anlayışsızlık seni gülmekten alıkoysa bile,
Ve hatta her şey, hiç bir şey olsa bile,
Vazgeçme.....
YENİDEN BAŞLA..