Giriş yapmadınız.

imageman

Profesyonel

  • "imageman" bir erkek
  • "imageman" adlı kullanıcı yasaklandı
  • Konuyu başlatan "imageman"

Mesajlar: 1,375

Kayıt tarihi: Apr 11th 2013

Konum: Österreich

  • Özel mesaj gönder

1

Friday, 18.07.2014, 15:22

HAARP Nedir ? HAARP İddiaları Gerçek mi?




HAARP Nedir ? HAARP İddiaları Gerçek mi?

HAARP askeri ve sivil her iki amaca da yönelik olarak iletişim ve gözlem sistemlerini zenginleştirmekte kullanmak ve anlaşılabilir hale getirmek için özellikle üstünde durulan iyonosferin (yeryüzünden havanın 80 km yüksek kısmı )davranış ve özelliklerinin anlaşılması için çalışılan bilimsel bir çalışmadır.

HAARP programı, dünya çapında iyonosfer tabakası hakkında araştırma olanaklarının geliştirilmesi olmakla birlikte; (The Ionospherıc Research Instument-IRI), (HF) yüksek frekans düzeyinde yüksek güçlü bir aktarıcıyı işletme olanağıdır.IRI, İyonosferin belirli bir bölgesinin bilimsel bir çalışma amacıyla geçici olarak uyarılmasıdır.

Bilimsel ve tanısal gözlem yapabilecek olan bilim takımı, uyarılan bölgede ortaya çıkacak olan fiziksel gelişmeleri cihazları ile gözlemleyeceklerdir.
Kısa adı HAARP (High Frequency Active Auroral Research ProgRam) olan ve ABD tarafından İyonosfer'in özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere Alaska'da sürdürülen çalışmadır. İlk kez Sırp asıllı Amerikalı bilimadamı Nikola Tesla tarafından ortaya atılmış bir fikirdir.

Bu projenin hayata geçirilmemesi için birçok ülkede kampanyalar olmuştur. Çünkü HAARP projesi iklim kontrol ve yapay deprem silahı olarak kullanılabilme iddialarından dolayı çok tartışmalı bir konu halini almıştır.

HAARP, Pentagon'un kontrolünde ve ABD ordusunun hizmetinde olan önemli bir projedir. Alaska'daki merkezde şu anda, yüksek frekansta radyo sinyali yayımlayabilen toplam 48 adet anten bulunmaktadır. Bunların yanı sıra, çok yüksek frekanstaki sinyallerle ilgili çalışmalarda kullanılacak olan bir radarın yapılması da planlanmaktadır.

HAARP projesi kapsamında, iyonosferin ısıtılması yoluyla elF (çok düşük frekans) dalgaları da üretilmektedir.

Elektromanyetik dalgalar üzerine birçok deneyin yapıldığı bu alan uçaklar için çok tehlikelidir. Bu yüzden HAARP tesislerinde, uçak kontrol sistemi kurulmuştur. Herhangi bir uçağın yaklaşması durumunda antenlerin faaliyetleri otomatik olarak durdurulmaktadırlar.



İşte Alaska-Gakona Bölgesinde kurulmuş Haarp Gözlem ve Araştırma Tesisi.



Tesisin yüksek enerji üreten yer altı trübünleri ve bacaları.Kubbeye elektrik veren bağlantı düzenekleri

HAARP'ın resmi kaynaklardaki amaçları

Atmosferdeki termonükleer araçları kontrol edecek elektromanyetik vuruşları gerçekleştirmek.
Denizaltılar ile haberleşmeyi kolaylaştırmak. Bu haberleşme ELF(Extremely Low Frequency) ve VLF(Very Low Frequency) dediğimiz 30Hz-30KHz civarında çalışmaktadır. ELF nin yan etkileri bilindiğinden mevcut ELF vericileri ile HAARP vericileri değiştirilmek istenmektedir.
Radar sistemlerini geliştirmek.
Çok geniş bir alanda ABD ordusunun haberleşmesini sağlamak.
Cray ve EMass süper bilgisayarlarının yardımı ile yer altının tomografik haritasını çıkarabilmek.
Petrol, doğalgaz ve mineral yataklarını tespit etmek.
Cruise füzesine benzer alçak irtifadan uçan füze ve hava araçlarını havada imha etmek.

Teknik Bilgiler


Haarp İyonosferik Araştırma Olanağı, özellikle kuzey kutup dairesi yüksek atmosfer tabakasını araştırma işlemidir.İşlem iki temel parçadan oluşur:

Yüksek güçte bir aktarıcı ve antenin (HF) yüksek frekans düzeyinde işletilmesidir.Aktarıcı (Tranmitter), dikdörtgen düzlem dizilişinde ayarlanmış çaprazlama ikiz kutuplu 180 antenlik bir sisteme 3.6.milyon Wat'a kadar yükleme yapabilmektedir.

Bilimsel cihazların yaygın kullanım amacı, aktarma sisteminin araştırma esnasında kullanımında üretilen etkisinin şafak iyonosferin arka planının gözlenmesidir.Bu cihazların verileri gerçek zamanda dünya çapında internet ortamında da izlenebilmektedir.

İyonosferik araştırmalar sırasında aktarıcılarca üretilen sinyaller, işletim sistemine bağlı olarak birkaç on km.lik çapta, birkaç yüz metrelik kalınlıktan 100 ile 350 km arasında bulunan alıcı anten düzlemlerine yukarı doğru yöneltilerek aktarılır.

İyonosferdeki HF yüksek frekans sinyalinin yoğunluğu iyonosferin her cm2 ne 3 mikrowattan küçük olup, güneşin gönderdiği ve dünyamıza ulaşan elektromanyetik radyasyondan on binlerce kez, iyonosferi yaratan güneşin doğal kızılötesi (UV) enerjisinden de yüzlerce kez daha azdır.

HAARP vasıtasına yerleştirilmiş çok hassas bilimsel cihazlarca üretilen küçücük etkiler dahi gözlenebilmektedir ve bu gözlemler, güneş-toprak arası etkileşiminde işlemin içinde oluşan yeni plazmaların dinamikleri hakkında yeni bilgiler sağlayabilmektedirler.

İYONOSFERİN ÖNEMİ

İyonosfer bilindiği gibi telsiz dalgalarını yansıtma özelliği keşfedildiğinden bu yana haberleşme alanında kullanılmaktadır.Yeryüzünden 35 km ile 500 km arasında bir yüksekliği içermektedir.Amerika'nın Sesi ve BBC gibi uluslar arası yayın yapan kuruluşlar yıllardır bu hava katmanını kullanmaktadırlar.

Güneş patlamalarının ve güneşten gelen ultraviyole (kızılötesi) ışınlar ile radyasyon bu katmanda bulunan gazları iyon adı verilen küçük parçacıklara ayırmakta, katmanı oluşturan gazları elementlerine ayırmakta, bazı elementleri de nötr veya yüksüz hale getirirken atomların elektronlarını da boşa çıkartmaktadır.Bu işlem gece ve gündüz olarak değişim göstermektedir.Gerek iyonosfer kullanılarak gerekse uydu sistemleri kullanılarak yapılan haberleşme, gözlem gibi faaliyetlerde güneşin, yukarıda sayılan tesirleri olumsuz, engelleyici etkiler yarattığı bilinmektedir.

Haarp projesi kapsamında geliştirilmiş sistemler de iyonosferin bu özelliklerinin araştırılarak bu katmandan daha elverişli şekilde yararlanma olanağını arttırmak ve kullanım düzeyini mükemmele çıkartmak olarak yorumlanmaktadır.

Bu Haarp sistemini anladığımız kadarı ile açıklamaya çalışırsak, yerdeki tesiste bulunan bir aktarıcı antenle havaya radyo dalgaları veya elektrik verilmekte, iyonosfer tabakasından geri yansıyan bu enerji yeryüzünde bulunan bir alıcı anten tarafından emilerek iletişimin kesintisiz sürdürülmesi sağlanmaktadır.Radyo, Tv, askeri haberleşme böylece kesintisiz olarak devam etmektedir.



İşte İyonosfer tabakasına enerji -dalga gönderen ve alan anten-radar sistemleri.Sağ alt köşe de de Sistemin çalışma prensibi resmedilmiş.

HAARP İDDİALARI GERÇEK Mİ?

İlk önce böyle bir kurum ve kuruluşların olduğu bir gerçektir. İşte Listesi, HAARP Sitesinden;

Puerto Rico, the Arecibo yakını Observatory-HIPAS (Amerika'ya ait)
Alaska Fairbank yakını Gakona
European Incoherent Scatter Radar site (EISCAT) (Norveç-Tromso )
Jicamarca, Peru;
Moscova yakınları, Rusya
Nizhny Novgorod ("SURA")
Apatity,
Kharkov yakınları, Ukrayna
Duşanbe, Tacikistan.

Bu sitenin yazılarının yukarıdaki kısımlarını tercüme ederek bir fikir çıkarmaya çalıştım.Ancak iddia edildiği gibi bu HAARP araçlarının depremler, kasırgalar, tufanlar yaratmada kullanılabildiğine dair bir şey bulamadım.Yalnız İyonosfer tabakasının tahrik edilmesi, iyonlaşmanın hızlandırılması gibi etkileri de dil bilginiz kadarı ile okuyup anlayabilirsiniz.Bu tesis iddia edildiği gibi HF yüksek Frekans ve ELF çok düşük frekansları üretmektedir.

Bu konuda yazılıp çizilenlerin çoğu açıkça “iddia”dan başka bir şey değildir.

Ama, Olur mu olur.Bunu iddia edip savunacak kadar bir bilgiye sahip olmasam da bu iddialar da bu kuruluşun sitesinde hiç kaale de alınmamıştır.

Aksine tesislerinin resimlerini de internet ortamında insanlıkla paylaşmaktadırlar.

Şimdi HAARP karşıtı açıklamalara bakalım ve teorileri destekleyen olayları inceleyelim.

İklimleri değiştirebilir.
Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir.
Ozon tabakası ile oynayabilir.
Deprem yaratabilir.
Okyanus dalgalarını kontrol edebilir.
Dünyanın enerji kuşakları ile oynayarak insan biyolojisini ve beynini etkileyebilir.
Radyasyon yaymadan termonükleer patlama oluşturabilir.

Yalnız bir soru da sorulursa ne olur.?

Uydu teknolojisi bu kadar gelişmişken iyonosfer tabakasını sürekli inceleyip gözlemlemek için Alaska'nın Gakona bölgesinde İyonosfer Araştırma ve Gözlem evinde bilmem ne kadar insanı medeniyetten mahrum bırakacak şekilde çalışmalarına değecek artı değer nerededir?



İşte Haarp Rasathanesinin kontrol ve Gözlem odası.

Sadece Amerika'nın Sesi ve İngiliz BBC ile dünya etrafında durmadan gezen ABD askeri güçlerinin anında kesintisiz iletişimin sürdürülmesi için de bu kadar masrafa gerek yoktur elbette.Dediğim gibi uydu teknolojisi var ne de olsa.

Burada yalnız haberleşme amaçlı değil gökyüzünü, güneşin tacının ve diğer gök olaylarının da gözlemlenmesi de işin diğer yönüdür.Öyle yazmaktadırlar.

Ama bunlar içinde uzayda bir alay uydu, teleskop vs zaten vardır.
Ayrıca bu tesisin kurulması için Amerika'da bu kadar üniversite ve askeri kurumun personel, kaynak, teknoloji ve bilgi ortaya koyduklarını da eklersek iddialar abartı olmaktan çıkacaktır.Buyurunuz, Üniversiteler; the University of Alaska, Stanford University, Cornell University, University of Massachusetts, UCLA, MIT, Dartmouth University, Clemson University, Penn State University, University of Tulsa, University of Maryland, SRI International, Northwest Research Associates, Inc., and Geospace, Inc.

Şimdi de Askeri kurumlar; Air Force (Air Force Research Laboratory-Hava Kuvvetleri Laboratuvarı), the Navy (Office of Naval Research and Naval Research Laboratory-Deniz Kuvvetleri Lab.), ve the Defense Advanced Research Projects Agency (Savunma ve ileri teknoloji projeleri araştırma ajansı).

Birkaç yıl önce Amerika'da ard arda 7-8 kez meydana gelen kasırgaların ardından Amerika Çin mallarının ülkeye girişine izin verdi.Arkasından Çinde depremler ve kasırgalar can almaya başladı.Üstelik bu kasırga ve depremler ne hikmetse Çin ile ilişkileri iyi olan güney pasifik ülkeleri Myanmar, Pakistan, Vietnam ve diğerlerinde meydana gelmiştir.

Tesis iddia edildiği gibi yüksek frekansta enve voltajda elektrik akımını İyonosfer tabakasına göndermektedir.Umarım barışçıl amaçlardan başka bir amaçla kullanılmaz.Atom silahlarından çok bunu tercih edenler de çok olabilir.

Şöyle bir itirafı da bir çok Amerikan ve Japon yaygın medya sitelerinde okuduktan sonra yazma gereği duydum.Amacım kimseyi tahrik etmek değil sadece bilgilendirmek ve insanlığa karşı insanlık borcumu ödeme isteğimdendir.Yoksa yüzlerce belge sayılabilecek iddialar var.Sayan da var zaten.İşte o itiraf;
Ve çok önemli bir yetkiliden açık itiraf; "Bazılarının; elektromanyetik dalgalar yolu ile iklimleri değiştirme, depremler yaratabilme, volkanları harekete geçirebilme yeteneğine sahip silahlar geliştirdiğini biliyoruz.” (ABD Savunma Bakanı William Cohen; 1997, Georgia Üniversitesi, "Terörizm, Kitle İmha Silahları, Kitlesel İmha ve ABD Stratejisi" üzerine konferansta.)

imageman

Profesyonel

  • "imageman" bir erkek
  • "imageman" adlı kullanıcı yasaklandı
  • Konuyu başlatan "imageman"

Mesajlar: 1,375

Kayıt tarihi: Apr 11th 2013

Konum: Österreich

  • Özel mesaj gönder

2

Friday, 18.07.2014, 15:23


Bu sadece görünen tarafı. Birde diğer yönleriyle tartışalım HAARP Projesini.


HAARP
Bu harfler, ABD'nin en gizli askeri projelerinden biri olan "High Frequency Active Auroral Research Program" isminin baş harfleri.. Adından görüldüğü gibi yüksek frekansla ilgili bir program bu..
Bu konuyu gündeme getirmemizin nedeni, son zamanlarda bazı ki' silerin İnternet aracılığı ile HAARP projesini, Yıldız Savaşları filmleri senaryosu türünden senaryolarla Körfez depremine bağlayıp, birbirlerine iletmeye başlamaları.. Hayal gücü oldukça yüksek bir
milletiz.. Kendimiz uydurup, sonra da kendimiz inanıyoruz.- "Fısıltı gazetesi" akıl almaz bir hızla yalan yanlış her şeyi yayıyor.. Bu nedenle konuyla ilgili doğruları bilmekte yarar var..
Bu proje 6 yıldan beri, Alaska'da Gakona askeri üssü yakınlarında, ABD Hava ve Deniz Kuvvetleri'nce gerçekleştiriliyor.. Resmi amacı, iyonosfer'de araştırma yapmak. Bu projenin gerçekleşmesinde üç Amerikan şirketi ARCO, Raytheon ve E-Sistemleri, önemli rol oynadı ve hâlâ oynuyor..
Amerikalı askeri yetkililere göre, HAARP şunları gerçekleştirecek:
1. Atmosferdeki termonükleer araçların elektromanyetik vuruşlarını değiştirmek,
2. Deniz altılarla haberleşmeyi kolaylaştırmak,
3. Radar sistemlerini son derece geliştirmek, 4- Çok büyük bir bölgede, ABD ordusu dışında tüm haberleşmeyi durdurmak,
5. EMass ve Cray bilgisayarları ile ortaklaşa, toprağın altını çok Derinlere kadar incelemek,
6. Büyük alanlarda petrol, doğalgaz ve mineralleri tespit etmek,
7. Cruise füzeleri gibi her türlü saldın silah ve uçağı havada imha etmek.
Gel gelelim, bu projeye karşıt olan Amerikalı bilim adamları da var.. Bunun son derece tehlikeli olduğunu savunuyorlar.. Çünkü, onlara göre, HAARP öylesine bir güç haline gelebilir ki, elinde tutan dünyanın tartışmasız hakimi olur..
Projenin karşıtlarından biri olan, ülkenin en ünlü jeofizikçilerinden Prof. Gordon J. F. MacDonald'e göre, elektromanyetik teknoloji bakın daha neler yapabilir:
1. iklimleri değiştirebilir,
2. Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir,
3. Ozon tabakası ile oynayabilir,
4. Deprem yaratabilir,
5. Okyanus dalgalarını kontrol edebilir,
6. Dünyanın enerji alanları ile oynayarak, insan beynini kontrol altına alabilir,
7. Radyasyon yaymayan termonükleer patlama oluşturabilir..
Bunlar yapabildiklerinin sadece bir kısmı.. Dehşet değil mi?
Ancak, Amerika Hava Kuvvetleri, iklimlerin kontrolünü amaçlayan "Spacecast 2020" projesi ile ilgili olarak "Çevreyi değiştirme teknikleri ile bir başka ülkeyi yok etmek veya zarara uğratmak yasaktır" açıklamasını da yapmış durumda..
Bu proje çok küçük sinyallerle çok büyük enerjileri kontrol etme mantığı üzerine kurulduğuna göre, Zbigniev Brezinski'nin 1970'krde sözünü ettiği "İleriki yıllarda teknolojiye bağlı daha kontrollü bir toplum olacağı ve elitlerin bu imkanı kullanacağı" cümlesi sanki gerçek oluyor..
ABD eski Başkanı George Bush, "Yeni Dünya Düzeni" cümlesini kullanırken, acaba sadece, siyasi anlamda mı bunu söyLEDi?
Size HAARP ile ilgili bir başka ilginç şeyi anlatalım.. Bu konuda Web'de açılan sayfalar, buradaki konuşmalar, gelen bilgiler, tartışılan konular sık sık esrarengiz eller tarafından silinip yok ediliyor. HAARP, bu konuyu inceleyenlere göre, 1994 yılından bu yana, en çok sansüre uğrayan konu durumunda..
Bir de bu konuda yazılmış olan ve adım çok ilginç bulduğumuz bir kitaptan söz edelim:
"Angels D'ont Play with HAARP.."
HAARP tartışması ABD'de daha çok uzun süreceğe benziyor.."
Dikkatli bir gözle incelendiğinde yukarıda alıntıladığımız şüpheler teknik bilgisizlikten ötürü kuşkusuz bazı küçük hataları da içeriyor olabilir. Ancak bu yaklaşık 40 bine yakın insanımızın ölümüyle sonuçlanan depremi anlamaya çalışma çabamızı gereksiz
kılmıyor. Gölcük depremiyle ilgili şu ana dek birçok şey söylenmiş olabilir. Ve öyle görülüyor ki bu konuyla ilgili esrar perdesini tam olarak aralamak mümkün olmayacak.
Yine de biz, en azından bizden sonra gelecek daha donanımlı araştırmacı ve bilim adamlarına belki bir 'kıvılcım' olabilir düşüncesiyle sadece Gölcük depremiyle ilgili değil son yıllarda yaşanmış ve belkide yaşanacak ani iklim değişiklikleri, depremler, aşırı yağışlar, sebebi açıklanamayan uçak kazaları ve bilemediğimiz daha bir çok olayla ilgili olabileceğini artık bildiğimiz, ABD ordusu tarafından yürütülen dehşetengiz bir askeri proje ile ilgili esrar perdesini elimizden geldiğince aralamaya çalıştık. Bu kitabı öncelikle Başbakanlık, Genelkurmay başkanlığı ve Başbakanlık MİT Müsteşarlığının dikkatlerine sunuyorum. Hızla değişen dünyamızda, istihbaratın da silah teknolojilerinin de hızla değiştiğinin anlaşılması için... Düşmanı tanımak onu yarı yarıya yenmek demektir...
Yere ve göğe hükmeden, gökten ateşler yağdıran 'canavarın' ayak Seslerini siz de duyuyor musunuz?
Aydoğan VATANDAŞ

TESLA VE HAARP

NİCOLA TESLA'NIN İLGİNÇ YAŞAMI
SON zamanlarda HAARP projesiyle birlikte adını yeni-den duyuran Sırp asıllı mucit bilim adamı Nicola Tesla'nın nasıl bir biyografisi var? Tesla'yı anlamak, kuşkusuz bu mega projeyi anlamak bakımından son derece önemli.
Tesla, 9 Temmuz 1856 gecesinde Smiljan'da doğdu. 7 Ocak 1943'te New York'ta öldü. Sırp kökenli ABD vatandaşıydı. Mucit ve araştırmacıydı ama bilim dünyasında manyetik alan dönüşümleri ve alternatif akım konularında tanındı. 1884 yılında ABD'ye göç ettiğinde ilk yaptığı iş, geliştirdiği alternatif akım dinamosunu, dönüştürücüsünü ve motorunu içeren sistemin patent haklarını George Westinghouse'a satmak oldu. 1891'de Tesla Bobini'ni keşfetti. Bu bobin radyo teknolojisinin temeli olacaktı. Göç ettiği günden itibaren Amerika'da olay adam olan Tesla, kimdi ve dehasının kökeni neydi? Babası bir Ortodoks rahip, annesi ise eğitimsiz ama üstün zekalı bir kadın olarak biliniyordu. Mühendislik eğitimini Graz Teknik Üniversitesi ve Prag Üniversitesi'nde aldı. Graz'-da Gramme dinamosunu ilk kez gördü, çalıştırdıktan kısa bir süre sonra dinamoyu tersine çalıştırarak bir elektrik motoru haline getirdi. Bu şekilde alternatif akım elde edebileceğini düşünüyordu. Daha sonraları Budapeşte'de manyetik alanları dönüştürebilmek için ilk çalışmalara başladı. Bunun için bir endüksiyon motoru planladı, bu çalışma gelecekte elde edilecek olan alternatif akımın ilk adımıydı.

1882'de Edison Kıtalararası Şirketi'nde çalışmak için Paris'e gitti. 1883'te Strasburg'da ilk endüksiyon motorunu üretti. Bütün bunlara rağmen beş parasızdı, New York'a indiğinde cebinde 4 cent vardı ve küçük çantasında yazdığı şiirlerle, uçan bir makinenin planları bulunuyordu. İlk olarak Paris'ten tanıdığı Edison'un yanında işe başladı ama bu beraberlik kısa sürdü. İki mucidin metotları ve düşünceleri öylesine farklıydı ki, kaçınılmaz ayrılık hemen gerçekleşti. Mayıs 1885'te George Westinghous'ın elektrik şirketine çok fazlı alternatif akım dinamosunu, transformatörünü ve motorunu sattığında fazla olmasa da biraz para kazanmıştı. Geliştirdiği sistem, Edison'la Tesla arasındaki savaşı büyütüyordu. Aslında dev bir enerjinin kavgası sürüyordu: Edison'un doğru akımına karşı, Tesla'nın alternatif akımı. Tesla bu dönemde kendi laboratuarını kurdu. Artık daha özgürdü, o sıralarda gölge ışınlar üzerinde çalışıyordu ve bu çalışmalar 1895'te Wihhelm Röntgen'in "X ışınlarını" bulmasında temel veri tabanı oluşturacaktı. Tesla'nın ara vermeksizin sürdürdüğü deneylerin arasında, karbon lambası, elektrik rezonanslarının kullanımı ve çeşitli aydınlatma çalışmaları vardı. Laboratuarın ikinci yılında, inanılmaz bir işi becerdi; kendi yaptığı ampulleri kablosuz olarak yaktı. Elektriği kablo kullanmadan iletebiliyordu ama daha da önemlisi yaptığı gösteride alternatif akımın Tesla'nın bedeninden şerareler yayılıyor, çevresinde küçük şimşekler çakıyordu.

1891 Tesla Bobini'nin gerçekleştirildiği yıldır. Bobin günümüzde radyo televizyon teknolojisinde ve diğer elektronik araçlarda kullanılıyor. Tesla aynı yıl içinde ABD vatandaşlığına kabul edildi. Westinghous 1893'te Chicago'da Tesla'nın sistemini kullanarak "World's Cobumbian Ezposition" adlı bir tür fuarı aydınlattı. Gittikçe artan ünü ve başarılan sonucunda, Tesla bir anlaşma imzalayarak Niyagara Şelaleleri'nde ilk güç santralini inşa etti. Tesla'nın adı bu santrale verildi. 1898'de Tesla uzaktan kumandalı bir teleotomatik cihaz icat ettiğini açıklayınca, kuşkucuların ve düşmanlarının sesleri yükselmeye başladı. New York'ta gösteriler yapıldı, bu arada Tesla Madison Square Garden'da bir açıklamada bulundu. Sonraki yıllarda onu 1900'e kadar Colarado Springs'de görüyoruz ve aynı yıl içinde belki de en önemli buluşunu açıkladı; Dünyasal Sabit Dalgalan.. Yani dünyanın kendi elektriğini kullanıyordu. Doğal frekanslardaki elektriksel titreşimleri ayarlayabiliyor ve cevap alabiliyordu. Yine akıl durdurucu bir deney yaparak 40 km uzaklıktan kablo kullanmadan 200 ampulü yakmayı başardı. Bu olay dünyadaki ilk insan yapımı ışıklandırmaydı. Toplum şaşkındı ama o günler farklıydı. Zaten bilimsel her şey deneme halindeydi, elektrik henüz yaşamın vazgeçilmez bir öğesi değildi ve böylesine önemli bir olay kısa bir zaman sonra gündemden kayıp gitti. Bu olayın ardından yayınladığı bilimsel makalede Tesla, Colarado'daki laboratuarında dünya dışından gelen sinyaller aldığını iddia etti.

1900'de New York'a dönerek, Long Island adasında "Kablosuz Dünya iletişim Kulesi" Nis inşa etmeye başladı. Gereken 150.000 doları finansör J. Pierpont Morgan sağlamıştı, çok daha sonralarda Morgan'ın bu parayı telefon ve telgraf hisselerinin %51'inin kendisine tahsis edilmesi kaydıyla verdiği öğrenilecekti. Tesla dünya çapında bir iletişim düşlüyor, resimler, mesajlar, meteorolojik uyarı sistemleri, borsa sistemleri iletişimi düşlüyordu. Kısacası günümüzün İnternet dünyasını tasarlıyordu. Bu sırada türbinlerle ve diğer deneylerle ilgili çalışmaları da zarar görmeye başladı. Gereken fonları bulamıyor ve fikirleri kağıtta kalıyordu. Fikirleri çalınıyor, yanında çalışan mühendisler elde ettikleri ipuçlarını yanlarında götürerek işten ayrılıyorlardı. 1915'te Tesla, Nobel Ödülü'nü Edison ile paylaşınca büyük hayal kırıklığına uğradı; bunun hatalı bir karar olduğuna inanıyordu. Üstüne üstlük 1917'de Edison Madalyası ile onurlandırıldı ve kendisine en üst derece olan Amerikan Elektrik Mühendisleri şeref üyeliği verildi. Tesla'nın çok az dostu vardı. Özellikle de Robert öndenvood Johnson, Mark Twain ve Francis Marion Craıvford gibi yazarlar yakın dostlarıydı. Para konusunda çok yeteneksizdi hatta tuhaftı; büyük sıkıntılara düşüyor ve parası hemen bitiyordu. Buna karşın emsalsiz bir bilimsel sezgiye sahipti, hipotezlerini ve düşüncelerini gerçekleştirebilme yeteneği sanki ilahi bir armağandı. Sürekli geleceği düşlüyor ve kendisiyle yapılan röportajlarda gelecekle ilgili kehanetlerde bulunuyordu. Bunların arasında dünya dışı hayatla iletişim, dünyayı bir elma gibi ikiye ayrılabileceği uyarısı ve 400 km uzaklıktan 10000 uçağı yok edebilecek bir ölüm ışını projesi bulunuyordu.

Dehasının en parlak dönemi, iki büyük savaşa ve peş peşe gelen ekonomik krizlere rastlamıştı. Nicola Tesla, 7 Ocak 1943'te 87 yaşında öldü, New Yorker Oteli'ndeki harap bir odada beş parasız yaşıyor ve odasını bir sürü güvercinle paylaşırken sadece çok yakın birkaç dostu ile görüşüyordu. Gelişen endüstri çoktan beri ona sırtını dönmüştü. Bilimsel komün, kapıları kapatırken, dışarıda garip görüşleri olan bir adam imajını bırakmıştı. Kamuoyu için bilinmeyen biriydi ve bazıları için hayalci, gerçek ötesinde yaşayan ve sadece sansasyonel basının kullandığı biriydi. 1940'ta ilk kez Max Fleiscer tarafından yayınlanan çizgi roman "Süperman"de dünyayı ölüm ışınlarına boğan elektromanyetikçi çılgın bilim adamına Tesla adı konmuştu. Bunlar nasıl olabildi? Kusurları ve eksiklikleri ne olursa olsun, zaman zaman yolundan sapmış dahi olsa, Tesla bunları hak etmemişti. Günümüzde yaşasaydı yine böyle olur muydu? Bu, cevabı çok güç bir soru; çünkü bilim mafyası tutuculuğunu hâlâ sürdürüyor.
Tarih kitaplarının, biyografi yazarlarının ve ansiklopedilerin yazdıklarına göre öncelikle bilinmesi gereken reddedilmez gerçek, Tesla bir işadamı olarak büyük hatalar yapmıştır. Çok başarılı insanların çok zeki olmadıkları bilinen bir gerçektir ama zirveye ulaşma oyununu iyi oynarlar. Tesla bilimin saf havarisiydi ve bazı bilim dallarının karşısındaydı. işinin gerektirdiği anlaşmaları veya girişmeleri ilgi alanına girmediği için yapmıyor ya da kendince hesaplar yaparak en kötü kararlan veriyordu. Örneğin Westinghous ile imzaladığı anlaşma onu Amerika'nın en zengin adamlarından biri yapabilirdi. Fakat George Westinghouse ona şirket kurmanın gelecekte tehlikeli olacağını ama daha önemlisi böyle bir anlaşmanın kendini de zora sokacağını söyleyince, Tesla anlaşmayı bir jest olarak yırttı, bunu dostluk göstergesi olarak algıladı. Westinghouse ile görüşmesini yeterli görüyordu ama sonuç istediği gibi olmadı. Ticaret başka bir oyundu. Oysa Tesla bir çılgın olarak bilinse dahi, en azından lüks içinde ölebilirdi. Birçok tarihçiye ve iş çevresine göre ayıplar her ne kadar Tesla'nın omuzlarına yüklense de, işin içinde başka bir oyun vardı. ABD hükümeti büyük iş çevrelerini elde tutabilmek için mucitlerle gizli anlaşmalar yapıyor ve kontrolü sağlamayı amaçlıyordu ama Tesla tüm dehasına rağmen burada da yoktu. Ona komplo kuranlar listesinin başında yer alan en büyük şüpheli Thomas Edison'du. Edison eski çalışanından nefret ediyordu. Westinghouse dahi Tesla'ya karşı sürdürülen kampanyadan etkilenmişti ama öncelerde onun sıra dışı düşüncelerini dinlemekle yetindi. Fakat Tesla'nın elektrik enerjisini bedava dağıtmak düşüncesini öğrenince çok kızdı; bu düşünce kapitalist işadamı için tam bir kabustu. Hemen maddi onunla ilişkiyi kesti. Onun gibi çok önemli bir işadamının bu davranışı somut bir örnek oldu. Artık ABD'nin ya da dünyanın hiçbir yerinde Tesla'ya para sağlayacak bir kuruluş veya işadamı kolay kolay çıkmazdı. Çünkü Tesla para babalarını kızdırmış ve kara listede yerini almıştı. Sürekli hükümet tarafından kontrol ediliyor ve çok önemli işler yapması da sağlanıyordu, fakat Tesla olanları far-ketmiş ve kırılmıştı. Son derece duyarlı bir insan olan Tesla, tüm çalışmalarını terk edecek ve kısa süre sonra da yaşama veda edecekti. Böylece para, zekayı bir kez daha nakavt edecekti. Son yıllarda FBI' ın tecavüzüne de uğradı. Sahip olduğu her şeye, laboratuarına, aygıtlarına, tüm evraklarına, dosyalarına el konuldu. Bu işlem yasadışıydı çünkü "Yabancılar Mülk Edinme Yasası" ona karşı işletilmişti. Oysa Tesla, 1891'den beri Amerikan vatandaşıydı.
Sonrası da gariptir; Tesla'nın çalışmalarının Ulusal Güvenlik'le doğrudan hiçbir bağı yoktu ama FBI, 1943'e kadar bu gerekçeyle herzeyi saklı tuttu, sonra da unutuldu. 1957'de Ruslar'ın Tesla teknolojisine dayanarak deneyler yaptığı rapor edilince, dosyalar yine gündeme geldi. Bu kez işin içinde Pentagon da bulunuyordu, "Çok Gizli" başlığı altında, HAARP projesi geliştirildi. Bu mega projenin temelinde işte bu olay yatıyordu. Aslında HAARP’ın amacı başkaydı, tüm iletişimin kontrolü, hatta kitlesel düşüncenin denetlenmesi amaçlanıyordu.
Bir diğer yaklaşım, Tesla'nın saygınlığını yitirmesi ve çalışmalarının dışlanması sebebiyle içine düştüğü yıkımdan sonra herzeyi kendi eliyle yok ettiğidir. Kablosuz enerji iletimi inanılmaz bir buluştu, dünya çok farklı olabilirdi. Son yıllarında "Ölüm ışımı"ndan ve dünya dışı bir uygarlıktan sürekli olarak söz etmesi nedeniyle, çıldırdığını ve herzeyi yaktığını iddia edenlerde vardı. Nicola Tesla yaşadığı sürece, Albert Einstein'ın çalışmalarını ve kuramlarını asla kabul etmedi. Einstein'ı belirsiz ve anlaşılmaz buluyordu. Bu da aleyhine olmuştu. Einstein, gibi bir devi redde bilmek sadece ona özgü bir şeydi.
Modern bilimsel dünyada Tesla'nın bedava elektrik dağıtma fikri geçerli değil. Dünya dışı bir uygarlıktan da -bildiğimiz kadarıyla henüz mesaj gelmiyor ve Einstein'ın kuramı hâlâ geçerli. Belki Tesla'nın anlaşılabilmesi için vakit henüz erken..
Tesla'nın ölümünden kısa bir zaman sonra radyonun mucidinin Guglielmo Marconi değil Nicola Tesla olduğu da resmen kabul edildi. Aynı paralelde floresant ampulün, X ışınının ve vakum tüpünün mucidi de oydu. Tarih kitapları onu hatırlamıyorlar ve yazmıyorlar; dünyanın hemen tamamı hâlâ radyoyu Marconi'nin bulduğunu sanıyor. Bugün bu gerçeklerin ortaya çıkması "Bilgi Çağı" sayesindedir. Ölümünden sonra Nobel Ödül Kurulu bir açıklama yaptı; "Dünya çizgi dışı bir zekayı kaybetti; onun açtığı yol modern dünyanın teknolojik gelişimini sağlayacaktır."

Editörün Dipnotu

Eger kafirler böyle bir bulus ile havaya hükmedebiliyor ise o zaman Rabbimizin yerdekileride göktekileride insanin emerine musahhar kildik ayeti hakdir, ve ben karoglan hoca size bunu, bir müminde yapabilir diyor, ve yerden havaya hükmetmek olan yagmur yagdirmanin mümkün oldugunu ve nitkeim, dua ile peygamberin bizzat sünnetinde olan dua ile yagmur yagdigi vardir. ve bizde sizi dahada ilersi muhammedin sünneti olan yagmur yagdiran TAS vaazimizi okumaya davet ediyorum.

Karoglan Rasit Hoca



Benzer konular